fenomenoloji diye ağzıma sıçan bi akım var, onu masa altında ya mesajlaşan ya oyun oynayan asi lise sınıfıma anlatcam daa felsefeden geçicem diye hocanın bile anlayamadığı cümleler ezberlemiştim.
ne salakmışım.
ders olarak aklımda kalan hümanistlerin sevgi dolu insanlar oluşuydu hocamız sınıftakilere çok takılırdı onun dersinde makyajlar silinirdi disiplin kurulu üyesiydi emine hocanın başına kurdeleli band takan arkadaşa çıkar onu mahalle dilberi gibi ne o öyle deyişini unutamam.
ateist bir hocanın dersine "destuuur! ya bismillah" diye girmek.
aynı hocanın dersinin sınavında "yarabbim! çok şükür! sen nelere kadirsin" demek.
aynı hoca yaklaştığında euzu besmele çekip, hocaya şeytan muamelesi yapmak.
hoca sınıfa girmeden önce bütün herkesi tertipleyip, hoca geldiğinde onu sıraların üstünde meditasyon yaparak karşılamak.
felsefe hocasının gözünüze dik dik bakması. daha ilk ders skolastik tipli hoca ders anlatırken mavi gözlerime dalmıştı belki 2 dakika durmadan gözüme baktı. ben gözümü kaçırmaya çalışsam da en sonunda tutamadım kahkaha attım. sınıftakiler de öyle tabi. zayıf geldi dönem sonu.
hocanın sırasıyla ilk başta 2, sonra 4, sonra 5 kişiyi ve daha sonra da yavaş yavaş tüm sınıfı güldüğü için tahtaya kaldırım "hipinizi disipline viricim hipinizi" demesi. Felsefe dersinde aklımda kalan ender şeylerden birisi. Bir diğeri de "doğuda tiramali tüfiklerle tiradilar beni tiradilar ! "
birsürü salak sapık akım isimleri tabii ki. entüisyonizmden dadaizme kadar. sonra işte adalet, hak, hukuk kavramları falan da vardı. onların akımları falan. birsürü şey olum işte. hiçbiri de işe yaramayacak tabi ygs'de bunu da bilin.