bizim sınıfta bir tane çocuk vardı, böyle erkek grup olarak toplanınca falan "beyler şu kıza çıkma teklif edin hadi la eglenek ahahasjhfhsfh" diye gezerdik okulda. ama sonunda hiçkimsenin götü yemezdi ama bu çocuk bir şey ortaya atılınca direk yapardı. korkusuzdu, utanma duygusu yoktu, reddedilme duygusu yoktu. kiralık katil gibiydi, emri var hemen yapsın. gidip kıza çıkma teklif ederdi, kızın tepki vermesini beklemeden yanımıza gelir hiçbir şey olmamış gibi davranırdı hepimiz ona bakarken. şu an keşke ben de öyle olsaydım neyim var çekinecek diye düşünüyorum.
o sınıf tavanindaki ayak izini yapan kisilerde biri olarak bende dahil olabilirim. masa üstüne öğretmen sandalyesi onun üstüne sira koyup üstüne cikarak o gizemli olayi bizzat gerceklestirmistik. siniftakiler tarafından kolay hafizalardan silinecegimizi sanmiyorum.* ayrica fotoğrafıda var.
Tüm sınıfların sigara ihtiyacını karşılayan bir eleman vardı bizim sınıfta baya satardı yani sınıfı tütüncü dükkanına çevirmişti okula işe gelir gibi sadece sigaradan para kazanmak için gelirdi son karşılaşmamızda öğrendim ki okulu bırakıp tütüncü dükkanında çalışmaya başlamış.
Hiç unutmam (allah rahmet eylesin) bizim bir müdür vardı sanat Lisesiyle yanyana mudur sanat okulunun öğrencilerinin yanına gidip olum ne salaksiniz dedi öğrenciler niye diyince olum kapı yapıyorsunuz sizi o kapıdan içeri almıyorlar demisti.
Bu arkadaşın adı Seyfullah oluyor. Lise de Yedikule lisesi. Kendisi ergenliği nirvanasinda yaşayan biriydi. Zaten suratına bakınca mayın tarlası gibi olduğundan bunu hemen fark edersiniz.
Her neyse, bir gün sınıftaki üç kız ve üç erkek şişe cevirmece oynamakta. Bunlardan biriside Seyfullah. Şişe çevrildi ve kızlardan birisi buna su soruyu sordu.
-Haftada kaç kez mastürbasyon yapıyorsun?
Ve cevap:
-Hehe günde kaç diye sorsana.
Kız dönüp kalmıştı öyle. Olay biraz değişik gelebilir ama Yedikule lisesi gibi bir okul ve ergenlik olunca her şey çıkabiliyor ordan inanın.
Gelen geçen Herkesin üzerine atlayarak rararaaaaaaağ yapan bir tip vardır kesin. Ayrıca, Özellikle kapı girişlerinde bekleyerek kankalarına el kol şakası yapmayı sever.
Bizim sınıfta herkesin bıyıklarını kaşlarını alan bir süslü vardı.Ama çok egoistti, biri çağırınca "yoaaa bebeyim parmaklarım yoruldu" derdi. Hiç sevmezdim, hala da sevmem.
derslerden bir bok çakmayan.. açıklamaya kalkınca alakasız birtakım terimleri konuyla alakalıymış gibi anlatan hocalara gelince yağcılıkta sınır tanımayan yeri gelince ders anlatmaya kaldırılan en sinir olduğum insan tipidir...