insanlara yemek, sıcak bir yer, sağlık, barınak, meslek sağlayıp onlardan özgür düşünceyi almak mı?
yoksa
özgür düşünceyi onlara bırakıp temel gereksinimlerini karşılayamamak mı?
işte binlerce yıldır tartışılan mesele canlı canlı karşımızda. hangisi daha önemli? hangisi daha doğru? hangisi daha mutlu eder? hangisi "olması gereken"?
içerisinde ahlaktan tutun devlet anlayışına toplumun parçası olan insana ve birey olarak insana kadar her türlü soruları-sorunları barındıran canlı bir örnektir "libya"
hangi yönetim biçimi? mutlu eden mi? özgür kılan mı?
özgürlük?
bilmiyorum ama şöyle bir şey var:
"ateşten ve yiyecekten yoksun bir insan için özgürlük hiç de acelesi olmayan bir lükstür." *
savaş öncesi günlük petrol üretimi 1 milyon 600 bin varil olan ülkenin savaştan sonra 531 bin varile düşmüş.günlük petrol üretiminde 3 kat düşüş sözkonusu.
geçici hükümetin petrol ve maliye bakanı ali tarhuni 8 ay süren savaşta duran petrol üretiminin günde 531 bin varile ulaştığını açıklamıştır.tarhuni petrol üretiminin beklenen hızla düzeldiğini söyledi.
devrik lideri muammer kaddafi'ye yakalanmadan önce silahlı eskortluk yapan 19 güney afrikalı paralı askerin libya'da mahsur kaldıkları ortaya çıkmıştır.
bir diktatörden kurtulduklarına sevinen ama bundan sonra olacakları öngöremeyen halkın yaşadığı ülke. üstüne bir de şeriat getirmişler, tam demokratik olmuşlar. kaddafi'ye dönüp dönüp teşekkür edeceksiniz ilerde.
uğruna liderlerini yamyamca linç ettikleri amerikan usulü demokrasi ile paklanmanın ilk meyvesini(!) almış, şeriat resmen ilan edilmiştir. alın tepe tepe kullanın sam amca'nızın hediyesi yeni, çağdaş, aydınlık libya yı.
bir ülkenin kendi insanları tarafından nasıl batırıldığına kusursuz bir örnektir. işte buraya yazıyorum, katledip cesedini sürükleyen o çılgınlar çok değil 10 yıla kadar o sürükledikleri kaddafi'nin bokunu bile arayacaklar açlıktan ölmemek için.
oyunda son perde'nin yaşandığı ülkedir. bugüne kadar iyi-kötü batı ve amerika'ya karşı tek tabanca durabilen bundan sonra batının oyuncağı olabilecek ortadoğu'nun kaynar kazanıdır.
bir 10 yıl sonra ancak işgalden kurtulur. yıllar sonra bu entrymi editleyeceğim. libyanın amerikan demokrasisinden kurtulduğu gün. güzel libyanın epaphosun kızının.
kaddafi rejiminin sona erdiği ülkedir.
şu aşamada ülkenin tek meşru temsilcisi geçici konseydir. ancak;
libya'da bundan sonra olacaklar/olması beklenen ve beklenmeyenler, durumun henüz netliğe kavuştuğunun, ülkede demokratik bir rejime geçileceğinin göstergesi değildir.
libya'da öncelikl muhalif grupların iktidara geleleri demokrasiye geçileceğinin değil, yeni bir dikta rejiminin peydah olacağının işaretidir. kaddafi yakalandığında yansıyan görüntüler bile bir işarettir. ülkede hali hazırda aktif siyasette bulunan kişilerin önemli kısmının kaddafi rejiminden kalan insanlar olması, kabileler arasındaki çekişmeler, ve kaddafi yanlılarının yeni rejimden dışlanmamak gerektiği gibi konular muhaliflerin yeni dönemde en azından yalnız başlarına ülkenin yönetimini yürütemeyeceklerinin en bariz gerekçeleridir. tüm bu sorunlar aşılsa bile geçilecek yeni rejimde ne tür siyasal bir sitemin ortaya konulup izleneceği de en çetrefilli konulardan biridir.
bu noktada ise malesef yine nato ve diğer küresel güçlere ihtiyaç vardır. libya'dan çekilerek ülkeyi istikrarsızlığa sürüklemek yerine belirli bir süre kalarak ülkenin demokratik geleceği için çaba göstermelidirler. yani tabiri caizse sıçtıkları boku temizlemek durumundadırlar.