Varoluslarını amerika ve ab'ye baglamıs olan, genelde tekelci sermayeden ve medyadan nemalanan, kendi ülkesini hor gören, "niye bizim de bir new york umuz olmasın" diyen, el degmemis güzelim sahillerimizi ve dogamizi turizme acip mahvetmeyi isteyen, devletin egitim ve saglik gibi hizmetlerinin paralı olmasını savunan, zaten özelleştirmecinin önde gideni olan sahsiyetlere verilen isimdir.
her devrin adamı olan adamlardır(adam biraz ağır oldu galiba). her hükümete uyumlu olmaya uygun görüşleri ile bir tasarım harikalarıdır. su gibi girdikleri kabın şeklini alırlar.. uzun bir listeleri vardır ve ne yazık ki her hükümet bu tarz adamları tutar, sever, kucağına oturtur ve baştan inme tehlikesi baş gösterene kadar bırakmazlar. halkımızın hafıza durumu da bunların ömrünü uzatır haliyle...
Liberal ekonomiyi ve liberal siyaseti savunurken çabucak zengin olmayı amaçlayan ve bu yolda hiçbir değer yargısını kabul etmeyen, her şeyi mubah gören kimse.
"babalar gibi satarım, kar etse de satarım" adamıdır. milletin çıkarı önemli değildir bunlar için. ılımlı ılımsız her türlü yönetim şekline uyum sağlayabilirler. mali piyasalardan, faizden ve ab-abd ikilisinden otlanırlar. globalleşme ve dışa açılım adı ile ithalat patlaması yaşatırlar ülkeye.
ülkesinin çıkarlarını kendisinden başka savunan kimse kalmamış gibi "ulusalcı" ayaklarına takılan bünyelerin uydurduğu kelime. kendi savundukları görüşü eleştirenlere saldırarak yanıt verebilen bu bamyalar, liberal görüşü savunan insanlara "akılları" ölçüsünde lakap takmaktan utanmaz olabilirler.