milli güvenlik ilk sınavı başlamıştır. ders hocamızın rütbesi yüzbaşıdır(yzb).
sınav başladıktan 15-20 dakika sonra...
ben: volkan askerliğin tanımı hangi sayfadaydı lan çabuk söyle (volkan ön sıradadır).
volkan cevap vermez...
ben: hadisene aq çabuk ol
volkan: olum ben daha o soruya gelmedim.
ben: hangi sorudasın çabuk söyle yakanacam lan.
volkan: ben cumhuriyetin tanımını yazıyorum. 4. soru 15. sayfada yazıyor.
ben: tamam dur arayayım.
şlark şlark şlark.. 15. sayfa açıldı.
ben: tamam sağol yazıyorum. kafanı eğme lan yakalanacam.
kısa süre sonra..
yüzbaşı: olum sen neden kitabı dizinin üzerine koyuyorsun?
ben: hocam şeyy...
yüzbaşı: olum kitap açmak serbest dedim ya. neden gizleyerek açıyorsun . sıranın üzerine koy kitabı rahat ol.
yüzbaşı kitap açmak serbest dediği an ne düşünüyorsam artık. neyse olan oldu durumu düzeltmek lazım.
ben: hocam alışkanlık yapmışım dizimin üzerinde olması lazım ...
milli güvenlik dersimize, ışıklar askeri lisesinden öğretmen binbaşı gelirdi.
sınıf başkanı kız olduğu için, sadece onun dersine özel başkan seçmişti. binbaşı sınıfa girdiği zaman kapıda bekleyen ben 25 mevcutlu 8a sınıfı 3 eksikle dersinize hazırdır komutanım tarzında tekmil verirdim.*
ve sonrası;
+ merhaba sınıf!
- sauoluol.
+ gevşemeyin lan gundi'ler.
- ha ha ha ho ho...
+ ayakta bekle.
40 dakikalık ders ayakta geçer.
aklımda bundan başka, dersle alakalı hiç bir şey yok.
ha bir de un* nedir? diye sormuştuk.
cevap kısa ve netti.
''orospu çocukluğu yapmaktan başka bir işleri yoktur.'' o öyle dedi.
"ehliyet alacak yaşta olmasanız da araba kullanmayı bilmenizde fayda vardır" sosyal mesajını yanlış anlayıp bir gazla arabayı kaçırma gafletinde bulunmam yetmezmiş gibi bir de gidip o arabayı vurmam. nasıl akılda kalmasın.
milli güvenlik hocaları asker olduklarından daha samimidirler. şöyle ki; ben sınavdan 80 gibi birşey almıştım. hocam 4 soruyu salladım tuttu demiştim. hoca yanına çağırdı beni "ne kadar sallarsan salla dona düşer son damla" dedi. bu da böyle bir anımdır.
Garnizon komutanı geliyordu lise 2' de. Arkadaşın biri dalgınlıktan mı artık neyse sırayı karalıyormuş sanırım. Birden yakasına yapışıp ayağa kaldırmıştı, silkelerken de "vatan haini misin sen, devlet malına zarar veriyorsun" minavlinde şeyler zırvalamıştı.
