bur yandan "allahıma çok şükür", bir yandan da "of bu da herşeyi biliyo be" dedirten durum. valla bi de benimki avukat. allahım gör sen o çeneyi. e babam da avukat benim. iki hukukçu arasında kaldım iyi mi? bide okulla ilgili bişey olunca kandıramıyosun ya. o kötü işte. onun dışında daha bilinçli ve kendi duruşu var. böyle arkadaşlarımın annesi hep ev hanımı çalışmıyolar falandı küçükken hava atardım ben hep. bi de annem kale gibidir biraz. tosuncuğum benim. * (bkz: canım annem) (bkz: iyi ki var dediğimiz insanlar)
Utanılacak bir şey değildir kesinlikle.
Ama eğitim konusunda çok bilgi sahibi olmadığı için sürekli kararlarınız konusunda çatışmanız gerekir. Onu ikna etmeniz gerekir. Ama o asla ikna olmaz.
asla utanılacak bir durum olamaz. üniveriste okuyup kariyer peşinden koşan annelerden daha annedir, daha sevecendir. utanan varsa da kafasına sıksındır. çünki bu durum seçilemeyen şeylerin içinde yer alır. beni el bebek gül bebek büyüten annemin ellerinden öperim.
(bkz: ağlayasım geldi şerefsizim)
ilkokul 5e kadar okumuş bir anneye sahip olmaktır. derslerinde anlamadığın yeri ona soramamaktır. üniye geldiğinde senden karne bekleyen, sınavdan kaç aldın sorusuna 85 dediğimde 5 mi oluyo o diyen annedir. o benim canımdır. okusaydım çok iyi yerlerde olurdum ama okutmadılar nidalarını duyduğumdur. **
Aynı zamanda bir çok üniversite mezunu elinde işe yaramaz göstermelik bir kağıtla edaları'ndan geçilmeyen çoğu kişiyi kendisine hayran bırakabilen bir anneye sahip olmak da buna dahildir.
bir kere sahiplik kelimesiyle yanlış bir yola giren başlıktır benim gözümde. kim kime sahip kardeşim? ortada bir sahiplik varsa o da annenin sana olan sahipliğidir.
ayrıca sen el kadarken her şeyin farkında olan ve her şeyi senden daha iyi bilen bi annen var. diğer türlü lan anneme bak ne mezunu falan dersen yumurtadan çıkmış kabuğunu beğenmez durumuna düşersin. anneyi de işe almadığımıza göre sorun yok demektir.
not: yüksekokul mezunu bir annem var. okulda, dışarda ve başka yerlerde anket vs doldurmadığım sürece bu aklıma bile gelmiyor.
lise mezunu birisi ile ilkokul mezunu birisinin arasında bir fark olduğunu düşünen lise mezunu zihniyetli kişilerin yakınabileceği durumdur. bu insanlar kelimenin tam anlamıyla maldır, bakın bi çevrenize bir sürü ilkokul mezunu insan vardır nice üniversite mezunuyum diye dolaşanları ayaküstü harcar. okulla falan olmaz bu işler.
çok gurur verici birşeydir hiç utanılıp sıkılacak bir yanı yoktur. zamanında okutmayanlar utansın.
not: annem gerçekten okuma yazma bilmiyor.ve bunda utanılacak hiçbirşey yok.*
ne yalan söyleyeyim üniversiteye gelesiye utandığım hadise. annem anlatırdı hep okuyamadım diye.. 1930'larda bizimkiler bulgaristan'dan göç ettirilmiş, manisa civarında muhacir köylerinden birine yerleştirilmiş. köyde 10 sene öncesine kadar 1,2,3,4 ve 5. sınıfların aynı sınıfta olduğu bir okul vardı o da kapandı. annem de bu okuldan mezun olmuş, diplomasını da saklamış 35 senedir. ortaokul için 3 km ötedeki kasabaya gitmesi lazımmış tek başına, o zaman bizimkiler de araç da yokmuş, tabi otobüs de yok o sıralar. hergün tek başına karda kışta 3 km gidip gelmeye cesaret edememiş. çok isterdim der hep ortaokulu okusaydım diye. ama hem ablamın hem de benim okumam için hem annem hem de babam varını yoğunu koyarak okutmaya çalıştılar, hala da çalışıyorlar. hayatının neredeyse üçte ikisini size ayırmış birinden utanmak riyakarlığın daniskasıdır.
geçenlerde gayet iyi giyimli ve iyi bir işi olduğu anlaşılan bir ağabeyin memleketten anasıyla babası gelmiş lüks bir lokantaya getirdiğini gördüm. anası ve babasının alışkın olmadığı belliydi öyle yerlere, çekingendiler. ama oğul öyle ilgileniyordu ki, özel olarak aşçının yanına gidip annesinin istediği şekilde yaptırıyor, gelince de elinle yediriyor, babası doydum demesine rağmen babam 1 tane de benim hatırın için ye diyodu. herhalinden belliydi onları çok sevdiği. o ara çok duygulandım. acaba ben de ileri de böyle bir evlat olabilecek miyim annemle babama diye.. öyle ya lise yıllarına kadar annemin toplatılara dahi gelmesini istemiyordum.. arkadaşlarımın anneleri lise, üniversite mezunu şıkken; benim annem ilkokul mezunu ve kapalıydı. açıkça olmasa da zımnen çevre baskısı vardı yaşadığım çevrede.
neyse ki o günleri geç de olsa aştım, canım anam şimdi 800 km ötede şuan belki de yarınki sınavım için bana dua ediyor.
annem enteresan bir kadındır. hayatında hiç okula gitmemiş. ama giden komşu çocuğunun kitaplarına bakarak okumayı öğrenmiş. ilkokulu 30 lu yaşlarının başında ortaokul ve liseyi de 40 lı yaşlarının başında dışarıdan bitirdi. sonuç itibarı ile ben hayatımın bir kısmını lise mezunu olamayan bir kısmını ise lise mezunu olan bir anne ile geçirdim.
tecrübeme dayanarak size şunu rahatlıkla söyleyebilirim ki ; liseden mezun olmadan önce de ve sonrada hep iyi yemek yapardı. kısaca pek bir şey değişmedi.