biri polis oldu. biri üniversite kazanamadı boş geziyor. biri üniversite bahanesiyle giresuna gitmişti. bir gün çalıştığı kafede müşterinin biriyle kavga etmiş. ertesi gün işe sabah gidiyordum 10 kişi kafenin önünde beni bekliyorlardı dedi. bir kaç olay daha yaşamış kaçmış gelmiş giresundan. diğeri öldü galiba onu bilmiyorum.
allah rast getirirse 3 aydır kendi işimin ameleliğini yapıyorum. şu an itibariyle çok getirisi olan bir iş yapmıyorum ama bu dünyaya, yıllarca okul sıralarında eşşek gibi dirsek çürüterek devlet dairesinde memur olup salla başını al maaşını hayatını yaşamak için gelmedim.
sınıfın en arka sırasında oturmayı, hayallerinin en ötesinde yaşamayı sevdim.
hayatın dikte ettiği şartları değil, kendi inandığı, kendi arzuladığı yaşam için mücadele veren ve o hayallerin peşinden koşan tüm idealistlere selam olsun.
"Bir zamanlar arkadaşınız olduğunu düşündüklerinizin "şimdiki zamanına" ortak olmak zorunda değilsiniz. Arkadaşlık veda etmeyi de bilmektir."
Demiş yekta kopan.
lisedeki ilk yılımda atakan, bilal ve levent vardı. ben de dördüncüydüm. şimdi bilal ve levent'e ne oldu bilmiyorum. ölseler haberim olmaz. atakan'ın ise psikolojisi bozuldu. eve kapandı. 24 yaşına geldi, hayatında bir dikiş tutturamadı. telefonları da açmıyor.
hep arkadaki dörtlü olarak anılırdık. pek çok kişi gibi bizim de çok "muzip" anılarımız vardı. ama yaşandı, bitti. lise, lise'de kaldı. insan böyle söyleyince üzülüyor ama böyle de olması gerekiyor.
biri kaynakçı, biri özel güvenlik, biri pavyon açtı kapattı şimdi uyuşturucu işine girmiş, biri de ne zaman görsem hala internet kafede counter oynuyor.
Bir tanesi asosyal ve serseri , ben felsefe bölümü bitirdim komiser yardımcılığı sınavına hazırlanıyorum , diğer arkadaş ısı yalıtım işiyle uğraşıyor , en sonuncuda makine mühendisliği okuyor , şu an 6. yılı
4 erkekten biri vefat etti, biri minibüste direksiyon sallıyor. Biri turizmci oldu yüzünü bile goremiyoruz artik bi de ben hukukçu. Hayat birimizi ebediyete diğerlerini de başka yönlere savurdu gitti.