lila

    13.
  1. şöyle bir şeydir lila.



    girişteki santur ve envai çeşit enstrümanın güzelliği ile.
    2 ...
  2. 1.
  3. bir renk adı. aslında açık mordur.
    2 ...
  4. 2.
  5. eflatun. aynı zamanda bir şarkı sözüdür.
    lila lila lilla lila lila laa
    lillal lilla lillalla lillal lillal lilla
    4 ...
  6. 3.
  7. Bir küçük iskender şiiri.

    Lila

    içi hava dolu ağır vücutlar yükselirken
    patlayan elektriğin itimat ettiği mahluklar
    suyun döndürdüğü nehrin vals kıyısında
    tığla örülmüş kızlar korosu önünde
    küçük çocuklar pişirecekler acıkmış cinlere
    ve mevsime sözü geçen dolunay
    savurarak rüzgara ölümün ih(ti)mallerini
    cesedimi yeryüzüne peşin ödeyecek!

    eski caz cinayetinden beri suçsuz tutsağım
    kaç şüpheye ikram edilerek üzüldüm üzüldüm
    mü ay erir de akardı dünyaya tutunup,
    karnı doyan cin artık çocuklara masal olurdu.
    karnı doyan cin artık çocuklara engel olurdu.
    bir postacı gibi gelirdi gece boş bulunup
    kötü haberler yazardı mektuplarda imzasız, ürkütücü
    fazlaca bizden ve fazlaca esaretten sözeden
    keşfettiği toprak kendisinden
    daha fazla ilgi çeken
    fakir bir kaşiftim o dönmedolap kentinde:
    ilk cin, içi hava dolu ağır vücutlar yükselirken
    içi sonbahar dolu bir sevgili gibi
    karama vururdu!
    yüzümü bir kez sır verdiğim ayna ah ayna
    yüzümü alıp nehre kaçardı, nehir aynada kururdu!

    yalandı küçük çocukları kandırıp benim yediğim
    eğer yüzüyorsam yalnızca derilerini
    üşüyeceklerse bir vedada
    iyi üşüsünler diyedir!

    ve eğer
    leylakların işine son veriyorsa aşk
    taklitlerinden sakının diye!
    mesela o limanın canlı hikaye sarrafı
    mesela o belli belirsiz himaye
    mesela gözlerine kurşun gibi sürülen o bordo
    o ikiz kardeşim ölümsüzlük
    ve nükseden ormanlarım
    ve o nükseden ormanlarımda bir davetsiz bıçakmışcasına
    beden denilen kınından çekilip hayatına saplanan ruhum
    ve o döne döne, tülleri omzuma çekiştirerek gelen rüzgar
    olsun, sonbaharda gözkapaklarım dökülürmüş, ne çıkar!

    unutulmuş bir meleğin güncelerinde geçmiş adın ilk kez
    sana lila demişler sen lila olmuşsun
    lila rengi bir leopar
    lila rengi bir cengaver
    lila rengi bir enderun kenti olmuşsun
    sana ölmeye gelmiş sevenler ve bilgeler
    kalpleri kaşık
    fikirleri su;
    bir bedevi diz çökmüş dip akıntılarında.

    sana lila demişler lila diye çağırmışlar
    sen lila olmuşsun
    bir lir, bir kemanı, gece olunca kıskanırmış yalnızca

    tanrı her kış başlangıcında
    bir melek kurban edermiş kendine
    sen: elleri mücevher olan
    sen: bakışları vaaz olan
    sen! hep bir başkalarında hep bir başka olan tanım
    seni severek seni daima ben tanımladım!
    ne samansarısı ne annabel lee ne elsa
    ve eğer senin hakikaten bir adın varsa
    ve eğer senin bir adın olacaksa bundan sonra
    ben bir şair olarak taşıdığım bu şerefli adı

    bir sana bağışladım!

    bir sana bağışladım ben bir sana tasvirimi
    sen o çılgın gibi dörtnala atların sürdüğü faytonla
    cehenneme yetişmek zorunda olan!
    sen o mahşeri tokatlayan güzel orospu!
    sen o kalbimin tekrarı çıban!
    sen o yatağımda üstünde seviştiğimiz çarşafla boğduğum
    zencefil kokan, kekik kokan, pamuk kokan oğlum!

    ne samansarısı ne annabel lee ne elsa
    ve eğer senin hakikaten bir adın varsa
    ve eğer senin bir adın olacaksa bundan sonra da
    ben bir şair olarak taşıdığım bu sefil adı

    bir sana bağışladım
    bağışla beni çocuğum lila!
    bağışla beni!
    hiç değilse bugün, bir sen bağışla!
    2 ...
  8. 4.
  9. robert pirsig'in ayrıntı yayınları'ndan çıkan ikinci kitabı.
    ilk kitabı Zen ve Motosiklet Bakım Sanatı'nda Robert Pirsig,
    ovalar ve bataklıklardan başlayıp dağların
    doruklarından aşarak denize kadar uzanan motosiklet
    yolculuğunu aklın, akılcılık geleneğinin ve bu geleneğe
    bağlı değerlerin sorgulandığı bir felsefi şölene dönüştürmüştü.
    Lila'da ise şölen kaldığı yerden, denizden devam ediyor.
    Yazar, bir başına denize yelken açıp yeni kitabını yazmayı umarken
    zoraki bir yol arkadaşı katılıyor yanına: Lila.
    Ve en akıl almaz dörtlü olan deniz, felsefe, cinsellik ve delilik üzerine
    bir yolculuk başlıyor...
    Lila, yine de yalnızın, bir düşünce isyancının kitabı;
    asırlık otoritelerin kibrinden de, akademik gösteriş ve
    sahtelikten de bıkmış, düşüncenin derinliklerine dalmayı seven,
    duyarlı, gözlemci bir ruhun yolculuk notları...
    2 ...
  10. 17.
  11. 7.
  12. mor desen değil, pembe desen hiç değil, ne lan bu denilesi renktir. morun içine beyaz katılmış halidir heralde. açık mordur.
    2 ...
  13. 12.
  14. 23.
  15. sevmem bu rengi ama, marjinal bulurum. kulağa da hoş gelir. bir çiçeği anımsatır.
    fransızca da ''lilas'' kızlara takılan isimdir.
    0 ...
  16. 6.
© 2025 uludağ sözlük