cince dinleme dersi*nde kiz arkadasi muhabbeti acilmistir ve hocamiz master yapan genc bir bayandir.
Hoca: Tamo* senin kiz arkadasin var mi?
Tmr Tr: Var laoshi* ama Tuerqi*`de.
Hoca: Zhongguo*`da yok mu?
Tmr Tr: Yok.
Hoca: Neden?
Tmr Tr: Bi tanesi yetiyo laoshi.
Hoca: Bi tanede Zhongguo`da olsun. Ben bulayim istersen.
Tmr Tr: Laoshi yoksa erkek arkadasiniz mi yok?
Sinif yerlerde, butun Koreli ve Japon arkadaslar ayakta alkislamakta.
lisede din dersinde bir grup şebek geyik yapmaktadır. dönemin sonları olduğundan öğretmen öğrencilere test çözme hakkını tanır ve test çözmek gibi uğraşları olmayan diğer mahlukatlarla geyik çevirmektedir. öyle ki öğretmen inanılmaz zeki, her konuda bilgisi olan, genç, doktor görünümlü bir din öğretmenidir ve bu güzelliklerinin yanında feci laf sokma kabiliyetine sahiptir. okulda efsane olan öğretmen öğrenciler arasındaki öğretmene laf sokma çabalarından ustalıkla sıyrılabilmektedir. geyik yapan öğrencilerden kıllı olanı ani bir hareketle hoca'ya hem laf sokma çabası içerisine girer hem de sınıftaki kızlara "bak ben çok pis sevişirim, ki sevişiyorum da" imajı çizme amaçlı bir replik patlatır.
coğrafya sınavında kopya çekerken yakalandım ve hoca kopya kağıdımı aldı. bu arada sınıfta sınav havası yok. herkes konuşuyor kimisi çığlık atıyor. tabi hepimiz kızız. hoca da sonunda dayanamadı ve şöyle dedi:
-ay bu ne mahalle bayanları gibi kızlar sakin olun!
ayşe:hocam yaaaaa yapamıyorum ben kitap açamaz mıyım?
hoca:oldu canım istersen ben söliim. çingene!
bushi: hocam o çingeneyse siz de teröristsiniz. kopyalarımı gasp ettiniz. verin ya valla yazamıyorum 1 mi alıyım onu mu istiyosunuz??
hoca:fazla kopyası olan ben görmeden versin şu kıza..
hoca çok yorgun olduğunuzda bana derse girmeden söyleyin, uyumanıza izin veririm diyecek kadar iyi kalplidir. ancak öğrenci söyleleme nezaketini göstermemiş en arka sıraya geçip uyumuştur.
liseye basladigim ilk gun. birgun oncesi fenerbahce - altay maci vardi ki, eve 3 sularinda donebilmistik. lise'ye basliyacagimin heyecanindan dolayida uyuyamadigim icin okula bayagi yorgun vaziyette gitmistim. bir siraya oturup basimi siranin ustune yasladigimda 1-2 saniye icinde icim gecmis. bir kac dakika sonra başımda bangır bangır bir sesle uyandım. ilk ders biyolojiymiş. biyoloji hocası olacak kadında sinifi taniyip & kendini tanitmak yerine başımda tepiniyor.
-kalk bakalim, burasi uyku yerimi? bugun monosakkarit yedin mi sen bakiyim?
uykudan uyandirilmaya sinir oldugum icin uykulu gozlerle bakip;
-mesir macunu yedim, uyar mi?
-senin mesir macunu yesen bile harekete gecicek organin var mi?
-gordunuz de mi konusuyorsunuz?
...(caat)osmanli tokati!
butun lise hayatim boyunca biyoloji'den naparsam yapiyim 30'dan yukari not alamadim bu olaydan sonra.
4 meslek dersinin sorularından oluşan, bölüm çapında, lise 3ler arasında ortak sınav yapılmıştır. sınavdan 2-3 gün sonra gıcık bölüm hocasının gıcık dersine girilir. hoca defteri imzalar ve sınıfa döner
hoca: teknik lisesiniz* ama sonuçlar hiçde teknik lise sınıfına yakışcak cinsden değil. hepiniz berbattınız. son 10 senenin en berbat teknik lise sınıfısınız*...
-hoca gözüne kestirdiklerine sınav notları ile ilgili laf sokmaya başlar.-
hoca: .... yamato seninde sınav kötüydü. nasıl geçmeyi düşünüosun oğlum sen.
yamato: hocam 80 aldım geçilmez mi? -yamato aptala vurur-
hoca: nasıl aldın öyle? benim dersin soruları yanlış.
yamato: sınav soruları sadece sizin dersten değildi hocam.
hoca: haı..
yamato: yaa.. *
ayar verme makinesi arkadasım (bkz: hidrojen) lisede en arkada uyuklamaktadır. Hocada ders anlatmaktadır.
Hoca: Evet hidrojen sen ne düşünüyosun bu konuda?
Hidrojen: Pardon hocam hangi konuda?
Hoca: Komunizim, Sosyalizim, Kapitalizim..?
Hidrojen: Kısmetsizim hocam.
lise 3. ders matematik. kıl bi hoca var. artık ben o kadar sıkılmışım ki araba sürer gibi yapıyorum.*
Hoca:''oğlum sen ne yapıyosun orda?''
ben:..
hoca:''oğlum delirdin mi?''
Ben:..
hoca:''bak cevap vermezsen yollayacam idareye!''
ben:'' ya hocam! bilmiyomusunuz? soforle konuşmak tehlikeli ve yasaktır!'' **
mal mal oturup dersini anlattırdığı öğrencileri kıl etmesiyle ünlü sayın ve sevgili! tarih hocası, her zamanki gibi kendisine yeni bir kurban aramaktadır:
kıl tarih hocası: (aşağılayıcı bir ses tonuyla)eveeaaaat, gemiyanoğullarını anlatabilecek biri var mı bu sınıfta??
betruska: (içine baygınlık gelmiş bir biçimde) bi gün sen anlat dersi de değişiklik olsun hepimiz için!
sınıf yarılır, hoca dumurla beraber ders işlemekten vazgeçer.
isme göre kağıt okuyan felsefe hocası,sınav sonuçlarını açıklamıştır.gk kitabın aynısını yazdığı için,100 beklerken 70 almıştır.bir çok kişide de durum böyledir...
bir arkadas=ba,hoca=hc,ben=gk..
ba:hocam ya ben nasıl 60 alırım..o kadar yazdım..
hc:bir ordan bir burdan her şeyi yazmışsın,istediklerim değildi..
gk:hocam,tamam ba anlatamamış ama selman erdem de mi yazamamış.(kullanılan felsefe kitabının yazarı).ona da 70 vermişsiniz...
hc:'^+'^+'^+
-sözlüye çalıştın mı pulp fiction
+eh hocam
-eh ne olm ya çalışmışındır ya çalışmamışındır
+e ile h harfinin yanyana gelmesiyle oluşan ''biraz'' anlamında da kullanılan bir kelime
-hangi kelime
+eh hocam
-çık dışarı
+peki hocam
idareyle sınıf arasında bazı gerginlikler yaşanmış,önceki olaylar yüzünden sınıfın eli kolu bağlıdır (birkaç kişi uzaklaştırma cezası almıştır) ve edebiyat hocası aklı sıra bizim yanımızda olacaktır (cezayı veren disiplin kurulundadır aynı zamanda) ve savurup durmaktatır.
hc=hoca,gk=ben
hoca:evcil ördek olmayın,yaban ördeği olun,kimseye minnet etmeyin,nerede olmanız gerekiyorsa orada olun,evcil ördekler gibi birinin yeminizi vermesini beklemeyin..
gk:hocam iyi hoş söylüyorsunuz da neden hep yaban ördeklerini avlıyorsunuz o zaman?
hc: kem küm...eeeeee, canım istanbul (konuşmaya başlarken yarım bıraktığı şiire devam etmektedir)
din dersi.
öğretmen: allah'ın varlığını kanıtlamak mı daha kolaydır yokluğunu kanıtlamak mı.
randy: hocam yokluğunu kanıtlamak daha kolaydır.
öğretmeni: neden randy?
randy: hocam $imdi $öyle. bana bu sıra burada mı diye sorarsanız "evet burda" derim çünkü var görüyorum, hissedebiliyorum.*
öğretmen: peki randy ben senin aklın olduğunu nasıl bileceğim.*
randy: ben sizinkini nerden bileceğim.*
ögretmen ögrenciye arastırma odevi vermistir ve ögrenci ödevi yapmamıstır
ögrtemen:burak odevini getir oglum
burak:ya hocam ben yaptım aslında odevi ama printer bozuktu yarın getirsem olurmu???(klasik yalan)
ancak ögretmenler genlde bilgisayardan cakmadıkları icin printerı onemli bisiy sanıp ögrenciyi haklı bulur
bi dahaki teslim zamanı gelmistir ögretmen yine sorar ama burak hazırlıklıdır
burak:hocam ya printerı tamir ettirmis babam ama kartus bitmis
hoca nerden bilsin kartus ne demek yine bozuntuya vermez bu böyle devam eder...
cell-im dersleri salmış, kimseyi iplemeyen bir şekilde derslere gidip gelmektedir. öğretmenlerin birkaçı toplanıp şirkete babanın yanına gidip "sizin cell-im, böyle giderse hiçbir yer kazanamaz" diye babayı bir güzel gazlamaları sonucu babayla papaz olunur. nitekim öss sonrası cell-im'i şikayet eden öğretmenlerin favori öğrencilerinden hiçbiri kazanamayıp dersanede kayıt yenilerken, cell-im ayarın kralını hocalara vererek ilk girişte, hemde istedigi yeri kazanarak vermistir.
(bkz: bu da boyle bir anımdır)