bana ilerisi için yeni kopya çekme yöntemleri kazandıran hocamdır. sayesinde üniversiteyi mp3'e ders notlarını kaydedip onları dinleyerek geçmişimdir. sağ olsundur. eğer lisede hoca şahsımdan kıllanıp yanıma geldiğinde sıramın altındaki küçük küçük coğrafya notarının yazılı olduğu bir sürü kağıt süzüle süzüle yere düşmeseydi ve akabinde karşılıklı göz göze uzunca bakışmasaydık tüm bunlar gerçekleşmeyecekti. teşekkürler.
bizde vardı bi tane , bi karış boyu vardı amk , kafası keldi , elinde de bi tane anahtarlığı vardı her işini onunla yapardı , mesela sinirlendiği zaman anahtarlığıyla vururdu , mesafe uzaksa poke topu misali anahtarlığı fırlatırdı , o olmasa ölürdü herhalde.
Murat hoca : müdür yardımcısıydı ve öğretmen kıtlığından dolayı coğrafya dersimize girerdi. Coğrafya mezunuydu ancak bir bok bilmezdi. Zaten derslerinde hep eve giderdik.
Ümit hoca : aslında ilkokul öğretmeniydi ancak kıtlıktan dolayı liseye vermişler. Zaten ders anlatışı da ilkokul seviyesindeydi. Dışarıdan görseydiniz , bu nasıl hoca amk derdiniz.
Nazan hoca : kötünün iyisiydi. Sınavları kolay olur , yüksek alanı geçirir , düşük alana kök söktürürdü. hep 90 95 ile geçmişimdir.
minyon keltoş bir tipti bizimkisi. genellikle saf olurdu ama uyanık olduğu zamalarda olmadı değil. muhabbete girildiği zaman iyi hoş, derste ise tam bir canavardı. ne dediğini pek anlamazdık. düsük not veririd. Allah'ın belası.
ilki ağzı leş gibi kokan bir kadın, ikinci ayyaş dağınık bir hayatı olan bir kadın, üçüncüsü ilk olması gereken gerçek eğitimci bir kadın. ilkler önemli arkadaşlar.
Boğazlı kazağın üstüne gümüş ve büyük taşlı kolye takıp benim pijama niyetine giydiğim pantolonu giyip saçlarının arasına ışıltı attırcam derken çingeneye dönen kadındır. Hiç sevmezdim sırf o yüzden coğrafya dersini de hiç sevmezdim.
ilki sürekli vintage kıyafetler giyen bir kadındı güzeldi de işte tarzına akıl sır erdirilemiyordu.
ikincisi sempatik bir adamdı sanırım gizli bi hayranlık da besliyordum.
3. Sü uzun boylu yakışıklı bi adamdı yönetici tipi vardı bir hocadan çok.
Aklıma hep Kyoto sözleşmesi geliyor, imzalanacak imzalandı gibi bir şeyler söylüyor ve amerikanın desteklemediğinden bahsediyordu.
Bizimkisi bildiğin abaza olan bi bekar hocaydı. Dersi daha işlemeden bizim sınıfın kızlarından bazıları giderdi hocanın yanına hafif yavşayıp hocam film izleyebilir miyiz derdi adam hiçbir zaman hayır diyemezdi. Ama allah var giden kızda sınıfın en güzel kızı ilik gibi hatundu yani. Sonra o ders boyunca hep film izlerdik. Yüzüklerin efendisi uzun versiyonu falan hep onun dersinde izlemiştik. Okulda da adı çıkmıştı zaten abaza diye niye evlenmemiş onuda bilmiyorum. Abaza falandı ama iyi adamdı çoğu dersi boş geçerdi tabii sınıfımızın kızları sağolsun.
Yaşı biraz büyük, minyon, sevimli ve bazı harfleri söyleyemeyen unutulmaz bir hoca benim için. Levha hareketlerini işlediğimizi dersin sonunda zor anlamıştık çünkü lepha diyordu hoca.
Ha bide sürekli evet derdi. Bir derste kaç evet dediğini saymaya çalışmıştık yüz küsür çıkmıştı. Örnek bir cümle: evet evet evet evet. Hatta belki doğrusu ebettir.
9.10.11.sınıfta oynar kafa ramo girdi derslere.son sınıfta kayıp balık memo geldi memo'nun bir özelliği ise sinirlenince sınıfta koşturup küfür ederdi.
bak ya cog netlerim aklima geldi. hic bisi ogretmedin ya zaten biliyonuz diye diye tas mas getirdin sinifa sanki onun kokusunu sorcaklardi sinavda. ayrica sonradan sacini boyattindi da herkes yakismis dedi ya iste arkandan hep gulduler bunu da diyim.
Bana mı denk geldi bilmiyorum ama hepsi normal olmayan insanlardır. Öğrenciye karşı gereksiz bir laf sokma istekleri vardır. Lisede iki farklı coğrafya öğretmenim olmuş ikiside bana cenabetmisin sorusunu yöneltmiştir. Coğrafyacı değilmi hepsi aynı dedirtmiştir.