kimileri yüzde tebessüm bıraktırırken, kimileride hatırladıkça utandıran anılardır.
yıl: 2002
belkide çoğumuz için tabu olan birşeydi o yıllarda cinsellik. sürekli muhabbeti dönerdi mesela ''cüzdanda prezervatif taşıma'' olayının. ama çoğunun cüzdanında öğrenci pasosu ve kentkart'tan başkada birşey yoktu.
bir sabah yine kafada iki kilo jöle ile müdürün konuşmasını bitirip içeri girmeyi beklerken, yanda bir kızın beni kestiğini farkettim.
hayır yanılmıyordum! açık açık süzüyordu.
valla... yeminle...
müdür konuşmasını bitirdi ve biz içeri girdik.
sıra arkadaşım murat'la dersten iyice sıkılıp sessizce konuşmaya başladık.
hileli zar: olum sabah kızın biri beni kesiyodu
murat: hadi be!
hileli zar: valla!
murat: kız güzelmiydi?
hileli zar: fena değil =)
murat: vayy piççç ehehehe
sonra zil çaldı. yılgın bedenlerimizi okul bahçesine taşıyıp, muhabbetimize orda devam edecektik.
lakin sabah beni kesen kız, karşımda dikilmiş aynı işlemi yapmaya devam ediyordu!
hileli zar: aha olum kız bu lan
murat: hadi be... iyimiş
ve kız bana yaklaşmaya başladı. ne diyeceğini bilmiyordum. kendimce birkaç tahminde bulunmuştum ama kız sorusunu sorduğunda apışıp kalmıştım.
kız: yanında prezervatifin varmı?
hileli zar: ... eee.. aa.. yok.
kız: iyi. bye =)
hileli zar:...
bu neydi lan? ne demek istemişti?
konuşmaya şahit olan murat hemen anlamıştı olayı.
murat: olum kız sana verecek!
hileli zar: ne nasıl yani!?!?
murat: olum anlamadınmı, kız vermek istiyo. hemen koş bi tane al
hileli zar: tamam
murat: paran varmı?
hileli zar: tamam
murat: paran varmı diyom mal!
hileli zar: haa var
murat: hadi koş
hileli zar: tamam
okuldan kaçmıştım. markete gitmemiştim. onun yerine kaçak sigara,prezervatif,parfüm falan satan bi adamdan almıştım.
hangisi iyi diye sormuştum.
''golden'' demişti.
bende hiçbirinden anlamadığım için onu almıştım.
adam parayı alıp, kutuyu uzatırken yüzüme bakıp, pis pis sırıtmıştı.
cebimdeki tek parada buna gitmişti
ama hayırlı bir işti
öyleydi
evet evet öyleydi!
okula dönüp, muratı buldum. ''hadi olum kızı bul'' dedi.
ve kızı buldum
yanına yanaştım
hileli zar: merhaba
kız: merhaba
hileli zar: prezervatif aldım
kız: öylemi? alabilirmiyim?
hileli zar: tabi (cebinden çıkarıp, kıza verir)
kız: halilll
halil: efendim aşkım?
kız: bak buldum. akşam bize gideriz.
halil: kızım nerden buldun? para yok demiştim.
kız: şu çocuk sağolsun. çok iyi biri
halil: sağol birader bu iyliğini hiç unutmayacam.
hileli zar: ... (nasıl yani)
kız: hadi aşkım gidelim
halil: tamam aşkım
hileli zar: ... (nasıl yani)
ve ondan sonra her prezervatif reklamı gördüğümde gülerim.
edit: murattt allah belanı versiiinnnnnn!
edit1: pardon beyefendi prezervatifiniz varmı?
edit2: na na nasıl yani!
yatılı okunan bir lisede yaşanmış olaydır. e fe ve dostu serkan yatakhanede boğuşurken nöbetçi hoca olan felsefe öğretmeni koridorda dolaşmaktadır. canı yanan e fe serkan'a 'hayvan' diye bağırınca felsefe hocası yatakhaneye dalar.
felsefe hocası: kim dedi hayvan diye? e fe: ben hocam
felsefe hocası: kime dedin evladım e fe: serkan'a hocam
felsefe hocası: peki sen nesin? e fe: ben de hayvanım hocam
serkan: hocam aristo der ki 'insan düşünen bir hayvandır'
bu olaydan sonra felsefe hocası komaya girip rapor almıştır.
tarih dersinde sınıf 60 kişidir.bloklar halinde kopya çekilir ama arada hatalar olur.
tarih hocası: arkadaşlar bir arkadaşınız türk tarihindeki 2. kardeşler saltanatına "arçil ve şota" yazmış
sınıf: puhahahaha
tarih hocası: hayır durun daha ilginci arkasındaki arkadaş ta "arçil ve şaka" yazmış.
sınıf: zuahahaha
etüt odası vardı. sınıf yani. orada ders çalışan iki üç çocuğa tüm kibarlığımla '' hadi siktir gidin burdan, sınıf lazım. kalk kalk kalk, hadi kalkın lan, bak hala dikiliyo koduklarım '' deyip çıkardım. sonra canan diye bir kızla girdik sınıfa. kuki neden geldik buraya dedi. tabi ki çalışmaya geldik fıstık dedim. bi yandan da elimle kapıya doğru masa iteliyorum. '' neden kapıyosun ki kapıyı '' dedi. ' tüm cananlar böyle çok mu soru sorar '' dedim. ''kuki korkuyorum '' dedi. ben varken korkma dedim. kuki senden korkuyorum zate dedi. pat o ara kapı zorlanmaya başladı. keşke masanın üzerine sırayı koymasaymışım düştü sıra. ses çıktı. o sesin arkasında da bizim fizikçi yarrak gibi dikiliyor. noluyor burda dedi. sayende bişey olduğu yok hocam dedim.. kız güldü . e gülüyosun neden öptürmüyon kız o zaman dedim. sus nolur dedi. sikerim böyle işi lan dedim. hoca küfür mü ettin sen dedi. hocam sen karışma dedim. topla kendini kukla diye bağırdı hoca. eehh sıkıldım ben çıkıyorum derken ' nereye çıkıyosun, bu masanın ne işi var bu kapının arkasında anlat bakalım '' dedi. hocam arkadaş ikide bir kapıyı açıp böcüüü diye bağırıyodu, konsantremiz bozuluyor ders çalışamıyoduk. biz de bir daha açmasın diye bu önlemi aldık dedim.
inandım ben de dedi. ekmek musaf çarpsın yarın sınavımız var hocam dedim.
sonra inandı salak. ondan sonra da kız ne zaman beni görse götünü duvara yaslamaya başladı. göz kırpıyodum koşa koşa kaçıyodu zilli. sanki yicez amk. çok şirindi ama ya. konuşurken eteğini sağa sola sallardı hep.
bir gün din dersindeyiz, hoca bana çok kıl her zaman olduğu gibi. diyor yok cennette herkes güzel olacak, körler görecek falandir filandir. neyse bir anlık fikirle kel hocama '' hocam öbür dünyada saçınız çıkacak mı'' dememle sınıfın yerlere yatması ve güzel bir azar yememle sonlanmıştır.
ingilizce öğretmenimiz derste çok konuştuğumuzda ''burnumun dibindeki adamı göremiyorum'' dediğinde, ''burnunuzun dibindeki adam sizce sizinle konuşmak için mi orada'' dediğimde, yine azarı yemişimdir.
derste kuyruk sokumunun nereye çıktığını sormuştum, lisenin ilk yılındayım, biyoloji öğretmeni bana beyni gelişmemiş fetüsmüşüm gibi bir bakış atmıştı.
din öğretmenimize yüzüne nur inmenin retrica efekti gibi bir şey mi olduğunu sormuştum bir gün. açıkladı mı, hayır. white rabbit yine azar yiyor bu kısımda.
bir matematik sınav çıkışı hoca bana gevrek gevrek gülerek kaç bekliyorsun demişti, kızdığım için 100 bekliyorum demiştim. hoca ciddi olunca ' bekliyorum ama gelmiyor' dememle hoca gülerek başımı okşamıştı. - ilk kez seviliyorum-
ingilizcenin en basit yerlerinde tekrar yaparken ' where is the carpet' sorusuna hocam biz tavanda kullanıyoruz dediğimde, güzel bir bakış almıştım. ' ah white rabbit' demişti öğretmenim. ' senin de şu zekanı olumlu kullandığını görsek'
tarih dersinde öğretmen ' çinliler hiç göç etmemişler' demişti. bende ' evet göç etmeden pire gibi üremişler' demiştim. ah bu öğretmenler.
din dersinde yine öğretmene ' sinekler sürekli ellerine tükürüp gözlerine sürerken amin mi diyorlar' diye sormuştum, bana gerçekten açıklamıştı bu olayı. demek ki white rabbit her zaman muzdarip değil.
lise zamanında hede isimli arkadasın cok asabi ve huysuz olan edebiyat ogretmenini arkadan görüp ogrenci sanip bir omuz atmasi-noluyo lan burda demesi-adamında sarsılıp yere dusmesi. gözlerin kapanması.
ayni edebiyat ogretmeninin istiklal marsında konusan bir grup kiz ogrenciyi sesinden teshis etmeye calisip, yanlis kisiyi suclamasi.
psikoloji ogretmeninin gezerken, yere kalem dusuren ogrencinin kalemini alirken hocanin poposuna saplamak. ögretmenin önemli degil demesi, ogrencinin bununla kalmayıp-nasıl onemli degil namus bu demesi. (bkz: hadi hep beraber kopuyoruz)
milli güvenlik icin gelen asker kardesin sapkasini kizlara gosterip hava atarken,-sapkani yiyim senin-diyerek ortaligi sessizlige bogan ogrenci olmak.
boş derste öğretmenler odasında çay içerken yakalanmıştım. ceza olarak hocalara çay servisi yapmıştım amına koyayım. ırgatlık bünyeme o zaman yerleşti.
Lise 2. sınıftayız ve o gün kimya sınavımız vardır. O dönemlerde biraz inek olduğumdan sınava sağlam bi şekilde çalışmıştım. adı lazım değil bi laz arkadaşım benden kopya çekmek istedi. bende arkama geçmesini söyledim. Sınav çıkışında arkadaşım benim kağıdın aynısını yazdığını söyledi. bende "iyi en az bi 70 alırız" dedim. Hoca ertesi hafta sınav sonuçlarını açıklamadan önce beni ve laz arkadaşımı ayağa kaldırıp arkadaşıma:" Arkadaşının kağıdını olduğu gibi geçirmişsin kağıdına"der. arkadaş tabii hemen inkar eder. ve hoca kağıtlarımızı çıkarı, sınıfa gösterir. arkadaşımın kağıdında benim adım ve soyadım yazılıdır. Bütün sınıf kopar. bu olay sınıfın ortak kararıyla yılın en komik olayı seçilir.