seni son gördüğüm günü düşündüm. okul bahçesinde kızlarla şakalaşıyordun. sende komik bir kızdın doğaldı bu.
sıra arkadaşımdın. ben sınıfta ilk bulduğum yere oturmuştum ve sen yanıma gelmiştin gülümseyerek. adını söyledin;
-ben seda
-bende bohem bebek, dedim.
siyah çok dalgalı ama güzel saçların vardı. kıvırcıkta değil tam dalgalıda değil lüle lüle. bembeyazdın benim gibi. oyuncak bebeklere benzetmiştim saçlarını.
çok gülerdin hep etrafında seni seyredenler olsun isterdin. ben kimseyi pek sevmem ama seni sevmiştim, güvenmiştim, kafa kız zararsız demiştim. benden güzelde değildin yanımda dolaşmanda sakınca yoktu.
sonra yıllar geçti. ilk yıl aynı sınıfta okuduğum sonra sınıflar değişince arada sırada gördüğümde bana hemen sarılıp öpen fazla samimi eski sıra arkadaşım olarak yerini aldın hayatımda. servis arkadaşımdın aynı zamanda. arka koltuğun bir cam yanını ben diğerini sen kapardın hep, bazende kapının önünde camın önüne geçerdin. benim gibi hep hava almak isterdin, ikizler burcuydun bende kova, kimyamız bundan uygundu belki arkadaş olmaya.
lisenin son yılıydı, okullar açılmıştı. seni gördüm bahçede yanına geldim. gülüştük konuştuk, yine espriliydin yine mutlu. serviste konuştuk eve dönerken hiç susmadın.
2 gün gelmedin okula sonra. servisle gelmezdin bazen, okuldadır belki dedim.
evini aradı bir arkadaşımız. o zaman öğrendim, kalbine sıktığın kurşunla aramızdan ayrılmıştın.
çok gençtin çok gülerdin, son gülüşünü unutmadım. gözlerin gülmüyordu farklıydı. belki anlamalıydım.
tarzı mutsuz anılar.