an itibarı ile tanıdığımı farkettiğim yazar. kendisi ile çok dertleşmişliğim, öneriler vermişliğim, öneriler almışlığım vardır. her limanda ayrı bir sevgilisi olabilecek son insandır.*
+ Zall, ben bu götün nick altına boş bakınız vermek istiyorum ama olmuyor. bir ayar çekiversen sözlüğe.
- o ne demek ya? Boş bkz. de nedir? Düzgünce tanım yapsana.
+ tamam ben de tanım yapıyorum. Boşluk demek istiyorum onun için. Gerçi anlamaz o s.k kafa ama olsun.
- lan o kadar güzel şey yazmışsın onun için niye böyle diyon şimdi?
+ben
sana
aşığım
- Noluyor lan, o ne demek?
+ ya bu aralar dilime dolandı sorma!
- Ya siktir git ya.
+ Ben hem çok severim hem de böyle yaparım.
gördüm ki ayaklarına dokunulmasından hoşlanmayan bir yazar. hehe, nerden mi öğrendim? Neyse o da bende kalsın bebişim. Neyse bu gay tarzlı kayser sozer girişinden sonra daha fazla kendi modumda yazı yazmam gerekiyor. zaten sarhoşum, o beni iyi anlar.* Artık değişiyorum be büşra! Artık daha fazla gelişiyor düşünceler. "Artık çocukluk düşlerimiz kalmadı bebeğim." Sadece gülüyorum o mavi kara ben. Evet, mavi! Haklıydın sen. Yanılıyordum ben. Çünkü gerçekliği olmayan bir düşün peşinde koşuyordum ben. Çocukluktan kurtuluyorum. Görüyorum ki sen de bunu yakaladın. Yatacak 4 duvarlı bir yerdesin. Senin için ne kadar mutlu olsam da kendim için olamıyorum. Kendi gerçekliğimi göremiyorum. Güleceksin ama, geçenlerde birisi ile tanıştım. Adı 'varlık' ' tı. çok mutlu oldum. Bu adam beni değiştirdi. Bir dağa tırmandık onunla.* "Aşağı atlayalım mı?" dedi. Düşünmedim, direkt hayır dedim. Bana katacağı bir şey yoktu çünkü. Artık çocukluk düşlerim geride kaldı. Artık kendim kontrol edemiyorum ki zaten. Hatırlıyor musun sana demiştim, "ben çok fazla kişi için buradayım, onları mutlu etmek için çabalıyorum" diye... Gülmüştün... Şuan için bunu sağladım. Sadece kendimi düşünmeyi iyice bırakarak bunu yaptım. Artık görüşmeyeceğiz gibi. Gerçekten bu sefer gidiyorum. Ama ne olursa olsun seveceğim seni. Bana çok olmasada bir şeyler katan biriydin. Dostunu gammazlamanın ne olduğunu gösterdin. Seni seviyorum dostum. Hoşçakal!
ve sakın unutma!
Hayat, şekerli bir sakız gibidir. Tadı kaçtı mı ağzına yeni bir tanesini atmalısın. Ancak bu şekilde mutlu olabilirsin.
ersen, öbür kıyıya sabah erkenden varmak için adanın sırtında yola çıktığında gece yarısıydı; ordan gemiye binmek istiyordu. Ve hayallerini gerçekleştirdi, o gemiye bindi. Çünkü ihtiyacı olan buydu.
çok güçlü bir yazar kişidir. harbiden benim gibi 3 kişide kaldırır ama birazcık cimridir kanımca o kadar stajer maaşına rağmen ne bu cimrilik. alt tarafı bir bira istedim ama *
ruhum yokmuş gibi geliyor. belki de bir süreliğine saklanmıştır benden.
yoklugunda bedenimi deniyor sadece. düşünceler o olmadan akıyor bu zamanlarda. kendi varlıgını ve çevreyi sorguluyor. zamanı sorguluyor.
biliyorum. ağır adımlarla gelerek yaşatacak yine beni.
ölecegini bile bile doguyor insan, hem de hic sorulmadan kendisine... sonra da edilgen bir isi kendi yapiyormus gibi, 'iyi ki dogdun' deniyor...
su an ne dinliyorum biliyor musun? tahmin etmek hic zor degil. sanki sen söylüyormussun gibi... kelimeler senin agzindan dökülüyormus gibi. sen söylüyorsun bu sarkiyi. seni dinliyorum kaptan:
Saatim yok tam olarak bilemem
Biraz bira biraz sarap önceydi
Nasil oluyor vakit bir türlü gecmezken
Yillar hayatlar geciyor
Kayip bir bavul gibiyim hava alaninda
Yada bos bir yüzme havuzu sonbaharda
cok mu ayip hala mutluluk istemek
Neyse zaten hic halim yok
Bugün benim dogum günüm
Hem sarhosum hem yastayim
Bir bar taburesi üstünde
Babamin öldügü yastayim
Bugün benim dogum günüm
Kelimeler büyüyor agzimda
Bildigim tüm hayatlar
paramparca...!
yasliliga merdiven dayamayı kutluyoruz. kutlamak! aslinda ne uzak bir kelime degil mi bizim icin?
seni cok seviyorum. bir gün diledigimiz hayata kavusmak dilegiyle... mutlu ol!
eskişehir'e atlayıp gelen ve ilk işi beni arayan yazar.
ilkokul arkadaşının yanına gelmiş bayramda. iyi etmiş hoş gelmiş, zaten 1,5 sene sonra gelmiş eskişehir'e.
kendisi artık kaptan olmuş, sevindik bir mesleği var diye.
"hayat monoton oldu" diyor, şikayet ediyor kendileri. "boşver, en azından bir mesleğin var. bir de bu yönden bak" diyor, teselli etmeye çalışıyorum kendimce.
kanımca istanbul'da okuduğu için istanbul'un klasik kişiliği var bu yazarımızda, biraz saldırganlık biraz da ukalalık. ** fakat içindeki sevgi halen durmakta, tazeliğini muhafaza etmektedir. kendisi biraz sakin ve dingin olsa pamuk gibi insan olacak.
kılıktan kılığa girebilme yetenekleri de cabası, "ekstra olarak tiyatro da okusaydı fena olmazdı hani" diyorum kendime.
yaşadıkları nedeniyle dostluğa çok önem veren bir kişi, en eski arkadaşı sanki kardeşi gibi.