Son yüz yılın filozofu olduğunu söyleyen izmirli bir hocamız vardı. Her ders son on dakika gelir yanıma oturur telefonumdan kendininkine şarkı atardı. Ödev olarakta istediği şarkıları bir sonraki haftaya kadar indirmemi söylerdi. Böyle tuhaf bir adamdı işte.
Einstein'in atomu parcalanabilirligini ispatlayip, ben ölünceye dek kullanilmasini istemiyorum, demesi bilim etigine ne derece aykiri ve ne derece dogru. Bu uzun uzadiya tartisildiydi.
ders hocası aynı zamanda sosyoloji dersine girerdi. hatırladığım kadarıyla 2 ders 2 dönemde de vardı.
ilk dönem hocadan nefret ederdim. sınavlarda saçma sapan sıra düzenine sokardı bizi, uğraşır durdurduk. 2 ders te 3 mü ne geldi. benim için başarısızlıktı 3.
ikinci dönem ise hocayla baya muhabbet ettik. lan meğersem dünyalar tatlısı kadınmış. çokça dvd film de hediye etmişliğim vardı (lisede okulun korsanı bendim. çoğu kişinin sınırsız interneti yoktu, indiremiyorlardır. bazıları ise torrent nedir bilmiyorlardı). ve iki ders de 5 geldi.
demek ki neymiş? dersi sevebilmek için önce hocayı sevmek gerekirmiş. dersi seversen de başarılı olursun.
Ankara Alparslan Lisesi sene 1996... Hocamız Cemal Öksüz... Sınav kağıtları dağıtıldı... Toplamda 5 soru var 20'şer puanlık. Ben yazılıya hiç çalışmamışım,Önce sorulara baktım cevaplar hakkında en ufak bir fikrim yok... Bir anda ayağa kalktım, hoca daha kağıtları yeni dağıtmış masasına yeni dönmüş...
Masaya yaklaştım ve sınav kağıdını hocaya uzattım... "Benim yazılım bitti" hocam dedim...
Hocam şaşırmıştı "Ne bu şimdi?" diye sordu
Ben "Bakış açısına göre değişir" dedim... Sınıf şaşkın hoca şaşkın, bende ise zaten kaybedecek bi şey yok. Hoca "Olum ne diyosun Allahaşkına" deyince "Hocam bu kağıdı boş verilmiş bir yazılı kağıdı olarak görebilirsiniz ve 0 verebilirsiniz. Ama bu kağıt boş olduğu ve ben de bunu bilerek size boş kağıdı verdiğim için siz hiç bir zaman soruların doğru yanıtlarını yazıp yazamayacağımı bilemeyeceksiniz.
Bu açıdan düşünüldüğünde bunu araba çarpınca ölen bir çocuğun ileride cumhurbaşkanı olabilme ihtimaline göre çok daha yüksek kan parası cezası uygulandığı örneği ile birleştirirseniz bu cevapların doğru yanıtlarını gerçekten biliyor ihtimalim de sizin açınızdan bakıldığında %50 olacağına göre aynı zamanda bu kağıt 100 verebileceğiniz bir kağıt" dedim...
Hocam (yaşıyorsa allah uzun ömür versin,öldüyse nur içinde yatsın) durdu, bi kağıda bir bana baktı. Sonra ani bir hareketle kağıdı ortadan ikiye yırttı ve "Senin elindeki kısım senin ihtimalin ve değeri 50 puan.Benim elimdeki kısım benim tahminim olan kısım ve değeri 0 puan" dedi...
Sonuçta sınavdan 50 aldım ve 2. sınava çalışarak gelip 85'de o sınavdan alarak sene sonu felsefe notumu karneye kanaat ile birlikte 7 düşürdüm...
Sokrates'in mahkemede kendini savunma konuşması. Taa 2000 sene önce evvel bi insan nasıl öyle konuşur, bana kalsa 2000 sene öncenin konuşabilmesi bile mucize.
öğretmenleri tek soruyla kitlemiştim. 2 hocada donup kalmıştı ve sınıf beni alkışlamıştı.
tanrıyı kim yarattı? Sorusuna verdiğim cevap hocanın "bu cewabın bu soruyu yok etti" demesine neden oldu.
muhafazakâr hocamızın sürekli dine girmesiyle hocayla yaşadığım tartışmalar gelmektedir aklıma. bir de "diyalektik materyalizm" terimi çünkü hep dalga geçerken kullanırdım.
not: niye eksiliyorsunuz? ateist, deist falan değilim; ki olabilirdim, o ayrı konu. sınıfın en dindarı bile nefret ederdi hocanın sürekli ve her ders dine girmesine.
ilkçağ felsefesi. Eski yunan medeniyetinin felsefeyi başlatmış olması. ilk filozof thales. philesopia 'bilgelik ya da bilgi sevgisi' ismin mucidi pysgoras. Felsefe o dönemde mitosdan etkilenmesi. Thales'ten önce homeros ve hemoidos isimlerinin görüşleri. Doğayı inceleme. Gemicilik ile kültürler arası yolculuk. Pers kuşatmaları. Demokrasinin doğuşu bununla beraber önem yitiren mitos ve onun yerine gizli örgütler demeter gibi alt dinlerin doğuşu. iyonya'nın milet kenti.
hocamızın sinirle, konuşan arkadaşa tebeşir atması, ancak öndeki kız arkadaşa gelince "Özür dilerim kızım", diyerek ikinci tebeşiri tekrar aynı kişiye atması. hedefi yine tutturamayıp, vurduğu başka bir arkadaştan da özür dilemesi.
Bu beş dakika felsefe ile ilgili o sınıfta öğrendiğim her şeyi perdeleyen, gülümseme dışında hiç bir şey bırakmayandır.