dil anlatm yazlılısı
malum son dakikalar ve herkes biyerden bakmaya çalışıyor.
hoca:herkes bitirdi yanındakine yardım edyio topluycam şimdi he.
been:(ukala bi şekilde) yanındakide bitirmiş olmuyomu hocam.
çoğu efsane olan ayarlardır. gerçekte öğrenci hoca ile laf dalaşına girmeye çalışır ama beceremez. ama ders dışında o olay kulaktan kulağa "bizim ahmet x hocaya ayarın kralını verdi olm" diye dolanır. hele lise bitip de üniversiteye gelindiğinde, eski lise çevresinden olayın aslını bilen yokken, laf soktuğunu iddia eden kişi coşar da coşar. mesela "siz de öyle yapıyorsunuz hocam" demişse bu "sen de öyle yapmıyor musun hoca kıvırma" dedim adama ben diye değişecektir.
genel itibari ile ayar olduğu iddia edilen ve abartılan orta yollu cevaplar silsilesidir.
bizim hoca evlilik aşamasındadır ve beyaz eşya falan almaktadır anlatmaya başlar:
- aslında beyaz eşya almaya gerek yok çocuklar; çünkü kadınlar her şeyi sunuyorlar mesela ütü ye ihtiyaç yok kadınlar o kadar çok kafa ütüler ki yokluğunu hissetmezsiniz, veya buzdolabına da yok çünkü bazen o kadar soğuk olurlar ki yanlarına yaklaşamazsınız.
bu esnada arkadan ben atladım:
+ hocam o zaman fırına da ihtiyaç yok... *
elektirik akımını anltan fizik hocası, arkada gürültü yapan "F" kodlu şahsı cağırır ve vurmaya başlar, eskiden profesyonel güreşci olan "F" darbeleri elleriyle engelleyince hoca şaşırır;
hoca: demek direnç ha? (F ve hocanın kolları yüksek seviyelerde çakışık haldeyken, hoca ayağıyla F nin dizine şiddetli bir tekme atar) al bu da kısa devre.
ders matematik. hoca başlar:
-Bu daha konunun başı, o yüzden böyle kolay sorular. işledikçe daha zor sorular gelicek. ... (Burda ileride çözeceğimiz soruları anlatır. Şimdi hatırlamıyorum.)
Arkadaş:
- Hocam tamam, yeter, bir susun ya!
yine matematik dersi.
hoca: Neden 90 derece burası?
arkadaş: Hocam doksan derece olmasa siz bize bu soruyu sormazdınız. Orası doksan derece olmadan yiyosa siz hesaplayın da biz de görelim.
Lisedeyken bir arkadaşımla ders sırasında gülüyorduk.
Hoca geldi
Hoca: Hayırdır neye gülüyorsunuz
Ben: Hocam arkadaş fıkra anlattı da ona gülüyorduk
Hoca: Derste fıkramı anlatıyorsunuz?
Ben: Haaa yok hocam tenefüste anlatmıştı
Hoca: Yeni mi anladın?
Ben: no comment.
- dayashe bu sorudan ne anlıyosun, neye benziyor sence?
- hocam bu bir kuş!
- efendim?
- hayır hayır, bu bir uçak!
- hehe(sırıtma)? hehe(üzgün karışık sırıtma)? hehe(espriyi hala anlayamama)?
h: osmanlı padişahları salaktır. matbaa bu sebepten uzun süre kullanılmamıştır osmanlı'da...
p: efendim osmanlı'da matbaanın geç kullanılma sebebi hattatların mesleksiz kalma riskidir.
h: matbaa kendi kendine çalışmayacak ya! hattatlar da onu kullanarak gelir sağlardı kendisine.
p: evet bu mümkün. ancak; bir matbaa on hattatın yaptığı işi tek başına yapacaktır aynı sürede... bu durumda da matbaayı kullanmak için bir kişi yeterli olacaktır. geriye kalan dokuz kişi ise işlerinden olacaklardır.
h: kim demiş onu? bak bu milli güvenlik kitabında yazıyor. hebele hübele isimli yazar söylemiş bunu. resmi bir bilgi bu...
p: bunu da tarih öğretmenimiz kendi yazdığı kitapta söylemiş efendim. kaldı ki salakların yönettiği bir ülke altı yüz yıl boyunca ayakta kalabilir miydi? hem de dünyanın o zamanki kargaşasında...
h: numaran kaç senin?
p: 5507...
h: tamamdır. bu osmanlı padişahları işte bu kadar salaklardır...
p: millete numara soracak kadar mı?
sonuç: sınavlar ortalaması 68 olan milli güvenlik dersi karnede 2 olarak görünmüş, ilgili hoca kişisi bugün, aradan geçen onca yıla rağmen kahkahalar ile anılmaktadır.
DERS MATEMATiK VE HOCA FiZiĞi DAVRANIŞLARI SES TONUYLA TAM BiR ESKi BIÇKIN DELiKANLILARDAN. HERKES YARI KORKU YARI HAYRANLIKLA PÜR DiKKAT DERSi DiNLEMEKTE Ki HAKKI VAR HOCA DA iŞiNi iYi BiLiP iYi YAPMAKTA. NEYSE BEN SINIFIN EN ARKA SIRASINDA PENCERE KENARINDA DIŞARISINI iZLEMEKTEYiM, MASMAVi GÖKYÜZÜ VE BiR UÇAK VAR HAVADA... BiRDEN YÜKSEK BiR SES :
HOCA : SEN EN ARKADAKi AYAĞA KALK ! (YANIMDAKi ARKADAŞ KOLUMU DÜRTEREK AYAĞA KALKMAMI SAĞLADI)
Birdy : efendim ( yandın oğlum bu herif seni çiğ çiğ yer ! ) herkes acıma ve merakla izlemekte
hoca : az önce ben ne anlattım
birdy : hocam dersin konusu şudur budur ve siz şunu bunu anlattınız diye ben sanki pür dikkat dersi dinliyormuş gibi doğru düzgün bir şekilde anlatınca hocanın surat birden değişti. dövse haklılık payı olamaz dövmese olmaz..zor bir durum yani *
hoca : aferin demek ki derse gelmedne önce konuyu çalışmışsın ve sıkıldığın için dışarıya bakıyorsun ama bir daha sakın yapma dersi dinle.
birdy : (gülümseyerek) peki hocam
hoca din kültürü ve ahlak bilgisi kitabı getirmeyenlere ceza verir.
hoca:ahmet kitabın nerde oğlum demedim mi gelicek diye
ahmet:hocam banyoda kaldı
hoca:olm nasıl olur ne alaka??*
ahmet:hocam abdest almayı öğrenin demediniz mi onu öğrenirken onu unutmuşum ne yapayım
hoca:hassszktr
ders matematiktir ve hocanın bezmesi icin hersey yapılmıstır.son olarak sınıfta biri fena şekilde salmıştır.herkes hocam camları acın diye bagırırken hoca dumurlara sürüklenmiş bi vaziyette etrafına bakmaktadır.en sonunda hoca patlamıştır:
h-bu terbiyesiz her kimse hiç aile terbiyesi görmemiş.
ben-hocam camları acar mısınız ?
h-kızım sus bişe anlatıyorum.
ben-hocam cok kötü kokuyo ama (herkes bağırmakta)
h-açmıyorum be yeter !
ben-olamaaazzz ! hepimiz ölüceeezzzz.
derin bi sessizlik sonucu hoca bagırmama katlanamayarak sınıftan ağlaya ağlaya cıkmıstır.
9. sınıfta sağlık dersinde yaptığım esprinin üstüne kendine karizmatik insan tavrı takınmış hoca:
espri zeka işidir,herkes yapmamalı...
kimsenin gülmemesinin üstüne ben:
espri zeka işidir,herkes yapmamalı...
ve kahkahalar...
ben ve iki arkadasım tuvalette kabinde sigara içerken . nöbetçi bayan hocanın baskınına uğrarız ..
hoca : ( tuvalete girer ) ohh ohh maşallah , maşallah dumana bak baca gibi ( fix laflar )
yolyemez : hassiktir ..
iki arkadaş : olum biz dün yakalandık , bugunde yakalanırsak yandık , atılırız aq
hoca : çıkın orada oldugunuzu biliyorum ( abd polisleri edasıyla )
yolyemez : tamam aq az sakin olun , ben tek cıkarım kabinden , hocaya da tekim derim , yerse ..
iki arkadaş : helal lan sana , sağolasın kardeşim ..
yolyemez : siz az öteye kayın , belki yediririz ..
( kabinden çıkarım )
hoca : baska kım var içeride
yolyemez : kımse yok hocam
hoca : yalan söyleme , kimle konusuyordun
yolyemez : hocam telefonla konuşuyordum
hoca : ooh , dünyaya bak bir elde telefon bir elde sigara
yolyemez : yok hocam vallahi ..
hoca : kabine bakıcam baska kım var
yolyemez : hocam bakmayın , fenadır sımdı içerisi biraz hastaydım da üzerinize afiyet ..
( o arada el çabukluğuyla , hocayı yanıltıp , yan kabinin kapısını actım burdan cıktım hissi vermek için , hocayı da laf kalabalığına getirip yedirdim ..)
lise bittikten sonra aslında hiç bile ayar olmadığı anlaşılanlar. özellikle öğretmen olduysanız. ancak, anladığınız şey kendinizi ne kadar salak yerine koymuş olduğunuzdur, ayar verdim ben sanarak. zira, sizin ayar verdim diye böbürlendiğiniz şey hocanın umrunda bile değil, kafasını iki yana sallayıp ancak ti ti ti yazık diyip evine gidip, ayaklarını uzatıp oh bi de çay kek falan yemek hayalindedir, televizyonda da en sevdiği dizi. ayarınız (!) düşündüğü son şey bile değildir. öğrencisinden ayar yiyecek ayarda bir hocaya ayar vermek zaten hiçbi öğrenciyi böbürlendirmez okulun en salak hocasına ayar vermişsin vermemişsin kime ne allasen... geri kalanlarda üstte bahsi geçen hocalardır ayar yemezler ancak sağlam ayar verirler. misal kitabı ezber ezber ezber yazmışsanız 60 almışsanız ama hocam ya kitabın yazarı da mı eksik yazmış hen hün derseniz bu hocanın umrunda bile değildir, kitabın aynısını isteyecek olsa hoca zaten açar kitaptan okur. muhtelemen aynısını yazdığınız için düşük almışsınızdır zaten.
ders: matemetik
hoca: son derece agresif.
hoca: (son derece sakin bir sesle) arkadaşlar bakın derse başlamadan önce rica ediyorum lütfen dersi dinlemeyecek olan varsa sınıfı terk etsin. yok da yazmayacağım.
ben: (yavaşça kalkarım. herkes bana bakıyor tabi. kapıya doğru çok büyük bir hışımla yürürüm. kapının yanındaki çöp kutusuna çöpü atar aynı hışımla yerime otururum.)
sınıf: kopar.
hoca: susar
lise 3'teyiz. aylardan mayıs okulda herşey bitmiş sadece bizim öss'ye girmemiz bekleniyor. biz de bir hafta önce piknik yaptımışız bana da arkadaşlar piknik parasını toplama görevi vermiş elimde bir tomar para öğretmenler odasındayım.
+: edebiyat hocası -: hail and kill
+ hail and kill, ne yapacaksın o parayı kıvırmışsın.
- hehehe, hocam sözlüler verildi mi?
+ evet.
- peki değiştirme şansınız yok mu?
+ hayır yok. kalanlar var. nihahaha
- ha, o halde izninizle bu parayı kıvırıp bi tarafınıza sokacam.
müzik dersi hoca bize müzikte matematiğin olduğunu anlatmaya çalışmakta bunun üstünden de aslında ben de matematiğin kralını bilirim edebiyatı ile beni ezmektedir.
+ bak hail and kill müzikte de 1/4'lük 1/8'lik notalar vardır. yani müziktede matematik vardır.
arkadaşımdan duyduğum bir olaya göre; lise bitmiş artık sorumluluk sınavları yapılmaktadır. arkadaşımızın biri sınav süresini biraz uzatarak kuralları ihlal eder ve sonrası
+ hocam buyrun kağıdım.
- olmaz zaman geçti alamam.
+ nasıl alamazsınız ya?
- alamam dedim oğlum git başımdan.
+ sen benim kim olduğumu biliyo musun?
- bilmiyorum kimsin?
akabinde öğrenci elindeki yazılı kağıdını diğerlerinin arasına sokar ve