defalarca izlesem de asla bıkmayacağım bir ali atay filmi. sırf serkan keskin ve ertan saban oyunculuğu için bile izlenilir o kadar iyi.
hem duygulandırıp hem gülümseten kıyıda köşede kalmış muazzam filmlerden.
son zamanların en güzel türk filmlerinden. komedi, trajedi hep iç içe. sesim kısılana kadar güldüğüm sahneler de var. kendi hayatımdan kesitler bulup kahrolduğum da. funda eryiğit’in otobüsün arkasından serkan keskin’e bakışı diyip konuyu kapatayım.
--spoiler--
Bulgaristan'dan istanbul'a dönüş ile ilgili bir şeyler de olacak diye beklemiştim. Ha bu son kötü mü değil tabi
--spoiler--
Filmde beğenmediğim iki nokta var.
--spoiler--
1. Domalan soyadı üzerinden komedi kasılması. Gereksizdi, filmle bağdaşan bir yanı yoktu.
2. Selim'in Sakıp'a hiç sormadan 300 km yol giderek Romanya'ya kadar gitmesi. Gerçekçi değil. insan o kadar yol gidip de hiç sormaz mı, "ağa (kardaş) ben gidiyorum ama doğru mu gidiyorum bir bak hele." denmez mi?
--spoiler--
Ali atay ve ertan saban'ın senaryosunu birlikte yazdıkları, serkan keskin'in mükemmel oyunculuğu ile keyif verdiği film. Defalarca izledim. Ne zaman keyiflenmek istesem o zaman yine izlerim. Özellikle şu linkteki bulgar düğünü sahnesinde keyfim tavan yapıyor * hadi muhsin yine izleyelim.