hocamızın babası, kardeşleri, eşi ve oğlu askermiş. sınıftaki erkekleri askerliğinizi yakarım diye tehdit ediyordu. bir cesur yürek çıkıp, hadi askerliğimi yakta göreyim diye atar yapınca hoca bir daha sülalesinden bahsetmedi...!
Benim kavgalı olduğum bir çocuğa tarih hocamız bana laf sokmak adına
-allah senin muradını versin, dedi. sonra bana dönerek,
-thalassa bak nasıl iyi bir dilekte bulundum değil mi? dedi.
ben ki hep hazır cevapımdır. şöyle dedim,
-bu konuda size katılamayacağım, kişi muradının hayır mı şer mi olacağını bilemez. dedim. tabi morardı ve hafif tebessüm etti, lakin içinden bana sövdüğünüde gizleyemedi. sonra da derse geçti.
H - Kazım Karabekir, milli mücadele zamanında Mustafa Kemal'e bir mektup yazmıştır ve Emrinizdeyim paşam demiştir çocuklar
Ö - ...
H - gerçi daha sonra bir tane daha yazmıştır.
Ö - vazgeçtim değilim?..
H - (bkz: fatal error)
akıllara zarar bir ayar değildi ancak Lise sonda okulumuz bilgi yarışmasında 0 çekmiştir. Müdür yardımcısı derse gelip;
MY; diğer sınıftakiler güvendim 0 çektiler. Bana dönerek keşke seni götürseydik.
Ben; Bu saaten sonra istesenizde gelmem artık.
MY; Ne oldu ki?
Ben; daha ne olsun..
sınıf o zaman kopmuştu ancak büyük bir ayar değildi.
benim de bir din hocam vardı. piç inatla her sınav meleklerin adını sorardı. bir gün dayanamadım üç boşluğu ben ve iki arkadaşımın adıyla doldurdum. sonuç sınıfta beni rezil etme çabaları diğerlerinin kahkaha sesleri vs.. babamdan çok utanmıştım o ayrı. özellikle annemi değil babamı çağırmıştı çünkü lavuk.
Derste yururken topallayan hocama "vurdurdunuz mu?" Diye sormustum. O da bana "yok,bacagima doladim, uyustu yuruyemiyorum." Cevabini vermisti.
Ayni hoca bigun bana "uyumsorunuyasayanbukalemun; kasınıyosun ama!" Diye cikisinca, ben de sakince "kasiyabilicen mi?" Diye cevap vermistim. Hocanin yasi genc oldugundan mutevellit, kafa bi adamdi. Boyle boyle bitirdik liseyi.
safın birini döven öğretmene yiyosa banada vursana diyerek çekilen bi ayara şahit oldum. yine aynı hocayla aynı öğrencinin diyalağu
hoca:bu sınıfta bi tane horoz var oda benim...
öğrenci: bende bu sınıfın kasabıyım nolcak?
not: bu ayar branş hocasına değil müdür yardımcısına verilmiş ayardır.
buadamneyinnessi yaz gelmesiyle beraber öğleden sonraları arkadaşlarıyla beraber derslerden kaçmaktadır. müdür yardımcısı bu durumu defterden fark eder akabininde şahsımı ve arkadaşlarımı çağırır.
müdür yardımcısı: my
buadamneyinnessi:b
my: söyleyin bakalım x günü öğleden sonra nerdeydiniz?
b: pes e gittik hocam hani şu ekrana yansıtılan maç yapılanlardan.
hoca tip tip baktı ve akabininde;
my: bir daha sizin burada isminizi görmeyim yoksa yakarım sizi.
bu sözleri duyan ben sinirlenirim ve hocaya tip tip bakar ardından;
b: çıkabilir miyiz hocam?
my: hayır.
b: neden?
my: ben size çıkın dedim mi?
b: ben de zaten çıkabilir miyiz diye sordum hocam.
my: herkes çıksın sen kal buadamneyinnessi.
arkadaşlar çıkar ve;
my: nesin oğlum sen böyle ukala ukala cevaplar?
b: estağfirullah hocam ben ukala bir insan değilim. sadece zoruma giden özellikle anadolu öğretmen lisesinde verilen eğitimin, eğitimciyle öğrenci arasındaki iletişimi beğenmemekteyim. sonuçta bizlerin aşağı yukarı yüzde 70 i öğretmen olmakta ve bizler bu şekilde eğitim görürsek yeni bireylere neyi ne şekilde aktarabiliriz?
müdür yardımcısı bu sözleri duyacağını hiç tahmin etmemişti eminim. sırtımı sıvazladı hadi sınıfına git dedi *
lise hayatım nedense rehberlik servisi ve müdür yardımcısının odasına gelip gitmeyle geçti. Bir gün arkadaşla okulu astık. O gün yağmur yağdığı için yerler çamurla doluydu. Her neyse okuldan çıkalı 1 saat olmustu arkadaşımı bilinmeyen bir numara aradı. Arayan müdür yardımcımız ve anasına sürekli saygılarımda bulunduğum geometri hocamızdı. Koşa koşa tekrar okula döndük. Müdür yardımcısı sert bir şekilde;
-neredeydiniz lan siz? Diye bağırmaya başladı. Arkadaşım ;
+kantindeydik hocam.
-bu paçanızdaki çamurlarda ne böyle lan ?!
+kantini su bastı hocam bilmiyor muydunuz?
ondan sonrasını tam olarak hatırlamıyorum...
ingilizce dersindeyiz hocamız 30 yaşında gayet güzel bir kadın. arkdaş parmak kaldırdı ve ilk soruyu sordu:
ö: hocam siz aybaşında özel bir şey yapıyor musunuz?
h: sen ne demek istiyorsun?(hoca burada kadınların özel durumu olanı anladı)
ö:yani hocam maaşınızı alınca özel bir şeyler yapar mısınız?
h: hii sen onu mu demek istedin. yok bir şey yapmam
ö:hocam aklınıza başka bir şey mi geldi?
h:yok ya başka ne gelecek ki...
psikoloji dersi bayan öğretmen tabiki.
+:ayhan defterini ver kontrol edicem.
-neden hocam n'yaptık
+derste uyuyosun , not almıyosun ver cabuk.
-veremem sayın hocam.
+nedenmiş ?
-ben sizin özelinizi karıstırıyormuyum?