zamanında almanya'dan gelen akrabaların ve komşuların çantasından eksik olmayan, bilerek mi yoksa garip bir tutkuyla bağlı oldukları için mi her daim yanlarında taşıdıklarını anlayamadığım çikolata.
çocukluğun en güzel eğlencelerindendir. ısırınca o küçük dudaklarının her yanından akar, tadı kirlenmenin getirisi anne dayağına bedeldir. hatta kötek sever tip annenin bayramda misafire hazırladığı o küçük likör ve kahve tabağını da hiç eder.
ilk kez yiyeceklerin yanında mutlaka deneyimli birinin olmasını gerektiren çikolata. likör falan heyecanıyla ısıranlar var. yapmayın, etmeyin, liköre yazık, dökülür o.
vakt-i zamanında bir arkadaşım getirmişti bunlardan sınıfa, matematik sınavı öncesi 8 tane indirmiştim mideye. çok eğlenceli bir sınav olmuştu ki bu da böyle bir anımdır.
şu anda kızdığım, ama nedenini bilmediğim, sevdiğim bir arkadaşımdır.
nedenini bilmiyorum ama kafayı yiyebilirim.
çok sinirlendim, öyle böyle değil bak.
bayram bayram yedikten sonra likörlü olduğunu öğrendiğim, annem henüz yarısını yemişken söylediğim ama yedim artık deyip diğer yarısını da ağzına attığı çikolatadır.