vallaha milli güvenlik dersinin oldugunu bile hatırlayamadım ilk 1 dakika.sonradan bitane tegmen gelirdi genç birisi kızlara hava atar gibi hareketler yapardı sınavda çıkacak soruları söylemişti bizde onlara çalışıp geçmiştik.
hocanın işlediği cinayetler. hatırladığım kadarıyla 3 kişiyi öldürmüştü ve bunu gülerek anlatabiliyordu. yanlış anlaşılmaların erkenden önüne geçmek için söyleyim 3 cinayette sivilken ve trafikte yaşanmış.
milli güvenlik dersine giren her hoca neden göbekli olur ki bir de bunlar asker, askerde herşeyin daha iyi olduğunu düşündüğüm zamanlar olmuştu bu ders yüzünden.
sınıfın kapısının yanında bekleyip komutan içeri girerken "dikkaaaayt" diye bağırmam ve sınıfın esas duruşa geçmesi. bir gün inadına yapmadım bu hareketi, kendimi ulu ve haşmetli müdürümüzün huzurunda buldum. meğersem hocanın binbaşılığı tıraş! müdür kendini korgeneral zannediyormuş. *
sınıf başkanı olarak yürütmeden sorumlu olduğum sınıfa her geldiği zaman kendisini kapıda karşılamamı, sınıfın toplam mevcudunu, kız sayısını ve erkek sayısını sesli bir şekilde kendisine söylememi istemesi, sınıfı selamlaması
- merhaba arkadaşlar
- Soolllllll!!
2 metrelik dağ gibi bir adam olmasından mütevellit, sınıfta ses çıkaran bir öğrenciye '' bak yavrum, bir daha konuşursan hayatının geri kalanını tekerlekli sandalyede geçirirsin'' şeklinde uyarması sonucu o arkadaşın sene sonuna kadar derste ağzını bile açamaması,
ders esnasında arada sırada derslerine giren asteğmene telefon açarak aklına gelen bir olaydan dolayı ana avrat küfretmesi,
topçu alayı komutanı olduğundan dolayı, nisan ayında dersine girdiği sınıfları askeriyenin minibüsleri ile sınıfça atış talimine götürmesi,
öyle bir adamdı ki, onun dersinde sınıf ortamından çok alay karargahı tadında takılırdık. adam ciddi ciddi bizi sunum odasına götürüp tsk envanterindeki topların tanıtıldığı slaytları falan izletmişti.
bizim hocamız emekli albaydı sanırım emekliydi ama rütbeyi tam hatırlayamadım. neyse hatırladığım tek şey ise bu adamın dünyayı kurtaran adamın oğlu olduğudur şöyle ki bize anlattığı hikayeleri anlatayım.
kıbrıs barış harekatı katılış hikayesi :
eveet çocuuklaar o yıllar genciim kaslarım yerinde ben ve arkadaşlarım çok çeviktik! neyse kıbrısa harekat yapmamız gerekiyordu ama tüm dünya karşı çıktı özellikle yunanistan karşı çıktı ama biz kahraman askerler olarak harekata gittik hatta giderken gemiyle yunanistanın önünden geçtik onlara el salladık ehehe. neyse işte çıktık kıbrısaa aldııım elime gülleleri topları bom bom boom yıktım geçtim ortalığı...
yolda araba kullanırken şahinin içindeki 4 serseriyi dövme hikayesi :
çocuklar şimdii arabamdayım gidiyorum normal bir şekilde bir baktım arkadan böyle serseri ibiş kılıklı herifler geliyor beni solladılar laf attılar falan çok sinir oldum bende ileride ışıklarda durdular bende onlara yetiştim baktım hala garip garip hareketler ben sinirli adamım doğal olarak sinirlendim aldım elime inzibat copunu indim aşağıya dördünüde eşek sudan gelinceye kadar dövdüm. sonra polis geldi olayı sordu bende anlattım polis de bana hak verdi sonra o 4 ibişi karakola aldılar bende yoluma devam ettim.
otobüste yaşlı amcaya yer vermeyen genci otobüsten kovma hikayesi :
çocuklar bir gün otobüsteyim oturuyorum heryer dolmuş ileride durakta bir amcanız bindi 60 yaşlarında falan bir tane ibiş kılıklı genç oturuyor kulağında kulaklık salak salak sağa sola bakıyor. ben bu çocuğa bakıyorum yer versin diye çocuk yer vermiyor en sonunda dayanamadım evladıım ! amcana yer versene hiç mi saygın utanman yok senin dedim bana ne yer vereceğim amca ben bu koltuğun parasını ödedim otururum dedi. çok sinirlendim geçnlik çok bozulmuş, siz böyle olmayın çocuklar. neyse aldım elime inzibat copunu çocuğun ayağına bir tane vurdum yere kapaklandıı sonra şoför olayı gördü o da bana hak verdii hadii lan diye oda çocuğun kıçına bir tekme attı çocuğu otobüsten attık.
50e yakın hikaye vardır 40 dan fazla hikayede ise inzibat copu olayın içinde hocanın elinde, önüne geleni evire çevire dövüyor. ha birde herkesi kaldırıp memleket sorması daha sonra cadde apartman sokak ismi istemesi hocam nerden bileceksiniz dendiğinde kızması tüm türkiyeyi biliyorum lan ben heryeri biliyorum havalarına girmesi unutulmaz günlerdi sözlük.
talcid içmeme izin vermezdi. şüpheciydi ve bunun zehir olmadığını nerden bileyim hepiniz benim sorumluluğumdasınız derdi. geçen stratejik araştırma yaparken kendisiyle 6. kolorduda karşılaştım. çok sevindi bana ama bir o kadar da üzüldü yaptığım ihtisasa... ben de samimiyetimize güvenerek, ülkenin sanki rot balansa mı ihtiyacı var gibi dedim. lisedeki gibi kafama vurup, Evet dedi. albaydı. hala da öyle.
Valla bizim dersimize giren albay bildiğin sapıktı. Ha bunu askere hakaret olsun diye söylemiyorum. Bize öylesi denk gelmişti. Kızlara felan sarkıyordu. Sınavlarda yardım ediyordu, güzel kızlara.
