üniversite ortamına geldiğinde arkadaşlıklarının çoğunu çıkar ilişkisine bağlı olduğunu anlamanla kafaya dank eden durum.hayatının en güzel zamanlarını geçirdiğin, en büyük çılgınlığı yaptığın,kimseye söylemediğin sırları lise sıra arkadaşına söylerdin yerini hiç bir arkadaş tutmaz. *
din gibi birşeydir.
sorgusuz sualsiz kankandır kardeşindir.
bunun için senin sınıfında yada okulunda olmaktan pek de fazla birşey yapmamıştır aslında.
beraber geçireceğininiz 3 4 yılı daha iyi daha eğlenceli geçirmek için inanır sözleşirsiniz.
elinizde değildir seçemezsiniz bunu.
bir tercih arkadaşlığı değildir.
hakkaten arkadaşlıktır. ilerde anlaşılıyor. üniversitede fikirlerinin uyuşmadığı birine topla tüfekle saldırsan abes bir şey olmuyor. ama lisedeki arkadaşlarımda çok ciddi fikir ayrılıklarımızın olduğu konuları güzel bir şekilde konuşuyoruz. belki biraz tartışıyorsun ama geçmişten gelen o bağ birbirini satmadıkça bozulmuyor.
liseden sonra edilenilen arkadaşlıklara göre daha temizdir. yıllarca hiç görüşmeyip tekrar bir araya geldiğinde kaldığın yerden devam edebildiğin arkadaşlıktır. buluşma volume bilmem kaç diye albümler oluşturabildiğin arkadaşlıktır. zaman daha da ilerlediğinde ben hala lise arkadaşlarımla görüşüyorum olm dediğin arkadaşlıktır. ilk ve ortaokuldaki sümüklü sidikli şakalardan ve üniversitedeki çıkar ilişkilerinden uzak arkadaşlıktır. ergenlik gençlik dönemlerini birlikte yaşayıp, evlenme, boşanma, çoluk çocuğa karışma, kariyer evrelerini de beraber geçirdiğin arkadaşlıktır.
güzeldir, candır.
üniversiteye basladiktan sonra büyük bir kisminin dangalak oldugunu anlayip sayica bir hayli azaltilan arkadasliklar. ama bir de liseden bu yana kendini unutturmayanlar vardir. yerleri cok ayridir. bu adamlar cocuklugunuzu, gecmisininizi, en saf hallerinizi sizinle birlikte yasamis be. "biz büyümemis dünya daha kirlenmemisken" zaman diliminin adamlari bunlar. hissedilen sicaklik, samimiyet, duyulan güven bir baska oluyor. bu gece mesela bu entry girme sebebi olmustur bir tanesi.
hayat diyorum belki bir kabuk gerektirmez eger ki zaten sizi daha en basindan anadan dogma bilen insanlarla yasaninca. bir garip hissettim simdi.
yeri gelir bi bisküviyi öğle yemeği niyetine paylaşırsınız lise arkadaşlığında. ama üniversite arkadaşlığı öyle mi? evde hazırladığınız yemeğe oturmaya bile zahmet etmez bazıları! her zaman sizi sikmeye kalkarlar.
fos arkadaşlıktır.
yani en azından benim için öyleydi. lise bitti arayan soran olmadı yolda görünce bile selam vermiyor bazı tipler.
çıkara dayalı ilişkinin allahıdır.
kimse sorarsanız sorun en keyifli anılarının lisedeki arkadaşlarıyla yaşadığı anılar olduğunu söyler. sorduktan sonra kaçmakta yarar var çünkü anlatılmaya başlandın mı asker anıları gibi sonu gelmiyor. aa tabi bi de asker arkadaşları var.
lisede de askerde de herkes nerdeyse eşit. herkesin kaygıları, sevinçleri, hüzünleri ortak. markalardan, telefondanlardan, paradan önce değerli olan şey arkadaşlık.
asker arkadaşı ile lise arkadaşı unutulmaz.
lisede hayatı tam olarak algılayamamanın vermiş olduğu saflık duygusu iel bağlanılan arkadaşlıktır. lise arkadaşlıkları daha az çıkar ilişkisi barındırır.
saf çağlarda kurulan arkadaşlık olduğundan temelleri sağlam olan arkadaşlıktır. üniversite arkadaşlığı gibi ileriki yıllarda ki arkadaşlık gibi içerisin de yavşaklık, haysiyetsizlik, şerefsizlik barındırmayan arkadaşlıktır. Yıllarca ve yıllarca süren arkadaşlıktır.
lisedeki o saflık, samimiyet ileride çok zor bulunuyor zaten. üniversite ve iş hayatındaki ilişkiler genelde çıkara bağlı. kısaca lisede kurulan dostlukların bir ömür bile devam etme ihtimali vardır.
sen lisedeyken en mükemmel arkadaşlık diye düşünürsün ama yohh öyle değil o iş...
ergenliğin ateşi ile çok eğlenirsiniz ama zaman gelecek küseceksiniz, görüşmeyeceksiniz. ni hah hah
Lisede hiç arkadaşım olmadığı için bana boş gelen cümle. Ben onlardan her konuda üstün olduğum için sevilmeyen insandım. Yalnız kurttum anlayacağınız. Gerçi üniversitede de bi bok yok ya neyse.