man on fire'in soundtracki ile beni başka bir boyuta taşıyıp şarkının bitmesiyle ani bir düşüş yaşamam sebep olan aşmış kişi/şahıs/kimse.. aynı müzik bu aralar başka bir filmin soundları arasında heralde ama tam bilmiyorum.. öğrenince yazıcam efendim..
şu içinde bulunduğumuz dünyanın çok uzağında, nehrin ötesinde, bulutlardan olma kalesinden, biz yitik kalplere, varoluşun keskinliği azaltılmış uçlarına dokunmamızı salık veren, bağıran kadın.. insan öyledir ki, şaşırmaktan başka şey gelmez elinden, aslında kendinden olanı kendinden çok farklı bir yerde gördüğünde.. lisa gerrard insanın özünde yatan saf güzelliği, çok ama çok yukarlardan serpiyor üstümüze. başımı kaldırıp güzele dokunuyorum, içim ferahlıyor. lisa gerrard güzelliği temsil ediyor. iyi ki..
pavorotti nin dişisi. bir bayan sesinin sınırını bir kez daha düşünmemize vesile olan avustralyalı sanatçı. laurelei, violina, sanvean gibi şarkıları ilk etapta onun tarzını belli edebilecek şarkılar adına örnek verilebilir. the mirror pool albümü tek başına 5 saat süreyle playlistte dinlenilince bile bana mısın denilmez. ayrıca sanatçının albüm kapakları da oldukça başarılı şekilde grafize edilmiştir.
kötü bir parçası yoktur bu müthiş ruhlu hanımın... eşsiz bir ses, farklı, farkındalıklı müzikler... ajhon'unu dinle, anla meramımızı sevgili sözlük... ayrıca ilk entrisini giren eski uuser da benim üstâdenin sana, sevgili sözlük. hehe...