türk askeri' nin silahları hiçbir zaman libya halkına doğru dönmeyecek diyen hükümet 2 gün sonra mecliste libya' ya asker gönderme kararını aldırmıştır. evet türk askeri sıcak temasa girmeyecek belki ama koalisyon güçlerine lojistik destek sağlayacak, akdeniz de savaş gemilerini hazır bulunduracak böylece bombardımanın sorunsuz yapılmasına katkıda bulunacak ve orada yüzlerce masum insanın ölmesine "yardımcı" olacak yani başbakan' ın silahlarımızın libya halkına dönmeyeceği sözü tamamen populist ve halkımızı kandırmaya yöneliktir.
akp'lilerin dış siyaset başarısı olarak görecekleri tezkere. akp seçmeni hadi politikadan zerre alamaz da, e hacı siz müslüman değil miydiniz ne oldu adet gününüze mi denk geldi.
giden gemiler "kaddafi'ye uygulanan silah ambargosunun denizden denetimi ve insani yardımların sevkiyatı" amacıyla oradalar, türkiye'nin üstlendiği görev budur. yani kaddafi'nin ve askerlerinin savaşı ve akmakta olan kanı sürdürmesini engellenmesi için.. biraz okuyun, moron olmayın. türk askeri pakistan'daki "türk barış gücü birliği" gibi bir misyon üstlenmiştir.
libya tezkeresiyle meclisin üstlendiği misyon küresel sermayenin çıkarlarının korunmasıdır. durup dururken çıkmadı libya da olaylar, kaddafiye karşı olan muhalifler desteklenerek ortalık karıştırıldı. insani yardımdan kasdedilenlerden biri de muhaliflere silah yardımı yapılmasıdır. böylece abd istediklerini kara operasyonuna gerek kalmadan gerçekleştirecektir.
--spoiler--
eskiden dış siyasetimiz 2 başlıydı: asker, hükümet ya da dış işleri aktörlerinden oluşan 2li kombinasyon uyumsuz stratejiler kurup çatışırlardı.
--spoiler--
birilerinin komplo teorisine göre, ırak ve afganistan'daki askerleri ailelerine kavuşturacak diye seçilmiş bir devlet başkanının yönettiği amerika'nın libya'ya kara operasyonu ve işgal planının bir parçasıdır.
Türk askerinin Lüzumsuz şekilde kullanılacağı tezkeredir.
Arkadaş bıktık lan birilerinin boş işlerini yapmaktan. Arapları silahsızlandırmak için israil'e yardıma gideriz, Libya'da saçmasapan işler yapmak için gideriz, anasını sattımın sınırımızda Kürtler devlet kurar, Irak bölünür parçalanır ama orada hiçbir işe bile bulaşamayız.
Adam gibi hükümet olsa bastırırdık libya'nın kaynaklarının bölüşülmesinde payımıza düşen ne varsa alırdık. işte o zaman orada Türk askeri ayakçı olarak değil adam gibi Türk çıkarlarını korumak için bulunurdu.
Gerçi diyorum Sınırımızdaki ülkede kaynaklar paylaşılırken, Kürtler devlet kurarken bu hükümet ağzını açamadı, oturdu oturduğu yerde.
Utanç kaynağı tezkeredir. sözüm ona türk ordusunun ve türkiye cumhuriyeti'nin bölgedeki rolünü vurgulamak amacıyla çıkartılmış tezkeredir. oraya giden ordu benim ulusumun ordusu değildir dememi sağlamış tezkeredir.
türk milletini temsil etmeyen iktidar ve meclis içi partilerinin utanç verici icraatıdır. fırsattan istifade gazze'yi bombalayan israil'e de yardım etmeleri muhtemeldir. asıl soru türkiye işgal edilirken ne yapılacağıdır.
inanıyorum diyipte akp ye oy çakanların o inandıkları öteki tarafta kıçlarına kacacak mermileri gösteren durumdur.
hoş chp ve kısmen mhp de onaylamış onlara da artan kaçar heralde.
kıbrıs işgali sırasında ambargoya rağmen türkiye'ye fiyatının çok altında petrol veren, her türlü yardımı yapan,destekleyen tek ülkeye ve halkına yapılmaması gereken ayıptır. yüzkarası durumdur. o tezkere için oy veren herkese yazıklar olsun! aşağıdaki yazı dost bir ülkeye ve halka atılan kazığı ve yapılan ihaneti çok iyi anlatmaktdır.
--spoiler--
Libya, Kıbrıs Barış harekatı sırasında, Türkiye'ye uygulanan Amerikan ambargosuna karşı Türkiye'ye askeri ve sivil alanda yardım yapan tek ülkedir.
Kıbrıs Barış Harekatı sırasında Türkiye'nin Libya Maslahatgüzarı'nın gece yarısı saat 2 : 00'de telefonu çalmış ve telefonun diğer yanında Libya lideri Muammer Kaddafi yüksek ses tonuyla konuşmaya başlamıştır. Muammer Kaddafi, Türk maslahatgüzarına, Kıbrıs olaylarını yakından takip ettiğini, böyle durumlarda cesaret gösteren devletlere emperyalist ülkelerin elbette ambargo koyacaklarını, yakıt, yedek parça ya da daha başka bir şeye ihtiyaç olursa Libya depolarının Türklere açık olduğunu, Libya'nın elinde olmayan bir şeye ihtiyaç olması durumunda ise adımıza alabileceklerini bildirmiştir.
Peki, Libya'yı işgale giden ülkeler ile Türkiye arasında nasıl bir ilişki vardır.
Libya'ya 20 uçakla bomba yağdıran Fransa, Kurtuluş Savaşı sırasında Ermenilerle birlikte Adana, Maraş, Gaziantep ve Şanlıurfa'yı işgal etmiş ve bu bölgede küçük bir Ermenistan devleti kurmaya çalışmıştır. Türkiye'nin AB üyesi olması önündeki en büyük engel ve Ermeni Soykırımı yalanının arkasındaki en büyük destekçi de Fransa'dır.
Libya'ya denizatlılarından müttefiki ABD ile birlikte Tomahawk füzesi yağdıran ingiltere, Osmanlı imparatorluğu'ndan kiraladığı Kıbrıs adasını ilhak etmiş, Çanakkale'de yüz binleri şehit verdiğimiz çarpışmalarda işgal güçlerinin arasında aktif olarak yer almış, Kurtuluş Savaşı sırasında Türk topraklarının Yunan askerlerince işgal edilmesine destek olmuş, istanbul'u fiili olarak işgal etmiş ve Anadolu topraklarında Türk kanı dökülmesine açık destek vermiştir.
Libya işgaline üs vererek destek olduğunu açıklayan italya, Kurtuluş Savaşı sırasında işgal güçleri arasında yer almış ve Antalya ve Konya'ya italyan işgal birlikleri girmiştir. işgal güçleri ile aralarında çıkan anlaşmazlıklar sonucunda italyanlar işgal ittifakından kopmuş olsa da Anadolu topraklarında işgal askeri bulunduran ve Türk kanı döken ülkeler arasında yer almıştır.
Libya'da destekledikleri ve silahlandırdıkları güçlerle isyan çıkarıp bu ülkeyi işgal etmeye giden emperyalist ittifak, Suudi Arabistan'da ya da Bahreyn'deki halk isyanları nedeniyle bu ülkelerdeki diktatörleri desteklemeyi tercih etmektedir.
Kıbrıs adasına Barış Harekatı yapılırken Türkiye'ye karşı ambargo uygulamayan tek ülke olan Libya, bugün Kıbrıs adasındaki ingiliz üssü Ağrotur'dan kalkan uçaklarla bombalanmaktadır.
Bütün bu gerçekler ortada dururken, Libya'da asrın diktatörüne karşı demokrasi mücadelesi veriliyormuş, gibi çığlıklar atan iğrenç işbirlikçilerin ağızlarından dökülen salyaları görmüyor değiliz. Tarihi, emperyalist işgali, ikiyüzlülüğü, petrol planlarını ve haksız savaşlarda ölen masum insanları düşündükçe, EMPERYALiST iŞGALLERE KARŞI uyanık olmamız gerektiğini bir kez daha hatırlatmak istiyorum.
Bir ülkede emperyalist dış güçlerce para ve silahla beslenen isyancılar yaratıp bağımsız devletler işgal edilmeye başlanırsa, sıranın Türkiye ya da KKTC'ye gelmeyeceğini kim iddia edebilir. Türkiye ve KKTC'de emperyalist ülkelerin fonlarıyla desteklediği işbirlikçi sivil (!) toplum örgütleri ve dernekler yaratmalarının anlamı ne olabilir? Bu gelişmeler, yeni emperyalizmin yeni taktiği ile ilişkili olabilir mi?
Bağımsız bir ülkede iç karışıklıklar yaratıp bir ülkeyi işgal etmek; : Yeni emperyalizm, bu yöntem ile kaç ülkeyi daha işgal edecek göreceğiz.