veysel hocamın bana tarihi sevdirmesi. sırf bu sevgiyle işimle ilgisi olmamasına rağmen 2. üni olarak tarih okumak. hep veysel hoca sayesindedir. selamlarımı gönderiyorum.
Hocamdır. inanılmaz bir kadındı. Uzun boylu, açık tenli, ince ve sarışındı. ciddi duruşlu ve akıllı bir kadındı. Çok etkileyici bir havası vardı tam aşık olunası türden. Ceket falan giyerdi birde çok şıktı. Dersin başında ve sonunda soru sorardı. Bana istanbul’u kuşatan ilk türk devletini sormuştu. Avarlar demiştim. Sonra üniversite sınavında bu soru çıkmıştı. Yararlı bir sistemi vardı. Öyle saçma sapan araştırma ödevi vermezdi. Müzelere giderdik. Sayesinde tek heveslendiğim ders tarihti.
Derslerde genelde uyuduğum. En kötü denilecek dersim de tarihti zaten. Geçmişte olup biten şeylere önem vermeyen bir karakterim olduğu için ilgimi çekmiyordu. Ygs zamanı tüm konulara çalışıp istediğim neti yapmıştım. Yine olsa yine aynını yapardım. Tarih dersine gereksiz demiyorum bu arada, tabii ki gerekli ama ben pek sevmiyorum.
Baltalimanı antlaşması'ndan beri panslavizm ideolojisi güden rusya'nın bolşevik devrimi ile birden savaştan geri çekilerek, kurtuluş mücadelimizi destekler hale gelmesi ve itilaf devletlerinin gizli antlaşmalarını açık etmesi enteresan gelmişti.
"Demekki düşman devletler, savaşan uluslar diye bir şey yok, ķötü siyasetçiler var." demiştim.
Ama bu benim dönem ödevimdi, müfredat kitaplarında yazmıyordu tüm bunlar elbette.
hocamız çok makara adamdı. bikere yine anılarını anlatıyordu. üniversitede bir kızdan hoşlanmış. kız sigara içiyormuş. konuşmaya bahanesi olsum diye bizimkide başlamış. bi zaman sonra ayrılmışlar hocam evlenmiş ama hala sigarayı bırakamamış. kimseyi sigaraya başlayacak kadar çok sevmeyin demişti. bende bu kaldı koca tarihten.
hocanın o muhteşem gül suyu,sigara ve lahmacun karışımı kokusu. bir de bize hiç bakmadan ders anlatması. ya tavana ya da sınıfın duvarlarına bakarak anlatırdı hep. acaba bizden tiksiniyor muydu? şimdi fark ettim tarihle ilgili bir şey kalmamış.