hastayken bile okula gidip, öğretmenin;
"yapma yavrum, git evine dinlen!
bak, kendine acımıyosan bize acı... hepimize bulaştıracaksın hastalığı"
söylemine de maruz kalabilir.
kırmaya gerek duymayan, diğer arkadaşları forma ile gezerken bu eve gidip formayı çıkarıp sivil giyinen ve ailesine yalan söyleyemeyen öğrencidir. arkadaşları "okulu kırmak" kavramını kullanırken o, "okula gitmemek" kavramını kullanır.
zenci sol bektir. lisenin son yılı sadece 2.5 gün devamsızlık yapmıştım. sözel okul birincisi olmuştum öss'de. tr genelinde de ilk 1000'e girmiştim.(bizim zamanımızda hala össydi adı). ha eşit ağırlıktan tercih yaptım o ayrı.
bazı şeyler eksik kalmıştır. ne bileyim o zamanlar korkuyorduk tabi de şimdi iyi ki yaptık diyoruz.
misal tüm sınıf kaçıp gitmiştik birkaç sefer. maçlara götürmezlerdi bizi, kaçardık sınıfça. sonra müdür yardımcısı bir güzel laf ederdi bize.
sonra olur olmaz kaçar internet kafeye gider, counter oynardık, gta vice city'de motosikletle akrobasi hareketleri yapardık. kaçar gider, cafelerde otururduk. parka gider gazeteye sarılmış biraları içerdik.
hazırlıkta az kalsın devamsızlıktan kalıyordum 21 gün olmuştu zor şer indirdik. lise 1'de 19,5 günde bıraktım. lise 2'de de 19,5 günde bıraktım. lise sonda artık salmıştık iyice, zaten izin veriyorlardı ancak onlarda devamsızlık sayılırdı 50 günü geçmişti.
ders çalışmaya diye gidip nargile içerdik. sohbet ederdik.
hiçbir şeyde eksik olmadı, istediğim bölümü de kazandım. vah tüh şunu da yapsaydım keşke diye üzülmedim. çünkü bir daha dönemeyiz 15-19 yaşlarına. şimdi üniversitede hiç o günlerdeki gibi keyif almıyorum ama en azından lisede keşke şunu da yapsaydım diye pişmanlığım yok.
Süt oğlum bu derler ama ileride o kişinin adını duyunca gömleğini iliklerler. Hayat işte. Süt olmayanlar ay sonunu nasıl getireceğim diye düşünürken lisede süt olan kişiler acaba bugün hangi mekana gitsem der.
Hiç liseli olmamış sayılabilecek öğrenci tipidir. Her dönem yaşanması gerektiği gibi yaşanır. Çok abartılı olmadığı sürece her liseli okulu kırmalıdır.
okulla arasındaki fiziksel ve psikolojik bağı koparmak istemeyen koçyiğit. muhtemelen sevgilisi ya da sevdiği vardır aynı okulda. onu görmektir, onunla aynı havayı teneffüs edebilmektir maksadı.
ben hiç kırmadım diye hatırlıyorum. paşa paşa giderdim okula, bizim zamanımızda üniforma da vardı. lacivert ceket, gri pantolon.. kravat, beyaz gömlek. bayağı 'sistemle uyumlu' bir öğrenciymişim.