Hangi başlıkta işledik hatırlayamadım da şunu anlatmıştı:
"(...)Siz hiç 'gel vatandaş geel altın 100 liraa!' diye bağıran kuyumcu gördünüz mü? Fakat 'domades 3 liraa!' diye bağıran pazarcı görmüşünüzdür. Kalite arttıkça gürültü düşer(...)"
Ben hiç böyle tüylerimi diken diken eden hocayla karşılaşmamıştım. Her ders ayrı bi gerilim.. Ah bi yerde denk gelsem..
Tamam, son paragraf başlıkla alakasız, hak veriyorum.
Ulan bi tane felsefeci necmi vardi , mavi takim elbise giyerdi mayisik biseydi cusse de iri olunca snorlax diyoduk herife aramizda.
Neyse bu pust yazililari okuyor , bana dedi 60 kusur , sira arkadasimla ayni kagidi verdik ona dedi ki 40.Cocuk da gayri ihtiyari af buyur dedi , demez olaydi.
Ogle arasinda sinifa hepiniz cikin dedi arkadasa sen kal dedi , biz de tuvalete gittik amk bir tokat sesi geldi siniftan tuvalete , sonra da bizim arkadas tabi.Yuzundeki el izi 3 gun gitmemisti amk.
Buradan cikarilacak kissadan hisse sudur arkadaslar , ses insandan hizlidir unutmayin.Bakin once sesi sonra kendi geldi ahahah.
Nevzat Karabag Anadolu ogretmen lisesinde siradan bir gun olarak hala hatirliyoruz.
Başlığı görünce kafamı bir yokladım hiçbir şey kalmamış resmen. Sadece üniversite sınavında bir fil sorusu vardı sınava giren herkesin beynini yakmıştı o dönemde, sorunun içeriği muallak bende hala.