lise aşkı

entry128 galeri4 video1
    1.
  1. hayatınızın en saf en masum çağında yaşadığınız,bir sürü kocaman gibi gözüken zamanla ufacık tefecik olduğunu anlayacağınız dertleri paylaştığınız,ilk heyecanların titremelerini beraber yaşadığınız aşk ve onun kahramanı.unutulmaz,unutturmaz,aradan bin yıl geçer hala dokunuşunun sıcaklığını,ağlayışının masumluğunu,nefesinin sesini,herşeyi çok net hatırlarsınız.zaman zaman ''aradan çok yıllar geçti'' rahatlığıyla arkadaş olmaya çalışır,başaramazsınız.
    13 ...
  2. 2.
  3. erkekler için az da olsa şanslı addedilebilecek durumdur.zira sevgiliniz tarafından "sana bi soru , tanıştığımızda ne vardı benim üzerimde söle bakalım hayatım" gibi normalde cevaplanması imkansız bir soru sorulmayacaktır.sorulacaksa bile cevabı çok basit olacaktır çünkü hiçbir erkek lisede karşı cinsin giydiği o insanlık tarihinin en erotik kıyafetini hatırlayamayacak kadar salak değildir. ama lisede tanışmış olmanıza rağmen kız bu soruyu sormuş olacak kadar az beyinliyse zaten oradan derhal uzaklaşılmalıdır.
    8 ...
  4. 3.
  5. lisede aşık olursunuz birbirinize, beraber olmaya başlarsınız, her şey onunla güzeldir yıllar boyunca her şeyi onunla yaparsınız, hayatınızdaki bi sürü planı değiştirirsiniz onunla olmak adına, nasıl kolay beraber olacaksanız onu uygularsınız sizin için iyi olanı değil, sonra yıllar geçer evlenmeye karar verirsiniz bu arada o istedi diye yaşadıgınız şehri, yapmak istediğiniz işi bırakmışsınızdır. neyse evlenirsiniz, tamam oldu işte bu dünyanın en mutlu insanı benim diye düşünürsünüz, her gece şükredersiniz onunla oldugunuz için, onsuz tek bir gece tek bir gün geçirmeyeceğim dersiniz ama sonra çok değil sadece 5-6 ay sonra o yıllarınızı verdiğiniz, yanından bi an ayrılmak istemediğiniz adam artık sıkıldıgını söylemeye başlar, eve geç gelmelere, sizi umursamamalara, en sonunda bi gün telefonuna gelen bi mesajla öğrenirsiniz ki hayatında biri var. o güne kadar sevginizden katlanmışsınızdır her şeye ama artık bitmiştir, bi başkası yüzünden size çektirdiği acıları düşündükçe yüzünü bile görmek istemezsiniz, ayrılmaya karar vermişsinizdir, onsuz günler geçmez, hayat yaşanmaz ama dayanmak zorundasınızdır.
    dayanmaya çalışıyoruz bakalım ne olcak bundan sonrasında..
    16 ...
  6. 4.
  7. hayatımda en çok istediğim şeylerden biriydi ama olmadı naapalım sağlık olsun önümüzde 4 sene ünversite hayatı var
    (bkz: bedevi şansı)
    (bkz: kısmet)
    10 ...
  8. 5.
  9. suratlarda sivilceler olduğu için rahatça aşk yaşayamazsınız. tam sivilcelerden kurtulursunuz bu sefer kapıyı ÖSS çalar. çok aptal ve gereksiz zamanlardır. akıllı insanlar sevgililerle uğraşçağına kendilerini somut ve rasyonel işlere vermelidirler. Ancak bu süreç de fazla uzatılmamalıdır.

    (bkz: öss yi üç yılda kazanmak)
    (bkz: abaza gelip abaza gitmek)
    (bkz: denge)
    9 ...
  10. 6.
  11. 7.
  12. eğer ki bir de ilk aşkınızsa ileride aklınızdan silemeyeceğiniz aşktır..
    sevmediğiniz okul binası, idareciler, hocalar ve derslere katlanma nedeninizdir..
    yıllarca sürdüğü takdirde alkışa layıktır..
    lise denince aklınızın buğulanarak o günlere dönmenize sebeptir.. *
    7 ...
  13. 8.
  14. sağlam bir sopanın başlangıcı da olabilecek aşk. kimi amcasının oğludur, kimi dayısının oğludur, kimi inceden kıza aşıktır.. dillere destan sopayı yiyince de 'kız meselesi abi ya' diye karizma yapmaya da çalışılır.
    3 ...
  15. 9.
  16. birden çok olduğu zaman hepsine farklı hislerin beslendiği aşklardır.
    2 ...
  17. 10.
  18. lanet olsun denilebilecek aşktır. psikopat insan... *
    2 ...
  19. 11.
  20. herkesin başından geçmiş olandır.
    0 ...
  21. 12.
  22. lise bitmeden biten ilişkidir genelde.
    2 ...
  23. 13.
  24. 14.
  25. gerçek anlamda ilk aşkım sayılır. ilk buluşmamız da mezarlıkta olmuştur. bir dönem çıktık öbür dönem ilişkimizde tavan yaptık.
    şimdi evlendi.
    (bkz: nikahına beni çağır sevgilim, istersen şahidin olurum senin)
    5 ...
  26. 15.
  27. beden eğitim derslerinde millet dışarıda top oynarken, sınıf kapısına nöbetçi dikerek yaşanan aşktır. o yıllarda bedenler ancak bu kadar eğitilebilir. şimdi nerelerdeler bilemiyorum. okuyorsa kendisine selam ederim.

    (bknz: nikahına beni çağır sevgilim, gelir pastanı yer giderim)
    6 ...
  28. 16.
  29. genelde ilk aşktır. insanın aşka,sevgiye ait hisleri henüz dejenere olmamıştır. bu manada çok hoş şeyler hissettirir insana.
    2 ...
  30. 17.
  31. lise bittikten sonra genellikle hatırarda kalan kişidir.düşündükçe insanın suratına masum bi gülümseme bırakabilir.
    lise bittikten 4yıl sonra bi alışveriş merkezinde görür, hissettirmeden izler, içinize tanımlayamadığınız bi huzur dolar ve kendinizi deşifre etmeden ayrılırsınız.*
    7 ...
  32. 18.
  33. nispeten uzun sürmüş bir ilişkiyse lise aşkı, beraber büyürsünüz, birbirinizi büyütürsünüz. tanıştığınızda -hele ki bu zaman lise hayatının başlarına, hatta birinci sınıfa denk geliyorsa- henüz çocuksunuzdur. tanışmanız, konuşmanız, zamanla el ele tutuşmanız, büyüklere öykünmekten başka bir şey değildir çoğu kez. ama sonra birbirinizi ve onun üzerinden de kendinizi tanımaya başladığınızda büyümekte olduğunuzu görürsünüz. tenefüste koridorun sonundaki kaloriferin önünde buluşurusunuz, konuşursunuz, hafta sonu şu filme gidelim mi, ama pelinler gelmesin tamam mı diye planlar yaparsınız. zil çaldığında üzülür, önce etrafta müdür yardımcısı ya da nöbetçi hoca var mı diye bakar, sonra da kısacık öpüşürsünüz. zaman geçer ilk kavganızı edersiniz, biraz daha büyürsünüz. biraz daha zaman geçer,biraz daha büyürsünüz, işler nasıl demeli başka bir boyut kazanır, birbirinize dokunursunuz, önce ikiniz de utanırsınız, ama büyüdünüz ya çaktırmazsınız ötekine. okulu asar birinizin evinde buluşursunuz. anne babanız işe gitmek için erken çıkar evden, onlar çıkınca saate bakar, servise, otobüse bindiklerinden emin olunca arka sokatan dolmuş durağına iner, buluşursunuz. eve yürürken birinizin elinde göstermelik bir defter vardır, ders çalışacaksınız ya. beraber sigaraya başlar, okulu astığınız başka bir gün sabahın dokuz buçuğunda okulun arkasında bira içersiniz. birbirinizi böyle de tanımış olunca biraz daha büyür, ama artık işlerin o kadar da düzgün gitmediğini görmeye başlarsınız. anlaşmazlıklar, kararsızlıklar büyümeye başlamıştır, küslükler daha uzun süreli olur, her seferinde ayrılık biraz daha uzun sürer, ama siz biraz daha büyürsünüz. bir ara yahu büyümek böyle bir şey mi diye düşünecek olursanız, biraz daha büyürsünüz ki, büyümenin, ilişkinin ve bunların doğasındaki zorluğun ayırdına varmış olursunuz. bütün bu zorlukların üzerine bir yaz günü posta kutusunda o büyük sınavın sonucunu açıklayan bir bildirge bulursunuz. yollarınız kesinlikle ayrılacaktır, zira bütün bir kenti onunla beraber bırakıp başka bir kente gideceksinizdir, okumaya, biraz daha büyümeye. ve artık biriniz gidiyorsunuzdur ve artık tümceler çoğul değil, tekil olarak kurulacaktır.

    başta zor gelir unutamazsın, alışmaya başladığında da önce buna üzülürsün. aklına gelme, onu hatırlama sıklığı aradan geçen zamanla ters orantılıdır. bir süre sonra bu anıları bilinçaltı tamamen sahiplenmiş olacak ki hiç yoktan rüyanda görüverirsin. kente en son döndüğünde teyzesini görürsün, evlendi der, altı aylık da hamile. beni gördüğünü söyleme dersin. eve dönersin. büyümek dersin, garip.

    no alarms no surprises please.
    14 ...
  34. 19.
  35. unutulmayandır.

    sıra olurduk bahçeye
    ona bakardım .
    ulan insan lisedeyken böyle sevebilir mi bir insanı?
    kanım fıkır fıkır ,
    istanbul hayallerimde bile yok
    o var .
    hala iki pantolonum
    cebimde iki lira
    onlar da delik cebimden düştü düşecek.

    ama seviyordum onu .
    ankara savaşı nın tarihini bilmiyordum ama
    onun doğum gününü biliyordum .
    tabi hediye falan alacak parada yok
    çiçekleri şehrin parklarının
    üstelik insanda kaç kemik vardı,
    bilemezdim ,
    sayamazdım ,
    onun saçının tellerini sayabilirdim bir ömür.

    hışt ldya konuşma gel bakim sen buraya .
    ne konuşması hocam ,
    ben dilsiz olmuşum.
    ne bileyim şimdi
    amerika nın yerini, bana
    aşkımın adresini sor tarif edeyim .

    geceleri kestirme yolda biliyorum
    ara sokaktaki apartmanın avlusundan geçin
    geceleri daha kestirme oluyor.
    ve o avluda güller var ,
    gıyabında sevgilimin evinin önüne çiçekler bırakıyorum .

    ver hoca sıfırı ver bakim .
    aman dur
    hocam, onun yerine de ben tahtaya kalkayım, bana sor
    bak açtım ellerimi
    cetvelle vur bana .
    veliler toplantısı varmış
    bana mecnun gelsin hocam o olsun benim velim

    ah hocam ne kızıyosun şimdi ona
    ayyaş bir babası var
    alacaklar zaten okuldan onu
    bende gelmem artık okula beklemeyin
    hayata atılıp çalışmam gerek
    ona bakmalıyım

    hocam ah hocam şimdi sırasımı what is your name diye sormanın
    bana ı love you demeyi öğret
    dünyanın bütün dillerinden aşk sözleri öğret

    hocam kızın ona eteği kısa
    biraz çeksin aşağıya
    küfrede küfrede dostlarıma
    küstüm onlarlada
    ben
    mahalenin kedilerine dokunmadım ama
    bütün erkeklerine küfrettim
    sonra okuldaki bütün erkek öğretmenlere
    din kültürü hocam hariç
    o severdi beni
    bilirdide onu sevdiğimi

    sıralara hiç yazı yazmadım
    kazımadımda onları
    rüyalarıma işlemiş
    tahta bir masada olsa ne
    hayaller kurardım
    okulu teröristler basmış
    onu rehin almışlar
    kurtarmışım onu
    bütün okulu
    sonra bir ses
    ilhan ne bakıyosun boş boş. ben ne söyledim
    en son
    ha söyle bakalım beyefendi
    şey eller yukarı teslim olun
    git çöpü boşalt. ders bitene kadar oyalan
    aman yapmayın hocam
    dersin bitmesine daha çok var
    ben onu görmeden yapamam

    yaparım yaparım neyse
    gideyimde bir sigara içeyim bari
    bu yaşatda gidiyor be sigara
    taze ciğerlerim
    can çekişiyor ama
    aşk dedikleri şeye de bir sigara
    birde buzbağ şarap iyi geliyor

    küçük ilçemizin
    bir sahil kasabası olmasını isterdim
    deniz görmemiştim henüz ama
    onun zeytin karası gözlerini görmüştüm
    denizde öyle bir şey olmalıydı
    gizlice baktım
    hep adını koluma kazımıştım
    canım yanmadı ama
    o yarayı göstermemek için çok uğraştım
    serseri dediler
    salak kendine acı veriyor piskopat dediler
    ne dediler
    üniversiteye gitmem gerekiyordu
    babam işçi maaşıyla okutuyordu bizi
    annem
    vali olmamı istiyordu
    annem hep vali olmamı istiyordu
    birde televizyon spikeri
    annem çok şey istiyordu
    zengin bir gelin istiyordu
    ama annem bunları benim için istiyordu
    ve biliyorduki
    benim sevdiğim kızı benden çok seveceğini

    köpekler kovaladı beni
    ben kovaladım iki aykalı arabalı köpekleri
    ülkü ocağına takıldım
    solcu oldum
    aşık oldum
    ülkeme dair şiirler ezberledim
    barış dedim
    kardeşilk dedim
    okulun bahçesine sıra olurduk
    bakardım
    bakardım
    saçlarına rüzgar değerdi
    ben değemezdim

    arkadaşlarım si evlenirsiniz diyordu
    oysa hiç düşünmemiştim evliliği
    elimde poşetler eve gitmeyi
    ben onu seviyordum ama
    evli olmayı hiç düşünmemiştim
    çalışkandım. sadece zeki olduğum için derslerim iyiydi
    fazladan bir şey yapmıyordum
    onu düşünüyordum

    gülüyorduk çok gülüyorduk
    okula kurbağa sokup
    ders kaynatıyorduk
    kızlara belden aşağı fıkralar anlatıyordum
    ona anlatamıyordum
    anlat diyordu
    anlatamıyordum
    espri de yapamıyordum
    dilim tutuluyordu
    oysa edebiyat derslerinde ki üniversitede böyleydi
    hep şiir okuturdu öğretmen bana
    sonra bayramlardada
    okurdum
    ama ona okuyamıyordum
    küçük ilçemizin en güzel kafetaryasına gidiyorduk
    kütüphaneye
    elime bir kitap alıp tam karşısına oturup
    ona bakıyordum
    kütüphaneye başkada gitmedim
    çok kitap okudum hala okurum ama
    ondan beri hiç gitmedim
    hatta birgün kütüphanede elime aldığım kitaba bakmadan okuyordum herkes bana
    bakıyordu
    baktım
    kitabı ters tutuyorum
    ben hayatı ters yaşıyorum abi
    kitabı tutsam ne olur

    ellerini tuttuğum o günü hiç unutmadım
    sonra hangi kızla el sıkıştıysam beni sevip sevmediğini parmaklarından anlarım
    bu kaldı ondan bana
    aristo mantığı bulmuş ama
    aşkın mantığını geliştirememiş diye düşünürdüm
    yoksa yerler ıslaksa yağmur yağmıştır demek
    mantıklı bir önermeyse
    kalbim küt küt atıyorsa aşığım demek
    daha mantıklı bence
    sonra marks
    ona görde herşey madde
    öyleyse elimde tuttuğum el
    onun bana verdiği
    ki tarif edemem
    o ne

    ilçemiz büyüyordu
    yaşımda
    okul bitecekti
    hatta liseye başlarken okulun avlusuna diktiğimiz çam ağaçları kocaman olmuştu
    zaten biz liseden ayrılıncada
    daha çabuk büyüdüler
    öyleya az top oynamadık az sigara saklamadık dallarına ağaçların
    oysa yaz tatillerinde babamın
    hem işçilik hem aşçılık yaptığı
    fabrikada
    çalışırken gelirdi aklıma evlilik hayalleri
    ama
    ne kadar takdir etsem de
    babam la gurur duysamda
    bu işi yapmayacağımı
    yapmak istemediğimi biliyordum
    öğrenci olmalıydım
    elimde kitaplar olmalıydı
    sıra altında bırakıp onları sene sonunda almadan
    okumalıyıdım
    istanbul geldi gözlerimin önüne
    ilçemiz büyüyordu ama
    ama hayyaller küçülüyordu büyüdükçe
    büyüdükçe yaklaşıyorduk
    cami avlusunda oturan amcalara
    oysa daha dün
    abiler maç yaparken kaleye geçiyordum
    ve hala milli takım
    beş altı yiyordu
    ama bu bizi
    ülkemize daha çok yaklaştırıyordu

    o gün ayrılırken şehirden. gaddarın kahvesinde yazdığım şiir hala
    dost sohbetlerinde en çok istek alan
    şiirdir
    o gün giderken otobüsle
    urfaya
    şöyle bir manevra yaptı otobüs
    eğildi dağlar
    işte dedim geldi
    ben ona gitmeden
    ama gelmemişti askerlerdi yolumuzu kesen
    asker kaçağı arıyorlardı
    beni aramadılar oysa ben ondan kaçmıştım
    ben annemin isteyeceği kızdan kaçmıştım

    şehirler dolusu kızlar vardı etrafta
    hepsi ona benziyordu
    hiçbiri ona benzemiyordu
    ben benzemiyordum bana
    tebeşir tutan ellerim
    limonata lekeli gömleğim yoktu artık o yoktu
    sırada olmuyorduk artık bahçeye
    yirmi yaşını geçmiştim
    sandımki artık büyüdüm
    büyüdükçe küçülüyordum
    şarkılar söyleyip şarkılar dinliyordum.
    ve hergün
    onsuz tükenip
    annesiz büyümek zorunda kalıp
    birde aşksız çürüyordum. ayrıca (#3279373)
    15 ...
  36. 20.
  37. aşk değildir.
    masum bir sevgi alışverişidir.
    aşk acıtır çünkü, ve genellikle zehirler...
    liseli naifler sadece sevmekle yetinir birbirini, olması gereken de budur gözümde...
    3 ...
  38. 21.
  39. orta okula nazaran daha uzun süren aşktır lakin genede çok uzun sürmez. *
    2 ...
  40. 22.
  41. lisede yaşanan aşk..
    ilk aşk..
    hayatımızın geri kalan kısmında karşı cinse yönelecek bütün genellemeleri, endişeleri, şüpheleri, güvensizliği, bıkmışlığı veya kanıksamayı. kendimizde çok sonradan farkedeceğimiz büyük değişimi, artık o zamanlarki kadar salak olmama gururunu ya da bir daha asla o zamanki kadar saf, iyi niyetli ve masum olamayacağımızın üzüntüsünü. ve acısıyla tatlısıyla pek çok anıyı, pek çok mirası ve pek çok enkazı borçlu olduğumuz hadise. insan hayatının en önemli kilometre taşlarından biri.
    özlüyormuyuz , özlüyoruz be.
    6 ...
  42. 23.
  43. lisede uzun soluklu yahut üç günlük olsun, bir aşk yaşanmışsa adı ömrü billah unutulmaz.yoklamalarda onun adını duymak için kendi adını kaçırmışsındır, gelmediğinde camlara pineklemişsindir.sırf bakıştığınız için hocadan tokat yemişliğiniz bile vardır.derse gelmediğinde meraktan kudurmuşsundur o zamanlar cep telefonu da yoktu, yani vardı da bizde yoktu nerde o para öğrenci adama telefon alınacak.sudan bir sebepten okuldan kovulmuş lise aşkının adı tesadüfe bak ki, işyerinde ofis messengerında arkadaşın kişi listesinde gözüne çarpar isim benzerliği der geçersin, ama içini de anlamsız bir kuşku kemirmeye başlar.bir zaman sonra bakarsın ki arkadaş o isimle konuşuyor dersin ki benim lisede aşkım vardı adı aynı he..hadi canımlı bildik muhabbetler, makara çıkmış kaçırır mı arkadaş der ki; kepçe kulaklımıydı? *bu soru üzerine dizlerinin bağı çözülüverir.okuduğu liseyi de sordurursun kesinliğe kavuşsun diye, o işte o seneler sonra arkadaşının arkadaşı olarak karşında aynı meslek grubunda hatta aynı firmaya bağlı çalışıyorsunuz.arkadaş iyi bahsetmez, ondan serseridir şudur budur der hatta kendisine asıldığını, buluştuklarını görüştüklerini söyler.aylar önce günü birlik sizin işyerine gelmiş olan kızın da eski sevgilisi olduğunu öğrenirirsin.kısa bir zaman önce evlenip boşandığını, haftasonları taksicilik yaptığını, evinize çok yakın bir yerde ikamet ettiğini şaşkınlıktan sözler boğazına dizilir.mail kutunda ondan gelen bir mail benimle neden görüşmek istemiyorsun?biz neden ayrılmıştık hemde böylesi severken?çok değiştim ben eski ben değilim der. dilleri başka söyler, duydukların ise onun hala lise çocuğu gibi hayat sürdüğünü * ceplerimde sevgilim, yer gezerim modundan çıkmadığını gösterir.eskiye rağbet etmemek gerektiğini anlarsın, bu sevimsiz rastlantıya lanet edersin.senden temiz lise aşkı anını alıp, genç abazan bir erkek portresine dönüştürdüğü için.***
    4 ...
  44. 23.
  45. ilk aşkım sevgilim liselim benim.ahh ahh şimdi mi ? sevmiyorum..
    2 ...
  46. 24.
  47. Lise aşkları unutulmazdır, her okul çıkışı gördüğümüzde o aşk insanın aklına gelir.
    3 ...
© 2025 uludağ sözlük