lan sanki ben bunu yazmıştım bir yerlere ama hadi tekrar yazayım sözlük.
der meister sınıf başkanı, ders boş; millet coşmuş, birbirine yay fırlatan var. nereden bulduysalar, bildiğin hayvan gibi yay, koltuktan mı söktüler ne yaptılar. tam o sırada bir öğretmen giriyor içeri,
- ne yapıyorsunuz siz burada? *
- sınıf başkanınız kim?
+ benim hocam
- ne bu gürültü? yanda ders işliyoruz
+ özür dileriz, uyarırım ben arkadaşları
- kazık kadar adamsın susturamıyor musun şunları?
+ kazık kadar 25 kişiyi susturmak kolay değil ama
eğitim yılının 5 veya 6ıncı haftası tekerrür edilen 9.sınıfta, sınıfta kalmış olmanın verdiği acının da etkisiyle matematik dersinin ilk saatinde bunalım takılan ben, boş boş masaya bakmakta iken kafama yediğim şaplakla kendime geldim
- ne konuşuyon eşşoğulu
- ben mi konuşuorum bee!!
- sen konuşuyorsun
- ben mi konuşuyorum, ben mi konuşuyorum, ben mi konuşuyorum!!
- sesini yükseltme
- yaa!! sokarım dersine bee!! (hışımla sıradan kalkılır ve sınıf terk edilir)
arkada gözü yaşlı bir öğretmen ve öğrenim durumu lise terk olan ben.
yalnız ayarı kim yedi onu çözemedim.
+hocam beş senedir bu matematik dersinden kalıyorum, bence problem siz de.
-neden?
+bana matematiği öğretemediniz!
-matamatik öğrenmek istemediğinden öğrenemedin!
+hocam matematik mi? matamatik mi? ilk önce ona karar verelim!
-hımm haklısın galiba.
osmanlı tarihi adlı dersimizdeki şahsımın verdiği ayar olmuştur. sınıf bir anlık sessizlikten sonra aaee, hooo, hmmm, gibi ünlemlerle şaşa kalmıştır.
ben: +
tarih öğretmenimiz: -
+: ... daha sonra osmanlı devleti bu polit..
-: ne devleti?
+: osmanlı?
-: imparatorluk! imparatorluk! osmanlı imparatorluğu. 700 sene dünyaya hükmetmiş bir imparatorluktur osmanlı çocuklar!
+: hocam sizin söylediğiniz yere daha seneler var. daha gelmedim oraya. birazdan fatih sultan mehmet tahta geçecek merak etmeyin. osmanlı onunla birlikte 1453' te imparatorluk haline gelmiştir. ve de 700 yıllık değil 623 senelik bir hanedan devletidir. bu 623 yılın 469 senesi imparatorluk olarak geçmiştir.
-: ...
+: devam edeyim mi hocam kaldığım yerden?
dayımın vermiş olduğu, yıllardır anlatılagelen çevrede pek bilinen meşhur ayar buna güzel bir örnek teşkil eder.
yine felsefe dersinin saçmasapan ispatlama olayları yapılmaktadır. öğretmen sandalyeye koyduğu yoğurt için "beyaz değil bu siyah!" diye yırtınmaktadır. dayım "yoo beyaz" diye atlar, hoca bunu ayağa kaldırır, "ispatla bakayım" der. dayım sinirlenir, felsefeden zaten hep nefret eden bir tiptir; "kabak gibi bembeyaz yoğurt ulan işte, ne siyahı manyak mısın nesin!" gibisinden çıkışır hocaya.
bir sonraki ders sınıfa müfettiş gelir. herkes ayağa kalkar, kravatlar çekilmiş, gömlekler iliklenmiştir. arka sıralardaki dayım istifini bozmaz, kravatsız, gömleği darmaduman halde en arka sırada oturmaya devam eder, ayağa dahi kalkmaz. hoca kızar,
- niye kalkmadın ayağa? kravatın nerde?
+ kravatım da burda, ayağa da kalktım.
- kalkmadın.
+ ispatla bakayım?
olaydan sonra ne olduğunu hatırlamıyorum fakat hoca bayandı. düdüklenmiş olma ihtimali bile var, not düşürmek neymiş?
dersanede fizik hocası soruyu yanlış çözmüştür.
+hocam yanlış yaptınız
-sen yanlış yapmış olmayasın
+yok hocam doğru. siz bir daha bakın her insan hata yapabilir.
-ben hata yapmam
+işte sorun da bu zaten.
erkekler tuvaletinden içeriye herkesin gıcık olduğu, notunun kıtlığıyla meşhur bir hoca girer ve pisuvara yönelir.
hoca tam işemeye başlamışken bir öğrenci hocaya seslenir.
öğrenci : hocam, ramazanda oruç tutuyor musunuz?
öğretmen : tutmuyorum lan, hayret bişey ya. iki dakika bırakın da işeyelim.
öğrenci : tabii,zaten "herkesin tuttuğu kendine.."
sonradan yüzünde gülümsemelere yol açacak durumlardır.
ders rehberlik dersidir, malum sınıfta rehber öğretmeniniz vardır, dersin yarısı yatmakla geçmektedir her zaman ki gibi ama ne olduysa öğretmenin konuşmaya başlamasıyla başlamıştır olaylar.
sinner mirza : sm.
öğretmen : ö.
sınıf : sınıf
ö : evet çocuklar bende özel olarak istediğiniz bir şey var mı?
sm : ya hocam biraz daha yakın davranın, insan olduğumuzu unutuyoruz sizin karşınızda.
ö : o ne demek ya zaten öyle davranıyorum ben öğrenci ayırmam.
sm : bırak hocam ya öyle davranıyormuş, soralım o zaman öylemi herkese?
ö : sinner mirza benimle sidik yarıştırma !..
sm : olur mu hocam öyle şey !? haksızlık olur zaten 30 santime yakın önden başlamış olurum.
sınıf : ( kısa bir sessizlikten sonra ) puhahahah...
gençlik tabi. ayıp olan her şey zevkli o zamanlar. bu gerçek kendini bir şey sanan insanları dumura uğratmak gerektiğini gözardı etmiyor, koyuluyorsunuz işe.
lisede çok kullanılmayan kelimeleri kullanmayı seven, anlatmak istediği konuya benzerlik ile yaklaşarak içine eden bir matematik öğretmenim vardı. örn : "matematik kelebek gibidir çocuklar. öğrenmesseniz yarına bulamazsınız." kelebeği öğreniyoruz di mi biz denyo. öhöm! neyse.
boş felsefe derslerinde matematik yapmak istiyor bu hocamız. kolay mı ?
+ hocam oylama yapalım öyle şey olmaz.
- tamam yapalım. ders yapmak isteyenler ?
( 4,5 tane denyo kaldırır elini, 30 kişilik sınıfta )
- tamam ders işliyoruz, kimse kaybolmasın. herkes zilde burda oluyor.
+ yuh be. senin matematiğin kaçtı hoca ?
- ke... kü.. ü..
ders beşeri münasebetler yani insan ilişkileridir. derse giren hocada müdürün müstakbel karısı olup 60-65 yaşlarındadır. genelde ayaklı sigara odası gibi gezen bi tiptir. neyse sadede gelirsek hoca başlar insanların yaptıklarından anlatmaya
hoca : +
Ankesorlu telefon : -
+ insanların kendilerine bile bile zarar vermeleri gerizekalılıktır. örneğin siz sigara içerek kendinize bile bile zarar veriyosunuz. bu gerizekalılıktır.
- hocam hadi biz gerizekalıyız sigara içiyoz. bile bile kendimizde zarar veriyoruz. sende içiosun be hocam sende bizim gibi gerizekalı değilmisin o zaman
(( o an sınıf dumur bi şekilde bi hocaya bi bana bakar. ne diyo la bu die ? hocanın cevabı biraz duraksadıktan sonra gecikmez.))
+ doğru söylüyosun oğlum bende gerizekalıyım der.
////Bütün sınıf iptal. //////
lise son sınıf, ders matematik ve elde tübitak sorusu, dersle ilgilenilmiyor soru üzerine yogunlaşılmış, ögretmende sınıfın kalanı ile üniversite sınavına yönelik soru çözdürüyor, bakıyor bizim sıra dersle ilgilenmiyor, bayan hoca sesleniyor,
h: oglum kalk soruyu tahtada çöz,
blg: hocam ben o soru ile ilgilenemedim,
h: kalk çöz, diyor ve sırama kadar geliyor bu arada, ben mecburen kalkıyorum tahtaya, soruyu çözmüyorum hiç bakmıyorum bile tahtaya, hocada soruya bakıyor o da o soruyu çözemiyor, bana bakıyor, oglum yapsana, çözüemedim ben bu soruyu hocam diyorum, bir sürü bagırarak otur yerine diyor ben sırama gelirken o da, sıramda ki soru elinde masasına dogru giderken, kısık bir ses tonu ile ardından,
blg: alın, akşamları ugrasırsınız, diyorum ve hoca küplere biniyor..
sağlık meslek liselerinde, anatomi ve fizyoloji dersinde okutulan bir kitap vardır ve bu kitabın 238. sayfasında kadın cinsel organı anlatılır. bir de şema vardır. tüm sınıf erkek, dersin hocası da kıl olunan bir bayan öğretmen olunca, aşağıdaki muhabbet gelişir.
hoca - arkadaşlar, cinsiyet olarak bakmayalım olaya. hepimiz tıp adına bişeyler öğrenmeye çalışıyoruz, benim kadın olmam filan önemli değil, utanmadan ne istiyorsanız sorabilirsiniz.
der ve tahtaya kitaptaki şekli çizmeye başlar. biri idrar, diğeri üreme, diğeri makat olmak üzere üç adet delik çizer. ve beklenen bomba, sınıfın en piç elemanından gelir ;
eleman - hocam, bişey sorcam ama kızarsınız diye sormaktan çekiniyorum.
hoca - sor mutluay, sorarak öğreneceksiniz.
eleman - hocam, gerdek gecesi biz hangi deliğe sokucaz ?
sınıf yerlerde, mutluay müdür odasında, hoca 1 haftalık izinde..
derse gelen stajer hoca sınıftaki kızlara artizlik yapmak için meksikaliyarimekmek e herkesin gülmesine rağmen "konuşma lan" diye çıkışmıştır. sonra da "terbiyesizlik yapma" demiştir. buna karşılık meksikaliyarimekmek "terbiyesizlik yapan ben değilim lanlı konuşan sizsiniz" diyerek efendi efendi savunmasını yapmıştır. daha sonra kıllıkta sınır tanımayan liseli ergen bünye ders hocasının yanında stajere " geçen günkü lanın hesabını ver bakalım" der. ders hocasından tırsan ve haksız olduğunu anlayan stajer tüm sınıfın ortasında meksikaliyarimekmek'ten özür diler. stajerin gözleri dolar, ağlar. ardından ders çıkışı meksikaliyarimekmek bir de stajeri tehdit eder. bir hafta sonra stajerle bir atm yakınlarında karşılaşılır. stajer tırsar çünkü meksikaliyarimekmek body salonu önünde kendisi gibi idmanını bitirmiş 3 hayvanla sigara içmektedir. *
öğrenci sınıfta hocanın sorduğu bir soruya cevap vermiştir,saçma hareketleri olan hoca yine gayet saçma bir şekilde öğrencinin yanına gelmiş, aferin doğru demiş elini havaya kaldırmış ve çaak demiştir....
bunun üzerine öğrenci şöyle der:
-hocam ben sizinle laubali olmak istemiyorum, çakamam...
yüzü birden bozulan hoca havada asılı kalmış elini indirir ve yerine oturmak üzere öğrencinin başından gider...
yer: bir anadolu öğretmen lisesi, din kültürü ve ahlak bilgisi dersi.
din kültürü hocası, haylaz sınıfa hakaret etmekte, sınıfın öğretmenlik ek puanına güvendiğini, o da olmasa bir tanesinin bile kazanamayacağını falan söylemektedir; ardından konuyu bağlar: "hoş, önemli olan burdaki sınav değil..."
arkadan cevap gelir: "olsun hocam bizim ek puanımız var, cennete de gideriz".
sebebi ne ola ki lan diye dusundum ben bu baslik uzerine cokca. yani insan neden bir baska meslek erbabina verilmis ayarlari bayraklastirmaz da ogretmenlik gibi seklen cogundan daha aciz bir birimin erbabinin soylediklerini/soyleyemediklerini/ayarlara gelisini/ayarlara yan basisini bu kadar cok onemser; onlari ayar vermeye deger bulur her seyden ote, ve akabinde de bu yasananlari baska yerlerde dillendirme geregi hisseder diye alttan ustten bir dusunce teatisine giristim habersizce, umarsizca, gecenin korunde, bugusunda sabahin. dusun simdi kasaptasin;
kasap: yeenim yagli mi olsun kiyman?
ergen: yok yavan olsun da ben evde kendim katarim yagi. eki eki.
var mi boyle bisey? siktir et ayar mi degil mi onun bahsini bile etmiyorum bak. dur allah'in adini verdim lan. simdii, kameralarimiz taksim'de. evet, tahsin sendeyiz; nooluyor orda?
doktor: evladim cok usutmussun, xyz ilacini gunde bi sabah bi aksam alacaksin ac karnina oldu mu?
ergen mali: ben de sizin bu iyiliginize gunde bir postayla iade-i ziyarette bulunurum elbet hocam.. keh keh.
tamam lan, cok ekstrem bir ornek oldu. ama var mi yani boyle bisey sen bana ondan haber et, onu soyle egil kulagima. yok degil mi? senin bir doktorla olan diyalogun, ona soktugun laf, koydugun cocuk kimin umrunda? amaaaa, ogretmene gelince is oyle degil; oyle islemiyor duzen degil mi? herkes duymak istiyor, herkes bellemek, hafizalarina kazimak istiyor senin o ogretmen hanim veya bey karsisindaki o akilalmaz kurnazligini, o fevkalbeser vaziyetlerini, o astronomik tirmalamalarini. verdigin ayar dilden dile dolassin namin o ust katta komple salgin bir hastalik gibi yayilsin istiyorsun sen de degil mi? bak o ondeki gamzeli kiz da guldu senin o edeleli vucudunun her bir lifini titrete titrete yaptigin o girtlagina kadar bir ergenin cikmazlariyla, acmazlariyla dolu ayar sekansina. [hikayenin devamini okumak icin foruma uye olun]
beden eğitimi dersinden çıkılmıştır, e haliyle sınıf az buçuk ter kokmaktadır. teneffüs biter, öğretmen sınıfa girer.
öğrt- burası ne ya böyle? bu koku ne böyle? hayvan mısınız siz, sınıfı ahıra cevirmişsiniz.
ahmb- siz girmeden önce sınıfta böyle bi' koku yoktu hocam.