ergen davranışı. sizden önce ben yapayım bu tanımı. lisede hangimiz ergen değildik ki? eğer bunu yapmadıysanız hiç liseli ergen olduk demeyin.
neyse efendim.. lisede bildiğin psikopatım. kızdan psikopat olur mu? valla olur. ekürisiz psikopat olmaz tabi. okulda bir gün aksiyon yaratmadan duramıyoruz. yine sıkıcı okul günlerinden biri. sıkıntı basmış ve ne yapsak diye düşünüyoruz. fazla düşünmeye gerek kalmadı haliyle. kafa her türlü muzurluk için takır takır çalışıyor. her zaman yaptığımız gibi okulun demirliklerinden atlayıp bir şişe şarap alıp okula geri döndük. buraya özellikle dikkat çekmek istiyorum. şarap ulan şarap.. gören yılların şarapçısıyız zanneder. oysa ne ben, ne de ekürim şarabın tadından bihaberiz. şimdiki aklım olsa votka alırdım o ayrı.
öğle arası. millet yemek derdinde. biz elimizde şarap sınıfa girdik. sınıfın ortasında kadeh kaldırıyoruz. bir yandan da tırsmıyor değiliz. tadını bilmediğiniz bir şeyi, sınıfın ortasında herkesin içinde içicez. e az çok psikopatlar diye raconumuz da var okulda. rezil olmak var yani işin ucunda. kadehi kafamıza diktiğimiz anda, içemeyip olduğu gibi püskürtsek bitti gitti bütün karizma. kadeh dediğime bakmayın, su şişesine koyduk şarabı. bildiğin erikli yani. neyse arkadaşla bakışıp diktik kafaya. ağzımdan mideme kadar bütün yol boyunca bir yanma hissettim. içimdeki ses "tüü allah belasını versin, bu mu len şarap dedikleri şey" diye feryat figan ediyordu.
bir şişe şarabı iki tane çocuk denecek yaşta kız içerse ne olur siz düşünün. hayatlarında ilk defa içtikleri gibi, bir de fondip yapmışlar. sonuç belli, bildiğin yamulduk. o kafayla din dersine girdik. kel bir hocamız vardı. içmeden önce bir taneydi daha doğrusu, o ders üç kişi geldiler sınıfa. üç tane kel kafa..
carriye: oo hocam hoşgeldiniz
kel hoca: siz varken hoş gelinmez kızım bu sınıfa
eküri: ahaha kızım hoca lafı koydu sana
carriye: ha hayt kalır mıyım ben altta, dur sen dur.. hocam yanınızdakiler kim?
kel hoca: kimler kim? kimse yok kızım yanımda delirdin mi?
carriye: e hocam iki tane daha kel var yanınızda ahahah
kel hoca: kel mi?? nasıl konuşuyorsun sen hocanla??
carriye: ben gördüğümü söylüyorum hocam. bizde yalan olmaz
kel hoca: kalk bakıyım tahtaya sözlü yapıcam seni. elham suresini oku bakalım
carriye: (aslında bütün sureleri bilmeme rağmen çarpılma korkusu nedeniyle kıvırmanın yollarını aramaya başlarım) valla sağolun hocam ben almıyım, siz yapın.
kel hoca: kızım beni delirtme yine tahtaya gel
carriye: (ekürimi işaret ederek) o gelsin hocam. allah sizi inandırsın geçen bir elham okudu ağladım, o derece yani, çok duygulu, içten böyle.
eküri: vay adi sattın kızım iki dakikada, alacağın olsun
kel hoca: ikinizde gelin, ikinizde gidin hatta. kurtulayım sizden
carriye: kalp kalbe karşıymış hocam. aynı şeyi de biz sizin için düşünüyoruz ama her ders geliyorsunuz
kel hoca: çıkın dışarı terbiyesizler, kovuyorum sizi. gelmeyin dersime
carriye: valla çok isteriz hocam ama kalkamayız. bu seferlik siz çıksanız, söz bir daha ki sefere iki kere çıkıcam.
kel hoca: %^+/&/=/^')
eküri: pauahaha
carriye: ahahaha
bu olayın nerde bittiğini merak edenler için söyleyeyim. disiplinde haliyle. 5 gün kafa izni verdiler. hey gidi ne günlerdi. o değil de zaten okula gelmek istemeyen öğrenciye, ceza diye uzaklaştırma veren bir eğitim sistemimiz var. o ceza bana ödül gelmişti be..
ilk başlarda vişne suyuna vodka karıştırarak, lise sona gelindiğindeyse beslenmemin (kantin iğrençti evden sandviç hazırlayıp yerdim) yanında ara sıra mariachi açmamla vuku bulan eylem.
her liselinin yapması gereken şey. böyle aksiyonlara girmeden mal mal mezun olmayın, ilerde olayları eğlenceli anlara çevirmek için antremandır bu tür şeyler.
oldukça güzel bir eylemdir. özellikle okul kantininde ve de su şişesi içinde votka getirip arkadaşlarla şerefe diyip içme cesaretini gösteriyosan tadından yenmez.