eskişehir'e atlayıp gelen ve ilk işi beni arayan yazar.
ilkokul arkadaşının yanına gelmiş bayramda. iyi etmiş hoş gelmiş, zaten 1,5 sene sonra gelmiş eskişehir'e.
kendisi artık kaptan olmuş, sevindik bir mesleği var diye.
"hayat monoton oldu" diyor, şikayet ediyor kendileri. "boşver, en azından bir mesleğin var. bir de bu yönden bak" diyor, teselli etmeye çalışıyorum kendimce.
kanımca istanbul'da okuduğu için istanbul'un klasik kişiliği var bu yazarımızda, biraz saldırganlık biraz da ukalalık. ** fakat içindeki sevgi halen durmakta, tazeliğini muhafaza etmektedir. kendisi biraz sakin ve dingin olsa pamuk gibi insan olacak.
kılıktan kılığa girebilme yetenekleri de cabası, "ekstra olarak tiyatro da okusaydı fena olmazdı hani" diyorum kendime.
yaşadıkları nedeniyle dostluğa çok önem veren bir kişi, en eski arkadaşı sanki kardeşi gibi.
ölecegini bile bile doguyor insan, hem de hic sorulmadan kendisine... sonra da edilgen bir isi kendi yapiyormus gibi, 'iyi ki dogdun' deniyor...
su an ne dinliyorum biliyor musun? tahmin etmek hic zor degil. sanki sen söylüyormussun gibi... kelimeler senin agzindan dökülüyormus gibi. sen söylüyorsun bu sarkiyi. seni dinliyorum kaptan:
Saatim yok tam olarak bilemem
Biraz bira biraz sarap önceydi
Nasil oluyor vakit bir türlü gecmezken
Yillar hayatlar geciyor
Kayip bir bavul gibiyim hava alaninda
Yada bos bir yüzme havuzu sonbaharda
cok mu ayip hala mutluluk istemek
Neyse zaten hic halim yok
Bugün benim dogum günüm
Hem sarhosum hem yastayim
Bir bar taburesi üstünde
Babamin öldügü yastayim
Bugün benim dogum günüm
Kelimeler büyüyor agzimda
Bildigim tüm hayatlar
paramparca...!
yasliliga merdiven dayamayı kutluyoruz. kutlamak! aslinda ne uzak bir kelime degil mi bizim icin?
seni cok seviyorum. bir gün diledigimiz hayata kavusmak dilegiyle... mutlu ol!
ruhum yokmuş gibi geliyor. belki de bir süreliğine saklanmıştır benden.
yoklugunda bedenimi deniyor sadece. düşünceler o olmadan akıyor bu zamanlarda. kendi varlıgını ve çevreyi sorguluyor. zamanı sorguluyor.
biliyorum. ağır adımlarla gelerek yaşatacak yine beni.
çok güçlü bir yazar kişidir. harbiden benim gibi 3 kişide kaldırır ama birazcık cimridir kanımca o kadar stajer maaşına rağmen ne bu cimrilik. alt tarafı bir bira istedim ama *
gördüm ki ayaklarına dokunulmasından hoşlanmayan bir yazar. hehe, nerden mi öğrendim? Neyse o da bende kalsın bebişim. Neyse bu gay tarzlı kayser sozer girişinden sonra daha fazla kendi modumda yazı yazmam gerekiyor. zaten sarhoşum, o beni iyi anlar.* Artık değişiyorum be büşra! Artık daha fazla gelişiyor düşünceler. "Artık çocukluk düşlerimiz kalmadı bebeğim." Sadece gülüyorum o mavi kara ben. Evet, mavi! Haklıydın sen. Yanılıyordum ben. Çünkü gerçekliği olmayan bir düşün peşinde koşuyordum ben. Çocukluktan kurtuluyorum. Görüyorum ki sen de bunu yakaladın. Yatacak 4 duvarlı bir yerdesin. Senin için ne kadar mutlu olsam da kendim için olamıyorum. Kendi gerçekliğimi göremiyorum. Güleceksin ama, geçenlerde birisi ile tanıştım. Adı 'varlık' ' tı. çok mutlu oldum. Bu adam beni değiştirdi. Bir dağa tırmandık onunla.* "Aşağı atlayalım mı?" dedi. Düşünmedim, direkt hayır dedim. Bana katacağı bir şey yoktu çünkü. Artık çocukluk düşlerim geride kaldı. Artık kendim kontrol edemiyorum ki zaten. Hatırlıyor musun sana demiştim, "ben çok fazla kişi için buradayım, onları mutlu etmek için çabalıyorum" diye... Gülmüştün... Şuan için bunu sağladım. Sadece kendimi düşünmeyi iyice bırakarak bunu yaptım. Artık görüşmeyeceğiz gibi. Gerçekten bu sefer gidiyorum. Ama ne olursa olsun seveceğim seni. Bana çok olmasada bir şeyler katan biriydin. Dostunu gammazlamanın ne olduğunu gösterdin. Seni seviyorum dostum. Hoşçakal!
ve sakın unutma!
Hayat, şekerli bir sakız gibidir. Tadı kaçtı mı ağzına yeni bir tanesini atmalısın. Ancak bu şekilde mutlu olabilirsin.
ersen, öbür kıyıya sabah erkenden varmak için adanın sırtında yola çıktığında gece yarısıydı; ordan gemiye binmek istiyordu. Ve hayallerini gerçekleştirdi, o gemiye bindi. Çünkü ihtiyacı olan buydu.
+ Zall, ben bu götün nick altına boş bakınız vermek istiyorum ama olmuyor. bir ayar çekiversen sözlüğe.
- o ne demek ya? Boş bkz. de nedir? Düzgünce tanım yapsana.
+ tamam ben de tanım yapıyorum. Boşluk demek istiyorum onun için. Gerçi anlamaz o s.k kafa ama olsun.
- lan o kadar güzel şey yazmışsın onun için niye böyle diyon şimdi?
+ben
sana
aşığım
- Noluyor lan, o ne demek?
+ ya bu aralar dilime dolandı sorma!
- Ya siktir git ya.
+ Ben hem çok severim hem de böyle yaparım.
an itibarı ile tanıdığımı farkettiğim yazar. kendisi ile çok dertleşmişliğim, öneriler vermişliğim, öneriler almışlığım vardır. her limanda ayrı bir sevgilisi olabilecek son insandır.*
+ Evet çocuklar, bunu çekince bu ötüyor. Geminin kornası bu. Üç kere arka arkaya kısa aralıklarla çalınca hızlı geliyorum çekilin demek oluyor.
- Aaaaa!
+ Evet bu gördüğünüz de dümen.
- Dümen ne hocam?
+ Görmüyon mu evladım. Direksiyonun saplı biçimi işte.
- Aaaaa!
+ Bu da hedelehödele...
- Aaaaa....
.
.
.
Yılar yıllar sonra;
- Oğlum sana kaç kere dedim, o ağların aralıklarını bu kadar kısa tutmayın diye. Balıklar küçük, kaçıyorlar aradan.
\ Ama kaptan biz birş...
- Kesin tamam. Bütün motorları çalıştırın, tam yol ileriii!
\ Kaptan takadayız. Bir tane motorumuz var. Sen neden bahs...
- Kes ya tamam tamam. Git 4 yıl oku erkeklerin arasında, bir kız bile yapama, sonrada gel balık avla. Ahh ulan ahhh...
\ Kaptan çabuk gel, motor alev aldı!
- Ulan getirin lan bana epica' yı, kesicem boğazınızı. Yepisyeni motoru patlattınız lan!
Bir gece sözlükte online 20-25 kişi olduğu vakit bana bir mesaj attı bu kaptan. dedi ben bu, mailim de bu gel "konuşah!" vay anasını, allah' ın tikisi dedim, ekledim ibneyi. Sonra denizle gerçekten iç içe olduğunu öğrendim. bayağı hemde. Öyle ki dün gözlerimin önünde boklu dereye atlamaya kalktı. Dedi ben atlarım bu denize. Tabii kafa güzel, dereyi hala deniz olarak görüyor ibne.
--"Abii yhaa, ben denizi çok seviyom yhaa! böyle görünce dayanamıyom atlıyom" dedi. S.ktir lan dedim. Ne alakası var. Hemen eline epica' yı tutuşturdum sustu bir anda. Sonrada kulağına bir sigara uzattım. Hemen sakinleşti. Biz burda ne yapıyoruz ya derenin önünde dedi. Ayılmıştı. Sonrasını göremedim. Çoktan ayrılmıştım. Uğraşamazdım artık, içip içip sarhoş oluyor ya! Bu arada sözlüğe dönmüş tekrar. Zor olaylar hep uzak durur ondan inşallah. kespır' ı ile birlikte aynı yerde kalır yeni bir hayata ve düzene alışana kadar.
Şimdi gözlerimi kapatıyorum ve onu düşünüyorum. Yok lan kaptanı değil. dereye atlamaya çalışan sarhoşu.
her gittiği limanda kadınlara sarkıp kocalarından tekme tokattan fazlasını yiyerek dötü delik deşik olmuş limana çıkarsa başına gelecekleri bilen kaptancık.