lise dediniz, unutulmaz dediniz de ne de güzel bir konuya parmak bastınız..
geçen gün lise yıllarımdan kalan ilk ve en sancılı aşkımın kahramanını görmüş bulundum metrobüste. bir tebessüm eşliğinde bakıştık durduk. metrobüs sağolsun..
yani demem o ki bir garip yolcuyuz bu hayat yolunda, naparsın...
yurt müdürünün sizin adınıza ilaç alıp onları çöpe atması, akabinde bu ilaçları bir gazetecinin bulup durumu adliyeye bildirmesi ve final olarak ifade vermek için mahkemede sürünmek.
en ergen zamanımızda koca lisede kız nüfusunun düşük olması olan kızların da yarısının bizim sınıfta olması (meslek lisesi) hele birinin sık sık teknik resim dersinde frikik vermesi olarak özetleyebileceğimiz şeyler.
bi punduna getirip kızın birinin göğüslerine ellemek. evet fazlasıyla piçlik denilebilecek bu girişimi en saf salak, en sessiz öğrenci bile yapmıştır. şimdi düşündüğümde gayet yavşaklık olarak isimlendirdiğim bu olayı, lise zamanında hormonların verdiği azgınlıkla gayet doğal karşılıyordum.
sarsılmaz otoritesini demir yumruklarıyla ve survivor hasan'ın bile imreneceği kaslı vücuduyla sağlayan müdür yardımcısıdır kesinlikle.
öğretmen zili çaldıktan sonra sınıfa girmeyenleri dağıtmak için iki koridorun ortasında dikilip ellerini beline atması yeterdi adamın.
insan yavrusu değilde çil yavrusuydu resmen, dağılan dağılanaydı liseliler.