ilk günden grubumu kurmuştum lan. 1 sene gittik öyle bir fireyle kalıcı olmadı tabi sınıflar değişti bu sefer yeni arkadaşlar edindim orda kurulan arkadaşlıkların yeri başka oldu tabi bi daha bulamam o ortamı hele ki bu üniversitede. ben dahil hepimiz çok samimiyetsiziz mk.
Nereye düştük demiştim nasıl bir ergenlik psikolojisiydi bilmiyorum ama bütün kızlar süslü püslü öğrenciden başka her şeye benziyorlardı o günü asla unutmam 4 yıldır üniversitedeyim öyle kız görmedim daha.
Tercih yapıp sonuçlarına bile bakmadan başka bir liseye kayıt yaptırmışım. Neyse ilk gün okula geldim isimler falan söylendi millet bir bir sınıflara ayrıldı ve benim ismim söylenmedi. Sonra tercihlerde okullardan birine ön kaydım yapılmış gittim ön kaydı sildirdim mecburen. ilk gün kaynadı dolayısıyla.
bundan sonraki hayatında yoldaşın olucak, can dostun olucak insaları ilk defa görürsün o gün. şunu da düşünmekteyimki çıkar amacı gütmeyen tek arkadaşlık çağı lise çağıdır.
Benim için tam bir fiyaskoydu. Yanlış tercih yapmıştım ve tercihim 4 saatlik mesafede olan kurtköye çıkmıştı. Kalacak yerim olmadığından ve oradaki cemaat yurtlarının mantalitesinden hoşlanmadığım için gitmemiştim. Sonra yakına bir yere aldırdık naklimi 2-3 hafta sonrasında liseye başlayacaktım. Sabahleyin erkenden kalktım,kahvaltımı yaptım, çıktım yola. Okula vardığımda 1 ders gecikmiştim 2.derse girdim. Dersin sonunda karnıma giren bir ağrıyla kendimi hastanede ameliyathanede buldum sözlük. Apandis ameliyati olacaktım. Hemde okula ilk başladığım gün. Zaten 3 hafta tüm yaşıtlarım okuldayken ben evdeydim ameliyatda olunca 15 günde öyle eklendi. Yalnızlıktan nefret edenler bunun ne demek olduğunu bilirler. Hiçbir arkadaşın kalmamış, herkes okuluna başlamış ve sen yalnızsın. Bunun yanı sıra ameliyat olduğum sıra i.b.b ye transfer olacaktım. Transferimde yattı. Benim için zor olan bu zamanlardan sonra nihayet gittiğim gün herkesin ilgisiyle ve samimiyeti ile boğuldum. Sağolsunlar. Lise candır. Mutlaka gidin okuyun.
gülme krizine girdiğim gündür. sınıfa çıkmıştık. sırada tanıştığım ve arkamda oturan arkadaştan başka birisiyle konuşmuşluğum yok doğal olarak, herkes gibi çevreye sessiz sessiz bakıyorum. sınıfça hocanın gelmesini bekliyoruz. pansiyona yerleşen bir arkadaş, sınıfa sonradan geldi. kısa boyluydu ve beyefendi, garip olan bir görünüşü vardı, ilk izlenimim böyleydi. tanıdıkça öyle olduğunu iyice anladım zaten. her neyse, sınıfa ayağındaki iskarpiniyle "tak tak" ses çıkararak girdi. sınıfa bir kişilik yer vardı. o yerin de sırası vardı ancak masası yoktu. o da "bana da masa kalmamış, şuraya oturayım bari." dedi. olay hemen çaprazımda gerçeklemişti. ben de bu sözü duyunca güldüm, o da güldü. sonra ayıp olmasın diye kendimi tuttukça daha çok gülesim geldi. sonra "oğlum daha lisenin ilk gününden şizofren, deli damgası yiyeceksin; kendine gel." diyerek kendimi susturmayı başardım.