Surekli gidilip de pespese 2 profiterol ve iki bardak bogurtlen suyu icilen pastaneye furkan kisisiyle gidip adam basi yarimsar kilo profiterol almaktir.
Daha hayvani olani bunu aliskanlik haline getirip gunun birinde de bizimkinin aklina uyup kizlarla ayni pastaneye gitmektir.
Tabi pastanede calisan eleman cok methettigimiz profiterolu siparis ettigimiz sirada "yarimsar kilo mu olsun gene" demeseydi iyiydi acikcasi.
Ama hayvanlik sirasi ondaydi, yapacak bisey yok. Sonra o hanimlarla bir daha gorusmedik. Nedenini hic anlamamislardi ama biz, kendi icimizde hayvan olmayi kabullenebilecek kadar hayvandik cok cok. Sonra furkan bicaklayacakti pastanedeki elemani, kasitli ve kiskancliktan yaptigini dusunuyordu bunu. Bira ictik sonra ve gecti.
Bi keresinde de iki kisi bir kasa birayi 2 3 saatte icmistik ama o baska bir hayvanlik hikayesi.
sinif baskaninin gorev yapmak adi altinda en iyi arkadaslarinin bile numarasini tahtaya yazmasi ve gelen ogretmenin numarasi tahtaya yazilan ogrencileri dovmesi.
karlı bir gün bahçede yapılan altta kalanın canı çıksınla iki kişinin üstüne 10 kişi binmek. çocuklardan birinin kaşının yanı kanamıştı. yere vurmuş. ve aynı arkadaş burnunun çok ağrıdığından müzdaripti hep. bu olaydan yaklaşık 1 yıl sonra ise gittiğimiz nargile kafede çocuğun burnunun tek tarafından duman çıkmadığını fark etmiştik. meğersem çocuğun burnunu kırmışız.
arkadaş, babasıyla beraber okula gelmiştir. babası o gün işe giderken bu çocuğu da okula bırakmak, hem de hocalarıyla konuşmak istemiştir ve okula çocukla beraber girmiştir.
arkadaş ilk olarak sınıfa girer, dünden bıraktığı resim çantasını arar. ilk olarak babasıyla beraber sürekli düşük not aldığı resim dersi için hocaya ( hoca bayan ve genç bir hoca ) resmi götürecektir.
lakin sınıfta resim çantasını bulamaz. diğer sınıflara gider bu çantayı aramak için. o arada da piç ( bu ben oluyorum ) bir arkadaşı, bu çantayı sınıfta, çocuktan önce bulur, resim defterini açar ve 17 yaşındaki bir çocuk için ne kadar komik olabilecek kelime varsa, defterin her bir sayfasına, büyükçe yazar.
nedir bu kelimeler- şekiller, '' oh '' lar, '' sex '' ler, '' am göt meme '' ler, büyükçe çizilmiş siyah yarrrrrraklar falan.
neyse, defter alınıp arkadaşın görebileceği bir sıraya bırakılır. arkadaş, tekrar sınıfa gelince, defteri görür, '' az evvel nasıl bulamadım ben bunu ya '' diye söylenir, defteri alır ve aşağıya, resim hocasının yanına, babasıyla beraber gitmeye başlar.
tabi ki piç arkadaş, hoca, baba ve oğlunun gittiği odayı gizlice izlemektedir. resim defteri açılır, hem hocanın hem babanın suratında bir şok ifadesi beliriverir.
daha sonra sayfalar karıştırılır, utançtan kızaran bir adet öğrenci ve şaşkınlığını gizleyemeyen bir adet baba, hocanın suratına baka baka bu rezaletin karşısında ne yapacağını bilemeyerek sayfaları sonuna kadar inceler.
sonunda baba, çocuğunu alıp dışarı çıkar. hiç bir şey söylemez.
tam o sırada da piç arkadaş, kahkahalarına engel olamaz ve babanın suratına bakarak, anıra anıra, çığlık ata ata, suratınuın şekli tanınmaz bir hale gelinceye kadar güler. güldükçe güler güldükçe güler ve baba, olayı çakar, piç arkadaşı kovalamaya başlar.
bu da böyle bir anımdır. hoca, çocuğa geçer not vermiş, arkadaşımın bu piçliğimi hocaya ispitlemesine rağmen bana arkadaştan daha yüksek puan vermişti. ne zaman beni görse kadını bir gülme tutmuştu o okuldan mezun olana kadar. şimdi ne yapıyordur acaba ?
Çok uç örnekler olucak ama Boş derslerde arkadaşlarla muhabbet etmek, dersi dinliyormuş gibi yapıp hayaller kurmak, tüm voleybol camiasından özür diliyorum yaptıklarım için.
en zayıf arkadaşı kaldirip çöp kovasina sokmaya çalışmak okul bahçesinde abartisiz 20erkek toplanip öğlen yemeği yemek kız yanaşmıyordu yanımıza okul civarindaki evlerin bahce aydinlatmalari sokmekten çok zevk aliyodum dusunuyorumda neyin kafasiymis o ya.