Loş sokaklarda bir yerlerde beni mi beklersin?
Ey kalbimi çalan hırsız söyle nerdesin?
Yad ellerde mutluysan neşemsin,
Laleden tacınla hep hayalimi süslersin,
Adını kalbime yazdım, uzakda olsan benlesin.
Bosnalı Leyla büyük bir kâbusu atlatmıştı: Bosna'daki toplama kampında geçirdiği iki yılı. Binlerce kadının travma geçirmesine neden olan savaşın karanlık ve baskıcı yüzünü anlatan bir kadın... Onun isyankâr öyküsü ve acıyla dolu dokunaklı kaderi...
Bu kitabın kapağını açmadan önce, cehenneme açılan bir kapının eşiğinde olduğunuzu bilmelisiniz. insan denilen yaratığın bütün kötülüklerini sergiye çıkarttığı bir coğrafyaya, Balkanlara adım atacaksınız. Kadınların beden ve ruhlarının nasıl lime lime edildiğini okurken insan uygarlığı denilen barbarlıktan kaçıp, en vahşi hayvanların şefkatli uygarlığına sığınmak isteyeceksiniz. -Sydsvenska Dagbladet.
Bu kadar acı ve yürek burkucu bir kitap okumadım. Ağlayarak elimden bıraktığım kitaba her seferinde geri döndüm. Korkunç bir öyküydü. Bir zamanlar basın organlarında Yugoslavya'nın adıyla birlikte duyduğum etnik temizlik, toplama kampı, toplu tecavüz gibi sözcüklerin ne anlattığını bu kitapla anladım. -Allt om Böcker
Balkanlarda neler olup bittiğini anlatan sarsıcı bir kitap. Leyla kendisinin ve başka kadınların yaşadıkları cehennemi haykırıyor... Bu kitabı sonuna kadar okuyup bitirmeden duramıyorsunuz. -Svenska Dagbladet
Eğer yetkim olsa her okula insanlık dersi diye bir ders koyar ve bu kitabı herkesin okumasını zorunlu kılardım. -Dagens Nyheter
Perde kalktığında bin hayat bahşedendir leyla. insanın tamamlanmayı bekleyen yarısıdır. var olan güzellikleri ayan kılan nurdur, ışıktır, sevgilidir, güzeller güzelidir.
Gel ey Leylâ, gel ey candan yakın cânan, uzaklaşma!
Senin derdinle canlardan geçen Mecnun'la uğraşma!
Düşün: Bîçârenin en kahraman, en gürbüz evlâdı,
Kimin uğrunda kurbandır ki, doğrandıkça doğrandı?
Şu yüz binlerce sönmüş yurda yangınlar veren kimdi?
Şu milyonlarca öksüz, dul kimin boynundadır şimdi?
Kimin boynundadır serden geçip berdâr olan canlar?
Kimin uğrundadır, Leylâ, o makteller, o zindanlar?
Helâl olsun o kurbanlar, o kanlar, tek sen ey Leylâ,
Görün bir kerrecik, ye's etmeden Mecnûn'u istîlâ.
bosnalı bir kızın yürek burkan tüyleri ürperteen gerçek öyküsüdür.
Bu kitabın kapağını açmadan önce, cehenneme açılan bir kapının eşiğinde olduğunuzu bilmelisiniz. insan denilen yaratığın bütün kötülüklerini sergiye çıkarttığı bir coğrafyaya, Balkanlara adım atacaksınız. Kadınların beden ve ruhlarının nasıl lime lime edildiğini okurken insan uygarlığı denilen barbarlıktan kaçıp, en vahşi hayvanların şefkatli uygarlığına sığınmak isteyeceksiniz
Bosnalı Leyla büyük bir kâbusu atlatmıştı: Bosnadaki toplama kampında geçirdiği iki yılı. Binlerce kadının travma geçirmesine neden olan savaşın karanlık ve baskıcı yüzünü anlatan bir kadın... Onun isyankâr öyküsü ve acıyla dolu dokunaklı kaderi...
Balkanlarda neler olup bittiğini anlatan sarsıcı bir kitap. Leyla kendisinin ve başka kadınların yaşadıkları cehennemi haykırıyor... Bu kitabı sonuna kadar okuyup bitirmeden duramıyorsunuz.
güzel bir boşnak kızının sırp katliamında yaşadıkları anlatılır bu kitapta. bir gecede bitirilebilecek, insanlığımızı sorgulatacak gerçek bir yaşam hikayesidir.
(bkz: http://www.ilknokta.com/urun/107300/Leyla.html)
en sevdiğim kadın isimlerinden biri. hele erkan oğurun söylediği kerpiç kerpiç üstüne kurdum binayı türküsündeki "ah leyla, leyla, leyla etme bu nazı. gel barışalım baban kıysın nikahı" kısmına bayılıyorum.