ingilizce sınavından sonra hocanın sınavları okurken yaşadığım olaydır.
arkadaşa dönerim ve;
-adam bana not vermiyor şuna bak.
bunu hoca duyar ve dışarı çıkarız;
+sen bana nasıl adam diye hitap edersin ha?
-siz adam değil misiniz hocam.
+...
-ve sınfa tekrar girerim.
yer: cumhuriyet anadolu öğretmen lisesi
kişiler: buadamneyinnessi,45 yaşında bekar ingilizce hocası*.
zaman: lise 2.
buadamneyinnessi o zamanlar genç bir subay olmak arzusuyla yanıp tutuşmakta ve spor yapmaktadır. derslerinde de kendi çapında başarılıdır. * ertesi gün ingilizce yazılısına çalışamamış ve sınavdan 32 almıştır fakat olay tam anlamıyla şöyledir. spora aşırı yüklendiğimden dolayı o gün çok yorgundum ve hocamız ingilizce sorular vermiş bu soruları dolaylı anlatım yapmamızı istemişti. ben ise yanlış anlayarak bu sorulara cevap verdim. her neyse sınav bitti okundu notum 32 ve sınıfta en düşüğüm. hocamız buadamneyinnessi kim dedi ve benim dedim.
hoca: senin ingilizce iyi değil galiba.
ben: kem küm
hoca: galiba din de iyi değil tanrı nerede sorusuna burada diye cevap vermişsin
tabi o zamanlar zeki çevik bir subay olmak isteyen ben 'o cevap felsefi bir cevap sen anlayamazsın' dedim ve ekledim 'ayrıca benimle bu şekilde nasıl konuşursun sanki omzunda 3 yıldız var' dedim.
sonra mı noldu? hoca kızardı sustu pustu. tüm çabalarıma rağmen ingilizcem 2 düştü. o hoca yüzünden takdiri kaçırdım. sanırım demek istediğimiz anlamışsınızdır. 'tanrı nerede' sorusunu dolaylı anlatım yapmam istenirken yanlış anlaşılma sonucunda cevabını verdim.
+ hocam arabanız çok güzel.
- sağ olun, hehe. araba demişken, geçen yıl bir öğrencim ''hocam arabanız ne güzel çizilir var yaa...'' dedi, idareye dilekçe veridm tehdit edildim diye. öğrencinin ailesini falan çağırdılar, dikkatli olun. hehehe.
+ oo hocam ciddi mi ya?
- eveet, yani dokunmazsınız herhalde arabama. zaten eşim öldürür dokunursanız.
+ hocam siz de bizi öldürmekle tehdit ediyorsunuz, bu daha büyük bi suç. idareye dilekçe vericem...
- ehe ehe yani araba benim değil, ondan öyle şey dedim...
* haa araba çalıntı bi de... oho hocam yandınız siz.
öğretmenlere ayarı veren devlettir. öğrenci arkadaşların yaptığı bir çeşit masturbasyondur, arada sırada öğretmenlerde yapmaktadır.
kızdığım şeyde devrimin ilk önce kendi çocuklarını yemesi; yediniz bitirdiniz beni. biz eli sopalı kükreyen sorgulamayan tartıştırmayan ağzından yanlış çıkan bilgiyi ölümüne savunan hocalarla mücadele ettik. hep hocalardan nefret ettim, babam öğretmen olmasına rağmen babamın öğretmen arkadaşlarıyla tatillere gezmelere fıkralara muhabbetlere girmemize rağmen. öğretmenler odasında meslektaşlara her zaman dedim hiç sevmezdim hocaları.
orta okulda başladım mücadeleye korkmadım not kaygım yoktu ben öyle mutluydum. lisede matematik üç gelecekken hoca iki verdi garezliğine, coğrafya dersim hocayla yaşadığım bir olaydan dolayı üç sene boyunca hep notumu kırdı bunu yaparken de yüzüme bakarak söylerdi. tarih hocalarımdan biri kıl kaptı sınıfta en düşük sınav notunu verdi, sınıf arkadaşlarımın sevinç gösterilerini görmelisiniz. söylemeyi unuttum tarihçiyim ve her yaşta aşıktım tarihe.
okul puanı fecat olmasına rağmen yanlışlıkla iyi puan alınca istediğimiz yeri kazandık ve babamızın ilk cümlesi oğlum sakın ola bu sefer hocalarınla papaz olma. hiçte öyle olamadım sistemin ürünü olmayı beceremedim. daha birinci dönem kaliteli iyi ve dersi zor olan bir hoca odasına çağırıp arada gel muhabbet edelim dediğinde: kusuru bakmayın hocam hocaların odasına girip muhabbet etmek adetimiz değil.
aslında bakmayın hocalarımız tarafından ya çok sevildim ve sevdim ya da hiç sevilmedim . gene de saygılıyım bana bir şey öğretmeleri babamla aynı meslek sahibi olmaları yaşlarının benden büyük olmaları, benim arkadaşım değilki ayar çekeyim çokta iyi çekerim ama bilgiye olan saygım çok çok farklı, bilgiye tutulmuşuz merak etmişsek zamanında neyse.
şimdi öğretmenlere bakın bu lavubalilikle nasıl başa çıksınlar, laf sokun sokabildiğinizi sokun torununuzun torununa kadar, biz yine size bildiğimizi aktarmaya çalışcaz ve yine de hepiniz another brick in the wall dinleyin uyuyun uyanın.
hoca:sen neden bu kadar çok konuşuyorsun o da yetmezmiş gibi arka sıradan ta en öndekine laf yetiştiriyorsun.
öğrenci: benim tarifem her yöne hocam.
edit: kardeşim neden eksiliyorsun ben bu ayarı öğretmene değil kendini öğretmen sanan egoist eğitimciye verdim.
günde zilyon tane zibidiye ders anlatacam diye uğraşan insanın bi yanlışını buldu diye iki laf ettiğini düşünen ergen yanılsamasıdır. len dingil sen giderken onlar geliyordu, hepsi de senin geçtiğin yerden geçtiler bando mızıkayla, sen ne vakit adam olup ayar kelimesinin anlamını öğrendin de hele bi de öğretmenine ayar verdim diyon? şimdi liseli olan zibidiler neyse onlar yaşları itibariyle böyle şeylere inanır ama 25 üzeri olup da hala böyle düşünenler varsa vay hallerine.
lise 2 zamanı, okul bitiminden sonra okulda kalıyoruz. okulda öğrenciyi kaz bellemiş durumda, nerden para koparırım hesabında. en üst katta dinlenme odasında rehber hocasıyla geyik halindeyiz.
müdüryardımcısı: siz yine ne arıyosunuz evladım burada?
thealezer: aha geldi yine bizim kel.
müdüryardımcısı: ne dedin anlamadım?
thealezer: yok hocam bir şey demedim.
müdüryardımcısı: ne dedin olum söylesene?
thealezer: dolar işareti dedim hocam.
müdüryardımcısı: ne yani anlamadım?
thealezer: bizim okulun amblemi yerine dolar işareti koyun diyorum hocam.
müdüryardımcısı:..ne alakası var şimdi?
thealezer: biz öğrencileri böyle yoluyoruz diye açıktan dile getirmiş olursunuz.
adam tek kelime etmeden çıktı gitti. ama ertesi gün aynı şeyler tam gaz devam. yahu zaten okul özel dünya para veriyoruz bir de okulda etüte kaldık diye ayrıyeten para mı istenir? hiç bir resmiyetide yok amına koyayım.
daha nice ayarlar.. aklıma yine gelirse okur ve yazar arkadaşlara paylaşmak isterim tabii.
ders öncesi hocanın hiçbir şey öğretemediğinden yakınan arkadaşlarla anlaşılır bu durumu hocaya artık söylememiz gerektiği kanaatine varıp aksi takdirde sınavda çökeceğimizi konuştuktan sonra öğrenciler hoca girdiğinde kıvırmaya başlar ve bu benim zoruma gider yaparım patavatsızlığımı.
öğrenci 1: hocam ya konuları biraz detaylı işlesek
öğrenci 2: hocam sanki yavaş mı gidiyoruz
öğrenci 3: hocam başka yayınları da mı kullansak
vs.
hoca: arkadaşlar ne yapsak ki o zaman yani siz de çalışmalısınız biraz tembellik ediyorsunuz.
ben: hocam bunların hepsi dönek böyle konuşmamıştık ders öncesi. siz hiç anlatamıyorsunuz ve biz hiçbir şey öğrenemiyoruz. olay bu. bunu anlatmak istiyorlar.
hoca: ?!s
bana pezevenk diyen hocanın birine elimde sopayla:
- a.na kodumun kıbrağı (bkz: kıbrak) zürriyetini si...cem!...
deyu yürüdüydüm o da kaçarken " ya bi saniye sen beni yanlış anladın" diye çemkiriyordu. o sırada elimden sopayı alan müdür yardımcısı:
"bunun ne işi var lan sınıfta ahır mı burası?"dedi.
(hocayı kastederek) "aha bunun gibi davarları sürüyorsunuz sınıflara sonra ahır diye bana mı soruyorsunuz" demiştim işte bu ayar beni o zaman ipten almıştı.
derslerden geometri,
hocamız verdigi odevleri kontrol ederken arkadan 2 eleman kendi arasında konusur
hoca: ssssstttt olum konuuusmayııın !!!!
ogrenci: hocam 1 dakika bişi konuşuyoz...
nası bi cevap ya ogrenciyi tebrik etmek gerek...
lise üçüncü sınıfta okulun bitmesine 2 ay kala yeni bir din hocası gelmiştir. kendisi bayandır.
ilk derste herkesle tanışmak ister. herkes sırasıyla; ad soyad, memleket ve istenilen bölümü söyler.
sıra orçun isimli arkadaşıma geldiğinde...
O: orçun K. izmirliyim. jinekolok olmak istiyorum.
H: (utanır, kızarır) tabii olum. o da bir meslek. ama niye onu seçtin bakalım?
O: (parmaklarını göstererek) hocam elim yatkın.
erkek bir sınıf arkadasımla bayan sosyoloji hocası arasında geçen diyolog:
s.h: erkekler kendilerine bakmalı, kızlar makyaj yapmalı.
e.ö: hocam siz de makyaj yapıyo musunuz?
s.h: evet yapıyorum.
e.ö: peki far sürüyo musunuz?
s.h: evet sürüyorum.
e.ö: o zaman bi sellektör yapar mısınız? (parmak uçlarını birleştirip işaret ederek)
sonucu sınıftan atılmaya kadar giden ama genelde otur lan yerine ile sonuçlanan ayar şeklidir.
aşağıda anlatacağım diyalogdanda anlayacaksınız ki ders edebiyat, ve günlerden 31 aralık olduğu için ders geyik havasında geçmektedir.
edebiyat öğretmeni: çocuklar şöyle bir düşündümde dün gece, artık 24 saatin bana yetmediğini fark ettim. akşama kadar okulda derse giriyorum, tunalı pasajındaki sahaf dükkanımı biliyosunuz zaten oraya gidiyorum. kendime ayıracak vaktim kalmıyor. artık eskisi kadar fazla kitapta okuyamıyorum. diyorum ki keşke günler 30 saat olsaydı.
bombur(17 iken): hocam bugün 30 saat
edebiyat öğretmeni: nasıl oluyor o
bombur: 365 gün 6 saat hocam
edebiyat öğretmeni: otur ulan yerine tenten
belkide kendini tam benim söylediğimi söylemeye hazırlarken böyle bir cevapla karşılaşmışta olabilir. bende anlamadım
+ oğlum neden haşerelik yapıyorsun lan. gel buraya it herif.
- geldim hocaa.
+ bak bak usluba bak. düzgün dursana biraz. sınıf burası aslanım..
- hoca " aslanın varsa bahçeye bağla.. " okeyyyyyy ?
şimdi ben diyorum ki ilerde saraydan kiz kaciranın çocuğu olmayacak. bu bir teorem. ama saraydan kız kaçıranın çocuğu olursa ne olur?
saraydan kız kaçıran: hocam göt olursunuz!?
Hoca derste herkese öğüt verirken sürekli benim adımı verip sürekli öyle değil mi evladım demesi beni benliğimden geçirip adeta pönkürerek
-hocam beni matematikten soğutunuz yeter artık!
Dememle dumur olması ve sınıfta bir halk kahramanı olarak görülmemdir.
hocanın 10 dakika geçmesine rağmen gelmemesi üzerine arkada gazete okunmaktadır. 5 dakika sonra hoca sınıfa girer ve hocaya gazete hafif aşağı indirilerek ''ooo küçük beyler teşrif ettiler'' diyerek tekrar gazete okunmaya devam edilmiştir. hocayla aranın iyi olması sonucunda hiçbirşey olmadan hayat devam etmiştir ders başlamıştır.
dersimiz tarih nasıl hazırlanmışım ama konuyu dört bes defa okumuştum bi ders önce el kaldırmadığımdan eksi almışım sözlüyü kaktıracak besbelli neyse girdik derse hem anlatıyo hem soruyo kadın sorduğu her soruda elim havada ama beni kaldırmıyo benden baska taş çatlasa iki kişi daha el kaldırıyo ama inat etmiş bi kere, neyse dersin son bes on dakkasına geldik artık son soru falan ama ben sinirden küplere binmişim el de kaldırmıyom son bi kaç sorudur. zaten o da durumun farkında, sınıf da. son sorulardan birinde kimse el kaldırmadı ve hoca:
-H: hmmm bunu da vinter söylesin bakalım 'balkan savasıyla trablusgarp savası arasındaki temel farklılık nedir?
-V: CEVAP YOK!
-H: az düşün istersen bilirsin sen vinter.
-V: CEVAP YOK. size temel farkın trablusgarpta italya nın sömürgecilik politikasının etkisinin olduğunu balkan savasında ise fransız ihtilali sonucu olusan milliyetcilik akımı ve rusya nın uyguladığı panslavist politikanın etkili olduğunu söyleyemeyeceğim üzgünüm. CEVAP YOK!
ders fizikdir insanlar bunalmış hayatın verdiği ergenlikle yaşamın çilelerini düşünmektedir ben fırmala bir öğrenci olarak ayağa kalktım.
b- hocam bu kaç? (elimle 2'yi gösteriyorum)
ö- iki evladım.
b- bu da benimki diyerek nah hareketini yapıyorum.
ö- ...
b- ...
ö- lan!!!
b- (sınıftan koşarak kaçma)
sonuç: okuldan 2 hafta uzaklaştırma ve fizik dersinden asla 2'nin üstünde bir not görmedim.
