lise ergenleri tarafından icra edilen en malca hareketlerdir saymakla da bitmez hani.
biraya kül atmak 2 metre kazıklı duvardan atlayıp yaralanmak
bok kokusu içinde sigara içmek bir de arkasından utanmadan ohhhh ciyerlerim bayram etti demek
4 ortak birleşip sigara almak ve paylaşım konusundan çıkan anlaşmazlık sonunda kavga etmek *
çıkan her kavgada esnasında polis ya da hocanın yaklaşması sonucunda maç ayarlıyoruz yalanı atmak....... vs
-alışveriş arabasına binip bahçede gezmek
-hocalara sigarayı yakalatmak yerine bıçak yakalatmak (bkz: themis eli degmemis ogrenci)
-Kalorifer kazanının orda sigara içmek
-Gece okulun bahçesinde sabaha kadar içmek
-''Nasıl oluyor böyle oluyor? '' ve '' hadi (g)eyler görüşürüz'' gibi elem sözleri istemdışı ortaya çıkarmak.
-Okula kapıdan değil bacadan girmek.
-okul kıyafetlerini okulda değiştirmek.
babası varlıklı bir arkadaşın 5 milyon karşılığında matematik hocasıyla iddiaya girip okulun hademesinin ölmüş ve karnı şişmiş japon balığını çiğ çiğ yutması.
sözlük bağımlısı olmaktır bir tanesi, toplam zayıf sayısının bir zamanlar 4-6 gelmesinin sebeplerinden biri de buydu. he şimdi bir şey değiştimi, hayır üniversiteli oldum ama yine bütünlemedeyim lanet olsun.
sınıfın en çalışkan kızı oturup adam gibi ders dinlerken onun sırasından sizin oturduğunuz yere kadar bant çekip, çakmakla ateşe vermek ve bunu yaparken de; "bütün test kitapların yansın." nidalarıyla gaza gelmek.*
öğretmenlerle hakaret edercesine tartışmak. boş derslerde gelecek saatte olacak sınava çalışmak , test çözmek , çözülemeyen soruları öğretmenlerin peşinden koşarak çözdürmek. sınıfta gruplaşma yaratmak ve her dakika olay çıkartmak.
dersin olduğunu unutan hocayı derse çağırmak için okulun en ücra köşelerine dahi bakmak ve sonunda hocayı bulmak.. daha sonra bütün sınıftan* ağız dolusu küfür yemek *.. düşününce hakikaten mallık içeren bir hareket.. ama sınıf başkanıydım ne yapayım emir kuluyum bende*
okula okulun dağıtmış olduğu öğrenci kartını müdür yardımcısına kapıda göstermeden girilmezdi vakti zamanında,
yine o günlerden birinde okula girmeden önce kapının önünde kartımı elime almış müdür yardımcısının gözüne sokarcasına tutmuştum, tam geçerken biiiiip diye ses geldi, ne olduğunu anlamaya çalışırken oradaki bütün hocaların kahkaha attığını farketmemle müdür yardımcısına gösterdiğimin okul kartı değil Kentkart olduğunu farketmek bir oldu. E tabi beterinde beteri vardır derler ya, bakiyeniz yetersiz demediğine şükrediyoruz.
edebiyat hocası derste hararetle bir konu anlatmaktaydı. ben de o zaman her son sınıf öğrencisi gibi sınavlara çalışıyordum.
dil yanlışlarına fazla çalıştığımdan olacak hep insanların dil kusurlarına dikkat ederdim.
o sırada şu an hatırlayamadığım bir anlatım bozukluğu yapan hocaya tam konuşurken:
- anlatım bozukluğu yaptınız hocam! dedim.
sonra sınıf üç saniye sessiz kaldı ve herkes bir anda yarıldı. ben ise ne dediğimi sonradan fark ettim.
hoca o an bozuntuya vermedi ancak sonraki zamanlar pek iyi geçmedi.
susmayı o zaman öğrendim sanırım.
yanında duran edebiyat öğretmeni "yavru"ya yönelik olarak, başparmağını işaret ve orta parmakları arasından geçirip, sözde burnunu kaşıyormuş gibi yapmak ve karşılığında hocadan tokat yemek gibi bir hergelelik olabilir.