Arka sırada otururdum.
Duvarda kilim ve saz vardı.
Sürekli kavga ederdim.
Okulun çocukları beni görünce koridorda yol veriridi.
Şaka lan şaka.
Askeri okuldan sonra lisede pek okula gitmedim.
Gören beni tanımaz.
Müdür yardımcısını bağlamıştım, 120 gün devamsızlıkla sınıf geçiyordum.
işte ticaret, işte Türk eğitim sistemi.
Okulun kickboks takımındaydım. Ara ara okulun eğlencelerinde bass gitar da çalıyordum. Genelde hem branşım yüzünden çekinilen hemde arkadaş çevresinde sevilen birisiydim.
Kafasına bir ton jöle sürüp, kravatı da göbeğe kadar indiren, gömleğin tüm düğmeleri açık gezen ve tabi bunları yapınca cool-lime olduğunu düşünen bir tiptim. Şükür geçti gitti. 20 seneden fazla oldu bu illetten kurtulalı.
Efendiliginden taviz vermeyen ama sürü psikolojisiyle hareket ettiği için okul müdürü tarafından özellikle takibe alınan ve öğretmenleri tarafından sürekli uyarılan, dersi dinleyip; ödev yapmayan, eve gelince ceketi kravatı çıkartıp, klasörü fırlatıp dışarı kaçan buna rağmen derslerinde başarılı olan tip.
okuldaki tüm erkekler tarafından sevilen her grupta her ortamda aranan adamdım. ama bir kaç arkadaşım hariç hiç bir kız sevmezdi beni. Çünkü tüm kız gruplarından en az bir kişiyle çıkmışlığım olmuştur. kızlarla da çıkardım ama hiç bişey yapmazdım. bir çoğuyla 1 hafta falan sürdü zaten. Kısacası ben o lisedeki sporda başarılı yakışıklı dersleri orta halli yavşak çocuktum.
Duvar kenarı en arkada oturan vardır ya hani. Sınıftan bağımsızdır çoğu zaman.fazla konusmayan ama konuştuğunda da ortalığı kırıp geçiren.zeki ama çalışmayan. Ben oydum işte.vay be özledim galiba.
Bi o kadar sert görünsemde herkes beni severdi. Kendimi bildim bileli en arka sırada otururdum. Sanırım bu bir takıntı. 7-10-12 sınıf hep başkandım. Herkese sözümü iyiyle güzellikle geçirirdim. Hep eğlence peşindeydim grubum vardı herkes gibi ama yinede tüm sınıfla takılırdım. iyiydi hoştu.