yayıncı kuruluşun her iki oyuncuyu geldikleri yerlere, kendileri için ödenen ücretlere göre değil, oynadıkları mevkilere ve takım kaptanı olmalarına binaen yaptığı kıyaslamadır. derbi öncesi ortamı germeye gerek yoktur.
kendi futbolcusuna güvenen insan kıyaslamadan korkmaz. zaten maç sahada oynanır, istatiski iyi futbolcunun takımına üç puan verilmiyor ki. sabri ile alex bile kıyaslanabilir ve sabri'nin bir kaç üstün özelliği çıkabilir. galatasaraylıların hagi için yaptığı saçma yorumları tekrarlamanın anlamı yok bence.
arda komplike bir oyunla maçın adamı olmaya çalışır belki kendince. ama diğer yandan bakınca oyunu kurtarması için de bir şeyler yapması gerekmektedir. aslında komplike bir şey de yoktur ortada ama öyle bir hal alır ki durum kendi bile içinden çıkamaz. fark da burada başlar zaten. en azından son zamanlarda öyle görünüyor *. bazen olur, genelde patlar. çok uzun sürdü dimi anlatmak?
alex'e gelelim. basit ama akılcıl bir oyunla hedefe tam olarak kilitlenir. şemayı, gördüğü an kafasında kurar, artistlik yapmak peşinde koşmadan çok basit paslarla zemini hazırlar ve hiçbir zaman patlamaz. bakın ne çabuk bitti.
bu bir kıyaslamadan çok tanımdır. şimdi ikisini tartın, kıyaslama yapacaksanız ondan sonra yapın. denk görürseniz tabii.
futbol mantalitesi holiganizm üzerine kurulu insanlar kendi takımının oyuncusunu savunacaktır. iki takımın da taraftarı değilim, tarafsız bakıyorum olaya. alex daha iyidir. galatasaray'lı da olsaydım böyle derdim. neden futbol hakkında her soruya holigan gibi yaklaşıyoruz ki? enteresan enteresan düşünceler dökülmüş. illa alex'in fenerbahçe alt yapısından mı gelmesi gerekiyor du? bunu diyenler hagi'yi savunurken böyle bir ifade kullanıyor mu? ama o hagi değil mi? bazı düşünceleri şu taraftarlığınızı işin içine katmadan cevap verin. resmen alex açıkca önde işte.