insanın kendi kendisini çalışma kampına sürgün etmesi ile geçen bir yıldır, kazanacam ulan bu üniversiteyi gazı verilir sürekli.
günlük planı:
- sabah 8 de kalkış
- hızlı bir tuvalet ve kahvaltı turu
- akşam yemeğine kadar öğlen molası harici ders çalışma.
- akşam yemeği sonrası derslere kısa bir bakış
- bir kaç saat sokağa çıkma
- 22:00 civarı dönüş gece saat 01:00 yada 02:00 ye kadar derse devam.
bu tempo arada balataları sıyırmanız yüzünden evdekilerin bilimum ders ekipmanınızı saklaması ile zorunlu tatil molaları yapmanız dışında sınav haftasına kadar aynen devam eder.
eski sınıf arkadaşlarınızın öss'yi ilk girişte kazanmış olmalarından mütevellit, şehri birer birer terkedip, çeşitli üniversitelere dağılmalarını görmekten kaçınmanız gereken sene.
ayrıca, anne ve babanızın "bu sene de kazanamazsan daha da dersane yok!" tehditlerine de hazırlıklı olmanız ve önünüzdeki öss'ye daha da büyük bir baskı altında gireceğinizi bilmeniz gerekmektedir.
darılmayın da, boşa geçmiş bir senedir.
onun yerine bir yere kapağı atıp yatmak daha mantıklıdır, en azından aile dırdırı fazla olmaz. şekil bir a. *
bir de, o sene öğrendiklerinizin size hiç bir faydası olmayacak, össye girip çıkacaksınız.
halbuki ünide yatan adam okula gider gelir arasıra yine kapar üç beş bir şey, mesleğinde kullanır.
çok iyi çalışan kısmı tenzih ederim, 1 sene bekleyen öğrencilerin daha kötü puan aldıkları bir gerçek maalesef.
bıkkınlık duygusu gelmeyegörsün, değil össden; hayattan soğutur adamı. atın kapağı bir yere, sonrasına bakın.
