sınıfın her açıdan en güzel yerinde keyif çatmaktır. tabi en ufak olayda önce en arka 2 sıradan başlar sorguya... bir de kalorifer yanı olması nedeniyle kış aylarında ıslanan çoraplarınızı çıkarıp kaloriferin üzerine koyarak ısıtabilirsiniz.
sınıfta olmanın en güzel tarafıdır. kalorifer varsa kışın kış uykusuna yatarmışçasına uyursunuz, keyif çatarsınız. etrafı izleyebilir, sınıfla olan ilişkinizi kesip adeta fotosental hayata geçiş yapabilirsiniz. muhteşemdir.
eğer inek sınıfında bir öğrenci iseniz ve boy durumundan bu mevkide iseniz biraz sorun olan durumdur. lakin bizim için hayır bu sıranın tadına varmadan okul bitiren insan çok şey kaybetmiş demektir.
Köşedir, yaslanırsınız. Dışarıda ki en ufak olay dikkatinizi çeker. Eğer deniz kenarı okulsa sınıfta kalırsınız. Camlar kırık dökükse üşürsünüz. Kışın kalorifer yanmıyorsa kalorifer sizi daha da üşütür. Eğer yanıyorsa çayınızda yanınızda derste tarih, coğrafya gibi güzel dinlenecek derslerse çay eşliğinde çok keyifli olur. Sigara maalesef giremiyor ama olsun.
tabi fazla kapılmayın, sıkıldığınız dersin tam ortasında siz dalıp gitmişken cani hocanın uyarışına ya da (bkz: trene bakan öküz) esprisine maruz kalabilirsiniz.
"bu dersi de nasıl kaynatsam" diye düşünmeye zorlayan koşullardan bir tanesidir. özellikle arka sıraların öğrenciye böyle bir yan etkisi olduğu kabul edilmesi gereken gerçektir.
başka bir algı boyutunda yaşadığının göstergesi.. zira otobüste de cam kenarı kollayan insan vardır,akşam üzeri eve dönerken hızla geçer otobüs ağaçları,evleri,sokakları,rüzgar çarpar yüzüne ve kafanda bin bir hikayeyle bir sinema perdesi iner gözüne.