thebalkanboy sınıf öğretmenine birşey sormak için yanına gider ve karşısında durur, öğretmen ise o sırada nöbetçi masasında oturmakta merdivenden inenlere bakmaktadır.
thebalkanboy: hocam?
thebalkanboy un sınıf öğretmeni: çekil bi okulun en yakışıklı çocuğunu seçicem.
thebalkanboy: hocam karşınızda duruyor ya işte.
ingilizce dersidir. mellonnim her öğrenci gibi 30 dakikadan sonra dersten kopmuş, uzaklara dalmakta iken;
-hoca: hayırdır mellonnim daldın ispanya'ya doğru.
-mellonnim: evet hocam siz boğa ben matador güreşiyorduk.
-hoca:....
-sınıf:zuahahaha
bu ayar hocaya öyle koymuştur ki hoca müdüre şikayet etmiş, müdür de "sen çocuğa öyle dersen o da sana böyle der" tarzı bir ayar daha vermiştir hocaya. duble ayarla hoca mellonnim'i öğrenim hayatı boyunca rahat bırakmıştır.
Ders biyoloji ona buna laf sokmaya çalışan bir öğretmen
+evladım niye yazmıyorsun.
-yok hocam aslında ben yazıyorum.
+ben neden yazdığını göremiyorum.
-bilmiyorum hocam.
+evladım senin ciddi bir tıbbi desteğe ihtiyacın var.
-haklısınız hocam gittğiniz doktorun adresini verin bende gidiyim.
+benim gittiğim doktora seni almazlar evladım
-doğru hocam siz veterinere gidiyordunuz değil mi ?
fizikçi ve kendini ayarcı sanan hocamız (final dersanesinin de şube sahibi ayrıca), tahtaya çıkardı beni basit bi yoğunluk sorusu çözücem,
hoca: evet kızım m=d.v yaani em eşittir deve, unutmuyosun di mi hiç
ben: yok hocam hep aklımda
hoca: çok aynaya bakıyosun herhalde ondan di mi kızım
Sınıf yarılır burda bana bakıp
ben: hayır hocam, kayıt sırasında bi vesikalığınızı almıştım da..
hoca dumur, sessiz; sınıf kendinden geçmiş ben sırama zor ulaştım.
lise son sınıfta, sıcak bir mayıs günü dershanedeyiz. arıza bir fizik hocamız var, kadın hamile.ben de sırf eğlenmek için hocam sizin kızınız tm ci olacak diyerek bir gaflette bulundum. herkezin de salak salak gülmesini bekledim. ne var ki hoca dışında bu iğrenç esprimsi şeyime herkes güldü. kadın da herhalde tm ci olmayı hakaret olarak görmüş olabileceğinden önümdeki çocuğun suyunu olduğu gibi üstüme fırlattı. ben de doğal olarak deliye döndüm. sikimden kafama kadar sırılsıklam oldum ve o sinirle hocayı alkışlayıp, bu hareketi ancak üçüncü sınıf öğrencisinin yapabileceğini bunun insansı bir hareket olmadığını söyledim. sonra kadın gülüp yandakilere, niye kızdı ki bu çocuk? diye pişkin bir soru sorunca beni iyice çıldırtıp, kendisine sessiz olun ve işinize devam edin artık diye bağırmama sebep olmuştur bu fizik hocam. sonradan anladım ki bu kadın dengesiz hareketlerinden dolayı ikide bir şikayet yiyormuş. işte bu da bir anımız.
sınıf arkadaşımla havalı matematik öğretmeni arasındaki diyalog:
-la oğlum bu naparsam yapıyım aynı çıkıyo lan, determinantsa determinant işte, nerden yapcam bunu be?
--Utku o ne biçim konuşma, ne biçim tm öğrencisisin sen. bölümünden utan terbiyesiz (heböle heöböle şeklinde devam)
-siz de matematik öğretmenisiniz, ama çözemediğiniz soruları da biliyorum. ben yüzünüze vuruyomuyum?
öğrenci: hocam salakla zeki arasındaki farklar nelerdir.
öğretmen: salaklar her zaman kesin konuşur ama zekiler daima şüphecidir.
öğrenci: emin misiniz hocam??
öğretmen: kesinlikle *
saygı duyacağı, dersini dinleyeceği, anlattıklarını dinleyip de anlamayınca konuyla ilgili sorular soracağı öğretmenine kıl olup "ergen zekasınca" höyküren ve bu yaptığı "çocukça hedelemelerin" ayar olduğunu zanneden "kayıp gençliğin" öğretmenlere verdiğini sandığı (aslında elinde kalan) ayarlardır.
anasına-babasına bile nasıl davranadıkları malumdur bu ibnetor öğrenci kılıklıların!
çok görmemek lazım efenim!
ders coğrafya ben ve birkaç kız arkadaşım makyajlıyız. coğrafya öğretmeni sınıfa girer girmez bizi fark eder ve çantasından ıslak mendil çıkararak makyajımızı silmemizi ister.
sonra sınıfta birşeyler mırıldanarak dolaşır.
Hoca: Ben anlamıyorumki bu kızlar okula gelirken neden makyaj yapıyor? Heralde koca aramaya geliyorlar.
Ben: Hocam siz de makyaj yapıyorsunuz bu koca aradığınız anlamına mı gelir?
Hoca: Ben evliyim zaten.
Ben: Daha kötü ya o zaman halen aranıyorsunuz...
Derken hoca ağlamaya başlar müdür yardımcısının yanına gider. ertesi gün disiplin kurulu toplanır beş gün uzaklaştırma alırım. yine olsa yine de alırım.
- ben
+ en sevdiği söz ben ukalayım ama benden ukalasını sevmem diyen bayan ing. hocası
x şerefsiz müdür yardımcısı
- hocam sınıf çok soğuk, kaloriferler yanmıyor müdür beyle görüşseniz de biraz yaktırsa.
+ ateş yakın çocuğum hehihoha!
- peki hocam
tenefüs zili çaldığında sınıfta bulunan testinin içine kağıt basmak sureti ile ateş yakılır ve ısınılır. tabi bu sırada tüm koridorun duman olduğu farkedilmez. Müdür yardımcısı geliyor uyarısı ile anında ateş söndürülür ve pencereden ormana doğru atılır.
x kim yaptı evladım bunu
- ben hocam
x neden oğlum
- sevgi hoca söyledi hocam
x saçmlama sevgi hoca sana sınıfın ortasında ateş mi yak dedi?
- evet hocam inanmazsanız arkadaşalra sorun
x olum saçmalama. bana sınıfta bu ateşi yakmak için mantıklı bir sebep söylersen seni bağışlarım.
- üşüdüm hocam!
x gel evladım, seni odamda ısıtayım ben.
ve ellerimi deynekle şişirmiştir.
tekrar sınıfa döndüğümde 2. ders yine ingilizcedir ve sevgi hoca şaşkın şakın bana bakmaktadır.
+ oğlum sınıfta ateş mi yaktın sen?
- evet hocam
+ sebep
- siz dediniz hocam
+ ?!?'?!
''yazım ve noktalama puanlamaya dahildir.'' ibaresi taşıyan bir edebiyat sınavında, hocanın bir soruda noktadan sonra boşluk bırakmadığını fark etmem* ve hocanın bunun üzerine fazladan puan vermesi*.
bizim katta nöbetçi kıl bir tarihçi. adam tuvaleti kontrol edip duruyor ikide bir sigara içen var mı diye. bi tenefüs sadece ben ve benim gibi sigaraya bulaşmamış bir çocuğund daha içerde olduğu bir anda girdi içeri. kokladı kokladı, kabinlere baktı.
-sigara mı içtiniz lan burda?
-yok hocam ben dışarda da içmiyorum zaten.
-e burda pis bi koku var böyle
-hocam tuvaletin pis kokması normal değil mi? her sıçtığımızdan sonra oda parfümü kullanmıyoruz.