her genç insanın cep telefonunda olduğu gibi benim cep telefonumda da güzel bir bayanın resmi vardı. * cep telefonu biyoloji dersinde cebimden dışarı doğru sarkmış ve tabii ki hoca soluğu yanımda alır. telefonu cebimden çeker vee
çok sıkıcı bir ders ve zil çalsın diye beklemekteyiz. zil çaldı. hemen kapıya koştuk, hocam çıkabilir miyiz diyoruz bu sırada da ben kapıya vuruyorum sürekli tık tık tık şeklinde ses çıkıyor. sonra öbür taraftan kapı açıldı, başka bir hoca açtı kapıyı ve ardından şu diyalog:
- n'pıyorsun olm... dikkat çekmeye mi çalışıyorsun?
- en az sizin kadar...
hayatımın en dumur olayıdır aklıma geldikçede hala yarılırım. olay lise 3 biyoloji dersinde geçer...
memo-hocam bişi sorcam
hoca-?
memo-kurt köpeği kurt ve köpeğin çiftleşmesiylemi oluyo ?
hoca-ehh genel anlamda öyle denebilir
memo-taam anladım hocam
ben-hocam bişi sorcam
hoca-?
ben-peki bu bağlamda çoban köpeği için nasıl bir yorum yapılabilir ?
hoca-mavi ekran.error
sınıf-yuhahaaa puhahaa zuhahahaa
Hoca Temel fıkrası anlatır, fıkra ve anlatım cok komiktir ama daha önce ögrenciler arasinda anlaştığı için gülmezler. iki dakika sonra aynı fıkra Dursun adlı kahraman ile bir öğrenci tarafindan anlatilir ve sinif abartarak yerlere yatıp güler.
bazen sözlere bile gerek kalmadan verilmiş ayarlardır.
felsefe hocamızın, sırf babasının siyasi görüşü yüzünden sürekli takıldığı bir arkadaşımız vardı. adı ipek. hocanın tüm uyuzluklarına rağmen ağırlığını korur, lafı gediğine oturtmasını bilirdi.
yine bir felsefe dersi... hoca ipek e dönerek:
-heeyyy seeenn gözlüklüüüü??
ipek yavaşça döner ve bakar ne oldu gibisinden.
- ne bakıyorsun sen gözlüklü müsün?
ipek hiç istifini bozmadan, alaycı bi şekilde bakar ve çenesine dayadığı eliyle gözlüklerini gösterir...
tuvalete girilmiştir. pisuvarda işerken hoca gelip oğlum napıyosun orda demiştir, espri manasında tabi. olumsuz fani, ehi eki diye cewap wermiştir. hoca gider. iş biter. elle yıkanırken lavobonun mermerinden pantolonun önü ıslanır. tuvalet çıkışında aynı hoca aynı tonlamayla oğlum bu böyle der, malum yere bakarak. az önceki durumdan sonra aramızda bir samimiyet olduğunu düşünen ben işin bokunu çıkarak. hocam sizde nereye bakıcağınızı iyi biliyosunuz ha diyerek tuvaletten çıkarım. sonuç: samimiyetimizi gözden geçirdik.
ders nedeni bilinmeyen bir sebepten dolayı işlenmez ve öğretmen sınıfta bulunan öğrencilere bir soru yöneltir: *
-evet çocuklar ,bana öyle bir yalan söyleyin ki size 100 vermek zorunda kalıyım.bu sorunun cevabını bilene gerçekten 100 vericem.*
(yanda oturan ve bu dersten kalacak olan arkadaş bu tür sorulara meraklıdır ve bilir)
+hocam hocam.
-buyur hede.
+dün bana 100 vericeğinizi söylemiştiniz.
-ha ,hı ,hö ?*&
ders: matematik
konu: integral mintegral garip bişeyler
söz konusu matematik hocası öğrencileri sıraylar tahtaya kaldırıp kitaptaki soruları çözdürmektedir.* Öğrencinin biri tahtada andaval andaval logaritmik bi soruya bakmaktadır.Hocadan gelicek komutları bekleyen robota dönüşmüştür çoktan.Komutlar gelir.
h+ oğluuuuuuum, 3 çarpı 234 parantez üssü. Üssüüüüüüüü!(eleman üssü kelimesini çözümlemekle meşgul)
ö+ eehhe ehehehe *
h+ parçala şimdi o ifadeyi
ö+ nası, hede, hödö, bumu? ihihi hihi ihihi
h+ açıcaksın o ifadeyi, aç onu!
ben+ aç! aç! aç! aç! aç! (bütün derste çıt çıkmayan sınıf benim kısık tondaki yakarışımı duymuş haliyle hocada duymuş garip garip suratıma beyin özürlüsü bir cinsel sapık, abazana bakar bir ifadeyle bakmaktadır, bir kaç saniye duraksamadan sonra hocadan şöyle bişey çıkar)
h+ oğlum biz burda striptiz mi yapıyoruz, soru mu çözüyoruz.(bütün sınıfta bi gülümseme)
ben+ striptiz yapar gibi soru çözüyoz. (sınıfın kopuş aşamasına geçişi)
2derslik kimyanın ilk dersi bitmiş tenefüs arasında dışarıda muhabbet edilmekte. Kimya hocası okulda nöbetçi öğretmen, içeri girme zili çaldığında bütün öğrencileri içeri sokmak gibi amaçsız bir eylem içerisindedir. Arkadaşla banka oturuyoruz.Hoca bize doğru bağırır.
-Hadi oğlum girin içeriye sizde
-Hocam ders boş bize* başka bişey demeden hoca içeriye girer, iki derslik yoklama almıştır çünkü bizide tanımaz, zaten mezun olalı 2-3 ay olmuş ilk görev yeri bizizdir, acemidir yani. 2.dersin bitimine 5 dakika kala derse girilir, hocam girebilirmiyim diye sorulur. *
trafik dersinde kitaptan bir bölümü okutmak isteyen hoca:
- evet, kızım sen okuyabilir misin?
+ hocam birinci sınıftan beri okuyabiliyorum çok şükür..
- ....
dersin sonlarına doğru yoklamayı inanılmaz derecede önemseyen hocamızla arkadaşımın arasında geçen ve hocamızın sağlam bozulduğu bir olay..
ders bitmek üzredir ve arkadaşım hocadan imza kağıdını yollamasını ister zira hoca devamsızlıktan bırakmaktadır.. elini kaldırır arkadaşım ve olay başlar:
a: hocam kağıdı yollasanız artık.. 5 dakika falan kal...
h: tüh ya! ben yoklama listesini odamda unutmuşum bak gördün mü! boşuna gelmiş oldun okula..
a: olsun hocam sorun de...
h: ama istersen odama gel, gelmediğin günlerin de imzasını at.. pek okulda göremiyoruz çünkü seni!
a: olur hocam, memnuniyetle.. isterseniz bütün yılın imzasını atarım..
h: benim için de sorun değil.. yani sen gelmişsin gelmemişsin benim ve dersim için hiç sorun değil.. gelmesen de olur..
a: bilmukabele hocam benim için de öyle.. siz ve dersiniz benim için de zerre önemli değil.. sizinle aynı fikri paylaşmak çok güzel..
o hoca ve arkadaşım şimdi kanka durumundalar.. derste espriler, şakalr gırla gitmekte.. böyle davranmak lazımmış demek ki..
-yavrum biraz daha hızlı okusaydın.*
+niye hocam hızım iyi diye düşünüyorum.
-alışveriş listesi okumuyosun ,o kadar hızlı okunmaz.
+hocam metinde savaş var demekki adamların zamanları yok hızlı hızlı konuşup geçmeleri gerek lakırdamaya hacet yok.
-?&$
istanbul'da artçı depremlerin yaşandığı zamanlar. okulda öğrencilerden habersiz bir deprem tatbikatı yapılmasına karar verilmiştir. biz öğrencilerin tabi ki bu durumdan haberi vardır.
lise 2, din kültürü ve ahlak bilgisi dersi. hocanın sınıfa gelişi ve akabinde geçen diyalog şu şekildedir. (hoca: h, portakalsoslupekinordei: p)
h: çocuklar birazdan deprem olacak.*
p: hocam, nerden biliyosunuz ? vahiy mi geldi ?
h: tövbe de kızım tövbe de tövbe de , tövbe estağfurullah!
sınıf yerlerdedir. hoca tövbeler eşliğinde sınıfı terkeder.
dil anlatım dersinde film, sinema konusu işlenmektedir. Ses dublajı yapan kişiye ne dendiği merak edilmektedir, hocaya sorulur, hoca cevap veremez, kem küm eder.
sınıftan bir tip hoca bilmiyo, hoca bilmiyo diye bağırmaya başlar. tip #2 de alkış tutar ondan sonra şu konuşma geçer;
hoca - şak şak yapmayı kes, zaten işin şakşakçılık, başka bir şey bilmezsin.
tip #2- hocam en azından onu doğru düzgün yapıyorum, sizin gibi bilmeden işimi yapmaya çalışmıyorum.
hoca - !'^+%&^'
ria aşağıda bahçede sigara içmek yerine sınıfın camında içmeyi tercih eden bir öğrencidir. bir gün yakalanır ve kınama alır. bir zaman sonra genç ria, bahçede sigara içen arkadaşlarıyla muhabbet ederken müdür yardımcısı (rk47) olay yerini basar. öğrencilere izmaritleri toplamalarını emreder uzaktan izlemeye geçer. sınıf camında içen ria olay yerinden uzaklaşır.
bunu gören rk riayı çekerek, ceket cebinden bir adet sigara alır, yakar, bir fırt alır ve basar.
rk: al ria.
ria: ne münasebet.
rk: al dedim.
ria: almıyorum.
rk: neden?
ria: kınamamda yazdığı üzere ben sınıfta içiyorum, bulursanız onları alayım.
rk: +^^%&//
yahu bende bunu anlamam konu açılınca herkes aslan kesilir herkes sınıfın en arka sırasında oturur durmadan hocalara ayar verir ya hiçmi normal öğrenci yok bu hayatta yoksa ben uzayda mı öğretmenlik yapıyorum daha bi delikanlı cesaret edemedi buna.
lise 1 de en esek yillarinda uzun esek oynamayi seven pilot gene esekligini yapmis uzuerine ucan baska bi esegin hezimetine ugramis ve pantolonu patlatmistir.
ardindan taze bosanmis kompleksler kralicesi mudur mavininin yanina gider
m: ceketi niye sardin beline
p: hocam sey bi kaza olduda
m: ne kazasi
p: pantalon iste, patladi ortadan acaba eve gidebilir miyim?
m: hep ayni mazeret gidemezsin idare et
p: hocam idare edecek gibi degil arka kemerden sag dize kadar
m: ac bakicam
p icten: tobe tobe azmis mi ne
P: bakin hocam
m: himm dur bakim surda (igne iplik vererek) al dik
P: hocam nasil dikim ben terzimiyiom ver izin kegdini evime gibdim tobe tobe (artik pilotun salterler atar)
m: git dik tuvalette yada bul bi kiz arkadasini sole diksin
p: oldu artik yemekte yapar aksama
m: uzatma diyorum hadi dik sunu
P: peki o zaman der ve ceketi cozer kemeri acar al dik der don gomlek dikilir hocanin karsinsinda hocadan bi ciglik panikle odadan donla cikilir olaylara sans eseri sahit olan psikopat mudur gulmekten yerlerde pilot bi yandan kemeri baglar mudurden de izin kagdini koparir tabi.
öncelikle söylemeliyim ki, lisede hocalarla yaşanan münakaşaların ayar olarak sözlüğe yansıtılmasından hoşlanmıyorum. sadece sözlük değil hiçbir ortamda, ne olursa olsun bir hoca hakkında "nasıl koydum ayarı hoha" denmez, saygı duyulmalıdır. ha tabi ayarımızı da vereceğiz, "örtmenim tahtaya kalkabilir miyim?!" demiyoruz ne de olsa okulda falan.
bunu belirterek olaya gireyim. amacım hocamı rezil etmek falan değil, ama okuyun bakın, iyi dedim, ehieh. şaka lan, sözlükte yazar olma ihtimalinden götüm tirim tirim titriyor beyle, aha da zıp zıp atıyor.
biyoloji dersi. hoca, ilk dönem 2 verdiği birçok tembel öğrencinin notunu başına kakmakta. kendisi kamburu çıkmış, 50'li yaşlarda, bekar, tahmin edileceği gibi ters bir bayan. ama tam bir lise hocası. yine oturmuş masasına sorular sormakta, tekrar yapmakta. "2 verdiklerimin hepsine basıcam bu dönem 1'i, seneye istemiyorum sizi sınıfımda!" diye bağırdı.
lakabım da kamyoncu, tırları çok seviyor oluşumdan ötürü. niye kamyoncu? tırcı diye bir kavram olmadığından ötürü. hepsi aynı bok ne de olsa. hocanın bana hitap şekline de ayrıca dikkat etmeniz gerektiği düşüncesindeyim. gelelim olaya,
- kamyon sen kalk bakayım.
+ hocam bana mı dediniz? ben mi kamyon? *
- evet sana dedim. sen söyle bakayım, kapsüllü bakterilerin özellikleri neymiş?
+ ee hocam şimdi şey.. *
- ay ben niye 2 veriyorum ki size, sen de bu dönem kalacaksın!
+ bana zaten 1 verdiniz ilk dönem. kapsüllü bakteri miydi? söyleyeyim mi?
- söyle bakalım?
+ kapsülleri vardır.
- hadi ya? peki canlıların üzerinde yaşayan bir türü vardı bunların, onun özelliklerini say, adını da söyle.
+ yol tutuşu yüksek onun da.
- ne alakası var yol tutuşuyla be?
+ canlının üzerinde durmak kolay iş değil, sağlam asılıyor demek ki. adı neydi onların?
- otur, bırakcam bu dönem seni.
+ mezun olduk hala bırakıyorsunuz.
- kapsülü varmış, aklı sıra beni rezil edecek kuşbeyinli.
***
seviyorum yine de bu hocayı. dediğim gibi, harikulade bir ayar değil, hatta ayar değil. eğlenceli bir diyalog diyelim.
