genel olarak heyecanlı bir gündür, genelde 1.sınıflarda birbirini tanıyan pek yoktur. benimde öyleydi.
diploma puanı yüksek olanlar okulun açılmasıyla lise bahçesini doldurmuştu, daha sonra açık kontenjanlara yani ek yerleştirmeler ile gelecek öğrenciler vardı. benimde neredeyse tüm arkadaşlarım ek yerleştirme ile gelecekti, yani ilk günler o kadar yalnızdım ki anlatamam.
okulun bahçesine girdiğimde herkes biliyor ki kızlar erkeklere göre daha erken olgunlaşıyorlar lise 2 ve 3 ler öyle büyük gelmişti ki gözüme hepside süslü püslü podyuma çıkacakmış gibiler altı üstü okulun ilk günü.
kendimi Hızlı Ve Öfkeli Tokyo Driftteki elemanın ortama ilk girdiğinde arabaların üzerindeki kızlara odaklandığı gibi hissettim. nereye geldim ben diye kendimi sorgulamaya başlamıştım. herkes birbiriyle konuşuyor sanki sadece ben yabancıydım bu ortamda, o heyecan ve panikle çoğu 2. ve 3. sınıf yani daha önceden kaynaşmış olduğunu düşünemiyordum ve bu beni daha da heyecanlandırıyordu.
neyse sıraya geçmemizi 2 ve 3.sınıfların girmesini 1.sınıfların şubelere göre içeri girmesini söylediler.
ellerinde listeler ile şube şube isimler okunmaya, isimleri okunanlar içeriye girmeye başladı.
sıra nihayet bendeydi öğretmen ismimi okudukdan sonra soyismimi okuyamıyordu sürekli baştan alıp okumaya çalışıyordu gerçekten de hak veriyordum karmaşık bir soyismim olduğu için ama bahçedeki yüzlerde öğrenci kahkahalar içinde gülüyordu.
diğer öğretmen listeyi alarak okumaya çalıştı ancak 3. veya 4 denemesinde okumayı başardı ama öğrenciler susmuyor gülüyorlardı. o yaşta ota boka gülünür zaten onlara da hak veriyordum, sadece bu soyismi seçenlere ve müdahale etmeyen nüfus memuruna hak vermiyordum. ismim ve soyismim okundu ama ben girmedim tabi ki, 5-10 kişinin ismi okundukdan sonra girdim ki o kişinin ben olduğunu öğrenmesinler diye. beyin bedava
sınıfa çıktığımda kızlar aralarında gruplaşıp kaynaşmıştı hemen 20 kişi kadardır sınıfta 15i kızdı en azından.
bende en arkaya geçmiş oturuyorum o zamanlarda tabi daha çocuk deniyor ben gibilere. kızların çaktırmadan bana baktığını farkettim utanıp kızarmaya başladım. acaba ne diyorlar hakkımda, yoksa dalga mı geçiyorlar, yok be ne geçicekler, o zaman neden bakıyorlar gibi düşünceler aklımı meşgul ediyordu.
sonra 5-6 kız gelip masamın etrafını çevirdi yakından bakmaya başladılar. bu sefer daha da kızardım nefes alıyor muyum diye kontrol etmeden emin olamıyordum. tuğba vardı aralarında en güzelleri konuşmaya başladı.
- sen xxx dershanesindeydin dimi?
+ hayır ben hiç dershaneye gitmedim.
- aa nasıl olur bu isim soyimden kaç tane varki bu civarda.
gerçektende benim soyismimden bırak semtte, şehirde, ülkede yok.
+ bilmiyorum hiç gitmedim dershaneye karıştırıyor olmalısın.
- hmm neyse ben tuğba memnun oldum, bu kübra, bu tuğçe...
derken asıl amaçlarını tek başıma oturan bir sabinin ortama katmak istediklerini aylar sonra ağızlarından kaçırarak öğrendim. birazda olsa heyecanım gitmişti sonra çift dikiş olan burcu yanıma gelerek burası benim sıram dedi bende buyur abla dedim ne ablası lan deyip gülmüşlerdi. kalkmama müsade etmeyip yanıma oturmuştu öyle bir sigara kokuyordu ki bayramlarda ailelerin toplanıp erkeklerin yan odada sigara içtiği oda bu kadar kokmuyordu.
hocaların birisi çıkıp diğeri giriyordu tanışıp gidiyorlardı.
ortama alıştıkdan sonra herşey normale ortaokuldaki gibi düzene girmişti aklıma geldikçe bu güne gülerim.
lisenin ilk gününde ceket, gömlek , kravat ,çoraplar itinayla seçilir. hırkana kadar herşey düzgündür. herşey yerli yerindedir.ama anlamsız bir gariplik hissedersin. çevrendekiler sana uzaylı gibi bakar. yürürken;
ahaaa lan bu çömez euhuehueuhe seslerini duyarsınız. çevrenize bakarsınız evet hakikaten onlardan farklıyım dersiniz. çünkü lise 2 ve 3üncü sınıfların ceketi bırak eteği dahi yoktur. * sonra ortama uyulur ve siz de yeni gelenlere ahahahah bu çömez lan diyerek sırıtırsınız.
(bkz: gün olur devran döner)