ergene yeni girmiş gençlerle uğraşmaktır. yaşının verdiği hisseyatla hepsi birbirinden farklı dünyalara dalarlar. öğrencilerin bazıları sessizdir ağzından laf alamazsın bazısının da ağzında laf tutsun diye debelenirsin. vucutlarının büyük olması çocuk olmadıklarının farkında değillerdir. en büyük amaçları dikkat çekmektir. arkadaşlarından daha az çalışarak daha başarılı olmaktır. bu eğlence içinde koşuştururken üniversite sınavının karşısına duvar gibi çıkacağını bilmezler. öğretmen, tüm bu karmaşa içerisinde çalışır. üzerine düşen görevi yapmak ister.
ergenlik döneminde kendini kanıtlama çabası içerisinde olan gençlerin başvurduğu ilk insandır. öğretmen napsın atsan atılmaz, dövsen dövülmez hatta öğretmen dayak yer.
Yeni yeni kendine gelmeye başlayan, günde azami ölçülerde kimlik buhranları yaşayan, delikanlılığını ispat etmek için en yakınlarını çirkin ihtiraslarına kurban eden ergenlerle muhatap olmak hatta daha da kötüsü onlarla uyum içerisinde bir dönem yaşayabilmek için bu çirkin malozlara güzel sözler söylemek zorunda kalmaktır. Yani Lise yıllarımdan hatırladığım kadarıyla...
keyiflidir aslında ilk okul çocukları gibi zorlamaz. ortama ayak uyduran bir öğretmen özellikle de gençse bunu başarabilir işte o zaman derslerin daha zevkli geçmesini sağlar.