fethullah gülen ile bir alakası yoktur. sadece kendisini bir islam alimi olarak sever ve yapılan haksızlıklara dayanamaz.
ayrıca taksim'de 5 ağaç için ortalığı ayağa kaldıranların da derdinin ağaç olmadığını bilir. çoğunluğunun örgütlenmiş sol gruplar veya örgütler olduğunu da bilir. o gruplar istese 3 günde 100 bin fidan dikebilirdi. devlet de kendilerine ağaçlandıracak arazi tahsis edebilirdi. böyle bir uygulama var hal i hazırda.
özel mesajla kendisine edilen küfürler moderasyona iletildi. nasıl her şey ortada iken hala iftira yazılıyor anlamadım. küfürler kendi mesaj kutusunda silinince her yerden siliniyor zannediyor bazı şerefsizler galiba.
bunca nick altı entiriye bakarak ne kadar haklı olduğu anlaşılabilecek, bunca entiri ile kendisine hakaretten başka bir şey söylenmemiş nadide yazarımız, arapçı, şarapçı kişilik.
nick altına yazan kişilerin yüzde 80'i iftira ve hakaret yazdığı için onlara sürekli cevap yazacak olan formattan bihaber yazar.
kukusura kakalmayın amcaoğlu.
hadi bakim.
google gibi bir şeydir. 4 kere 8 kaç diye sorarsanız hemen altına cevabı yazar. halbuki nick altı kişiler hakkında görüşler, yazdığı iyi veya kötü notları diğer yazarların görüşleri ile doldurması için açılmıştır. burası chat forum sayfası değildir, velhasıl kelam (bkz: format sikmek) olmuştur.
kürtçü değildir, ama said nursi başlığına "kürt aklı işte", ozan hozan beşir ile ilgili başlığa da "muyap bize bokmiir" gibi bir şey yazan sonra da ırkçı olmadığını iddia eden aşağılık şerefsizleri insan diye muhatap alıp da pek karşılık vermez.
neyse, demem o ki, abd arap bahari sürecinde diktatörlere karşı politik olarak halklarin yaninda olabilmeyi başarmiş ve ülkelere işgal ile girip sivil ölümlere sebep olmamıştır. bu iyi bir gelişme.
Amerika şimdiye kadar bir tane bile sivil öldürmedi diyebilecek kadar las vegaslıdır. Ben bunu yobaz falan zannediyordum. Çok özürdiliyorum kendisinden. Bildiğin amerikalıymış. Siktirsin gitsin amerikasına başkalarına yol göstereceğine. Sonuçta tanrıları hep orada yaşıyor. Amerikayla müttefik ol ırakı, libyayı, afganistanı işgal ettir, israili koru ve kolla sonra gel burada müslüman edebiyatı yap.
amerika ile dost olunmasını islam'a uyarlamamıştır. uluslarararası politikada bir ülke başka bir ülke ile politik ilişkiye giriyorsa bu o ülkenin ulusal ve bölgesel çıkarları adınadır. çıkar olan yerde dostluk olmaz. türkiye amerika'nın gücünü bölgede olumlu yönde kullanarak hayırlı bir iş yapar, amerika da bunun karşılığında türkiye'nin bölgedeki etkinliğini kullanarak çin'e karşı ortadoğu'da bir üstünlük kurar. türkiye ya amerika veya çin'in yanında olacaktır. her iki ihtimalde de olaylara müdahil olarak niyetini ve amacını iyi yönde kullanırsa hiçbir vicdani sıkıntı çekilmez. malesef biz bu dünyada yaşıyoruz ve ortadoğu'nun en stratejik bölgelerinden birine sahibiz. türkiye müslüman bir ülke olarak bu etkinliği yakalarsa, kabuğuna çekilip -ki kabuğuna çekilemez- etkisiz olmaktan daha hayırlı bir iş yapar. daha açık nasıl yazarım bilmem.
atatürk'ün icraatlerinin sonuçlarıyla ilgili eleştirilere değinen yazar, son derece objektif. halifeliğin kaldırılmasının ortodoğu'nun kana bulanmasına büyük katkı sağladığını, bu olayın batıya bulunmaz bir nimet olduğunu, yaptığı ve baskıya dönüşen toplum bünyesine ters taklitçi devrimlerle ülkemizde içinden çıkamayacağı ayrışmalara, çatışmalara ve sosyal travmalara sebep olduğunu ve atatürk'ün ileri görüşsüz hamlelerle türkiye'de sahte ve taklitçi bir medeniyete sebep olduğuna, kemalizmin dogmatik ve gelişmeye kapalı bir yapıya sahip olduğuna değinmiştir. tarihte kendisi gibi olmayı başaramayan hiçbir medeniyet kalıcı olmamıştır. biz modernleşeceksek bu doğal süreç içinde olacağı kadar olacaktı ve zaten osmanlı'da da 1800'lerde başlamıştı bu süreç. atatürk deha olsaydı gelecekte ülkemizde oluşacak kutuplaşmaları, çatışmaları, sefaleti görür ve 1000 sene müslümanca yaşayan insanlara batı taklitçiliğini sert bir şekilde dikte ettirmezdi. ermeninin, yahudinin, hıristiyanın yüzyıllar boyu huzurla yaşadığı bir ülkede müslümanlar çatışmaya itildi. ülkemiz, islam'ı yok edip, bir okulun salonuna piyano koyarak gelişeceğimizi zanneden insanlarla dolu şu an. piyano'da sorun yok ama piyanoyu ve operayı göstermelik koyarak gelişeceğimizi zannedenlerde sorun var. buna da kemalizm neden oldu malesef. başörtülü bi insan görünce tiksinirler, bu saçmalıktır. piyanoyu da koy, başörtülü öğrenciye piyano öğret dersen, saçmalamış olursun bu ülkede. atatürk malesef bize kendimiz olarak gelişmeyi değil, taklit ederek gelişmeyi öğretmiştir. ve resmi olarak da tek bir adamın fikirlerine esir olan bir ülke burası, asıl sorun burada, her dediği hala en doğru, kemalizm dogması budur. bunda atatürk'ün de suçu var onun takipçilerinin ördüğü ideolojiyle onu tanrılaştıranların da. halbuki sonuçlar ortada zaten, biraz objektif olabilirseniz görürsünüz. ülke kurulsun diye emek verdiyse allah razı olsun ne diyelim, ama malesef ülkenin içine etti sonrasında yaptıklarıyla. bu size ağır gelebilir ama bu bariz bir sonuç.. bu meseleleri tartışıyoruz şu anda, bu da en somut kanıtı ve türkiye geçmişinin özeti. tamamen reformize etmek istediyse de başarısız oldu, istemediyse de katı devrimleriyle çok kötü sonuçlara sebep oldu her halükarda. ben kendisinden çok ayağı çıplak şekilde ölen ve bu ülkenin gerçek kurucusu olan yüzbinlerce mehmetçiğe saygı duyuyorum. siz bütün bir okul hayatınızda atatürk'ün ne kadar mükemmel olduğuna inandırıldınız ve maddi ve manevi kahramanınız olduğuna inandınız. beni anlamanız çok zor ama üzgünüm, atatürk başarısız bir lider. benim kahramanım bu ülke için aç karnına ölen mehmetçiktir.
bu yazar atatürk'e hiçbir şekilde hakaret etmemiştir, kin ile yazmamıştır. atatürk'e mason demiştir, bu belki size haksız gelebilir ancak türkiye'ye ve ortadoğu'ya böyle ustaca ve sessizce zararı ancak bir mason verirdi diye düşünüyorum, üzgünüm. bu benim fikrim. zaten mason selamı filan da var kendisinin.
bu yazarın ak parti'yi ve cemaati savunmasının nedeni, bir nebze müslümanları temsil eden bu oluşumların acımasızca yerden yere vurulmasından ve yaptıklarını işlerin çok büyük oranda çarpıtılmasından dolayıdır. ak parti'nin olumsuzluklarını görüyorum ancak yazılan onca yalan yanlış şeylerin tahminen yüzde 20 kadarı zaten o olumsuzlukları kapsadığı için ve onlar da tekrar tekrar yazıldığı için yazma gereği duymuyorum, bazılarının sayesinde ak parti ve cemaati şerefsiz zannediyorlar ben daha ne yazayım. yaptığı bir hata olabilir ama bir hasta kıza para verdiği için şerefsizin önde gideni ilan edilir oldu bu insanlar. benim amacım bu haksızlığa karşı olmak. ayrıca ak parti'yi iç ve dış politikada başarılı buluyorum, onu da inkar edemem.
amerika gibi bir pislik ile dünyanın en büyük toplu tecavüzlerini, katliamlarını, yağmalarını yapan cani ülke ile can ciğer olmamızı islama uyarlamaya çalışan gereksiz yazardır.
Nurcu veya akpli olmadığını söyler. Umarım öyledir.
Atatürk'e hakaret etmediğini eleştirdiğini söylüyor. Ama bir yapıcı bir de yıkıcı eleştiri vardır. Eleştirilerinin tamamı yıkıcı, nefret ve kinle yazılmış. Böyle yazarsa tabi ki tepki çeker. Atatürk'ün putlaştırılmasına ben de karşıyım. Ama bu her fırsatta atatürk'ü kötülemem gerektiği anlamına gelmez. Türk halkına önderlik ederek türkiye cumhuriyetini kuran bir adama tc'de yaşayan bir insan olarak saygı duymalısın bence.
Ayrıca bir şeyin putlaştırılmasına karşı çıkan bir insan neden rte'yi putlaştırır, cemaati körü körüne savunur anlamış değilim. O kadar bilinçliysen akp'nin yanlışlarının da farkında ol. Ayrıca ben malesef cemaati müslümanlıkla eşleştiremiyorum. Bence cemaat dini çarpıtarak siyasi bir topluluğu destekleyen bir oluşum.
Kısaca objektif ol kardeşim. Objektif ol ki yazdıkların dikkate alınsın. Objektif ol ki inandırıcı olasın.
Not: konuyla alakasız olacak ama nicki bana limp bizkit'i cagrıstıran yazar. Eğer oyleyse guzel muzıkler dınleyen bir yazar.
bazı başlıklarda politik-ekonomik yorumlar yapmak yerine olayları yanlış okuyan ve olayları türklüğe bağlayan kişilere cahil demeye devam edecektir. "martta anlaşma imzaladı" derken hakkaten acele bir yanlış okumanın esiri olmuştur. ama üstteki link azerbaycan ve meksika ile yapılan ve enerji işbirliğini de kapsayan bir anlaşmanın azerbaycan'ın meksika'daki elçiliğinde yayınlanan haberidir.
çok bilmiş ukala değilim ama meksika ile azerbaycan'ın ilişkilerinin gerçeğini göremeyip saçma sapan yorumlar yapanlara karşı ukalayım evet. adamlar türklüğe bağlıyor olayı. dostumuz o yüzden yaptılar, diyor, dünyada olaylar böyle yürümüyor ki. az kafanızı kaldırın. neden dikiyor senin diktatör aliyev'inin heykelini meksika? haydar aliyev denilen kişi oğluna bıraktı cumhurbaşkanlığını, oğlu da seçimleri durdurdu ülkede süresiz olarak. bu adamlar dahi desen değil, onca petrolle-doğalgazla, madenle halkına refah getirdi desen yok, berlusconi'den 500 milyon dolara villa satın alan da ilham aliyev. az hayal dünyasından sıyrılın da vatana millete faydanız olsun.
Olabilir. Her ülke birbiriyle dostluk anlaşmaları, işbirliği anlaşmaları bilmemneler imzalayabilir. Bu dış politikanın gereğidir. Çıkarlar, doğrudur, her şeyden önce gelir. Uluslararası ilişkilerde bu "default" bir şeydir. Bu anlaşmaların çoğu da lafta kalır ama. Ne Azerbeycan ne Meksika bunları ileri götürebilecek kapasite ve kaynağa sahip değil; birbirlerine iki üç muz veya portakal daha fazla satarlar, o kadar. Birbirlerinden çıkarları bizim Kongo Cumhuriyetiyle ilişkilerimizin getireceği çıkarlarla aynıdır, sıfıra yakın. Bu durum, geri kalmış iki ülkenin birbiriyle dayanışması, dostluğu ve her iki ülke adına da mutluluk verici; evet aynı zamanda da gurur verici, dünyanın bir ucundaki, ayrı bloktaki bir ülke, diğer ucundaki ayrı bloktaki bir ülkeye ortak bir payda olmaksızın bir zeytin dalı uzatıyor.
Bizim çıkış noktamız ayrıca bu değil ama. Senin ilgili entryinde, atmasyonlara dayanarak çok bilmiş ukala bir tavırla, insanlara "cahil" demen çıkış noktamız. Genelde tarzın bu şekilde. Sanma ki ben bir tek entry'ine takılıp kaldım; hayır efendim genelde entrylerinde hep yanış bilgiler paylaşıyor veya onlar üzerinden gidiyorsun. ama sabah akşam peşinden koşamayacağıma, ayrıca seninle de didik didik kavga edemeyeceğime göre, çoğunu es geçiyorum. O entryinde bi de kalkıp insanlara ders vermeye kalkınca yeter ama ayıp dedim. Yoksa kişisel bir husumet yok ortada.
Bundan sonra bir iddiada bulunmadan önce iyi araştırırsın artık. insanlara durup dururken cahil demeden önce de iki kere düşünürsün belki.
azerbaycan meksika ile enerji alanında işbirliğini genişletiyor. bu görüşmelerden sonra söz konusu dostluk parkı açılmış ve aliyev'in heykeli dikilmiş. mesele bu, çıkarlar söz konusu. eğer ben yanlış hatırlıyorsam ve geçtğimiz ay imzalanan bir anlaşma yoksa bu bir yalan değil yanlışlıktır.
velhasıl, meksika türk dostluğundan değil çıkarları nedeniyle belli şeyler yapıyor. bunun neresini inkar ediyorsunuz, beyniniz felç mi oldu? uluslararası arena'da tüm politik hamlelerin özü budur zaten.
olay nereye geldi, adamlar gerçeğe inanmamak için can çekişecek neredeyse.
tüm politikalar ulusal çıkarlar için işte. işler böyle yürür uluslararası ilişkilerde. inşallah dünyadaki olayları ve ilişkileri gerçek şekilde okumaya başlarsınız bir gün.
edit2: önceki entrylerimde uykusuzluktan doğan yanlışlıkları kabul ediyorum. şimdi yatıyorum, istediğiniz kadar asıl vurgulamak istediklerini çarpıtabilirsiniz.
Hayatımda gördüğüm, affedersiniz ama en garip yazar. Verdiği CNNTurk linkindeki haber:
"Meksika Körfezi'nde yaşanan petrol sızıntısı sonrası büyük zarara uğrayan ve yaralarını sarmaya çalışan ingiliz petrol şirketi BP, Hazar Denizi'nde yeni bir petrol sahasının geliştirilmesi konusunda Azerbaycan devlet petrol şirketi SOCAR ile anlaşma imzaladı."
"en son geçtiğimiz mart'ta azerbaycan'ın meksika körfezinde petrol çıkarması ile ilgili bir anlaşma yapmışlardı. "
Sen kendinde misin? Sen Meksika Körfezi için anlaşma yaptılar diyorsun, senin verdiği linkte Meksika'da zarara uğrayan BP, Hazar Denizi için anlaşma yaptı diyor. Zaten bunu söylüyoruz biz. Bir gariplik var burda. Hazar Denizi nerede? Meksika körfezinde mi? Hani Meksika Körfezindeki petrol çıkarma anlaşması. Buna kanıt lazım yazar arkadaş.
BP, ingiliz şirketi ayrıca adı üstünde British Petroleum. Meksika'yla ilgisi bile yok. Diyelim yeri körfezi şaşırdın. BP'yle Meksika'nın ilgisi ne?
BP ile Socar sözleşme imzalayınca Azerbeycan ile Meksika mı anlaşma imzalamış oluyor? Sen nasıl bir modelsin? Sana "yalan söylüyorsun bayağı bayağı, yalan söyleyebilen biri nasıl müslümanım diyebilir" diye soruyorum, başka taraflara çekme. Sen kendin Atatürk'e sabah akşam iftira atarken, cevabını veremediğin soruları mı iftira kabul ediyorsun?
ikinci linkin de açılmıyor bile.
La havle...
Edit: Ay hepsini editleyemeyeceğim, sonuçta limpid'le ortak noktada buluştuk; bu entryleri tartışmanın ateşiyle girmiştim, dil bir sivri olabilir, kusura bakmayın artık.
söylediklerine bir kısım kanıtlar üstteki linkler.
hayali olarak konuşmayı çok seven kişilerin hayal dünyasında bana türlü sıfatlar yüklemesi hakkaten acınacak bir durum.
telefondan giriyorum diye üşenmiştim link bakmaya, buyrun.
tiksindim artık sizin pis iftiralarınızdan. ne socar'ı ne de başka bir şeyi sizin gibilerden öğrenmedim, egomu incittiniz diye değil, iftiralarınızla tiksindirdiniz diye yazıyorum, ben state oil company of azerbaijan binasını bizzat karşımda görmüş bir kişiyim. bu kişilerin iftira atarken ne kadar rahat davrandığını bilin diye yazdım. bir de bana özelden nasıl müslümansın diye yazıyorlar, siz nasıl insansınız hayalinizde senaryo yazıyorsunuz altta kalmamak için. hadi naş.
Hala kaynak olarak bi tarafını gösteren yazar. Kanıt, link haber bekliyoruz senden, Yoksa laflarını yutmanı.
Ama sen alışıksın bir tarafından sallayıp sonra da hiç bir şey olmamış gibi sözlükte gezinmeye. Bana özelden talimat vereceğine google'da bul diye, atmasyonu yapan biri olarak sen kanıt göster bakalım.
Edit: Socar'ı da benden öğrendi bu yazar ahah, şimdi kullanıyor cümlelerinde. Yaw ne adamsın limpid, iki lafının arkasında bile duramıyorsun, hayatın hile, alavere dalavere, goygoyculuk. Hani yattığımı sanıp da bir son hamle yapayım dediysen yemedim, hala bekliyorum senin ünlü anlaşmalarını.*
