bizim felsefe dersimize din hocası girdiği için sürekli komünizm kötülemeleri ve genel olarak filozoflara sövme olarak kaldı aklımda.
tabi sonra kendim de felsefe öğretmeni olunca, işler değişti...
Lisede ergenlikle birlikte değişen hormonların sayesinde ne Immanuel Kant ne de Descartesin sözleri kaldı aklımda. Tek aklımda kalan; yeni mezun hocanın dipdiri dolgun göğüsleridir.
Derste yazilida yemek yemek sakiz cignemek serbesti. Birde yazilida ogretmen kopya kagitlarimi aldi sonra felsefe kitabini sonra arkadasimla kagitlari degistirince sinavi iptal etmisti.
Öykü Yarışması. Provaları vardı hem de her hafta felsefe dersi saatinde. Benim için inanılmaz bir mutluluktu dersten yırtmak. Çünkü hoca sürekli dini sorgulayıp insanı küfre götürecek şeyler söylüyordu. Bir dersine girdiğimde tartıştık hoca ile. Bir kaç hafta din konusunu açmadı. Sonra da provalar başladı zaten dersine girmedim.
Her şeyde bir hikmet var, o sene daha iyi anladım. Öykü Yarışmasına Hocamın ısrarı ile giren ben, felsefeden yasal olarak firar edeceğimi hiç düşünmemiştim... *