öcalan tarafından geri plana atılan kişidir. nedenine gelince, avrupa kamuoyunda kürtlerin sorunlarını anlatma konusunda ön plana çıkan zana bu yolla parladı ve öcalan'a bu durum bildirilence hemen önünü kesti. çünkü öcalan kürt sorunu konusunda bir tek kendisinin muhatap alınmasını istemektedir.
dokunulmazlığı aylar önce kalktığı halde kılına zarar gelmemiş kökten pkklı siyasi figür.
veya kukla, ne yazacağıma tam da karar veremedim.
erdoğan, bdpkklı vekillerin dokunulmazlığının kalkacağını bu sayede yargılanabileceklerini ima ediyor.
e leylanınki aylar önce kalkmıştı, nasıl olacak?
diğer bdpkklılar, bu leyladan daha mı beterdi yani.
alfabenin ilk harfidir. onu tanimadan gerisini ogrenmek zor.
ablamin adini daha niye hapse atildigini, kac yil yatacagini kavrayamadigim zamanlarda ogrendim. "keca kurda" dendiginde akla gelen ilk o'dur.
ha istr bu leyla zana, akp'den milletvekili olmadikca ya da mesela devlete biat etmedikce gozumde degismeyecektir.
atilmasi, satilmasi o kadar da kplay degil. leyla zana'lar her gun yetismiyor.
kaldi ki ayarin kralini vermistir tayyip'le gorusmesinden sonra. bol-yonetcilerin hevesini kursaklarina kilitlemistir. daha neden her firsatta hatirlatiliyor anlamiyorum.
leyla zana oyle kolay biat etmeyecektir. ederse zaten cantalari toplayip gidebiliriz. guvenecek kimsemiz kalmadi demektir.
1961 diyarbakır doğumlu leyla zana 14 yaşındayken, hapisten yeni çıkmış olan 34 yaşındaki mehdi zanayla evleniyor.
evlendikten sonra okuma yazma öğrenmiş,dışarıdan ortaokul ve lise diploması almış,
eşi mehdi zananın(öcalanla arası iyi değildir) isteği üzerine mecliste kürtçe yemin etmiş,
bölücülük ve tahrik suçundan 10 yıl hapis yatmış,
eşi mehdi zananın pkkya ve dtpye yönelik ağır eleştirilerinden dolayı ailesiyle
öcalan arasında kaldıktan sonra ailesini tercih etmiştir.-öcalan leylaya söyleyin bıraksın kocasını demiştir- leyla zana buna rağmen eşini bırakmamıştır ve öcalanla arası açılmıştır. daha sonra 2005 nevruz kutlamalarında öcalanın ablası fatma öcalan'ın elini öperek aradaki buzları eritmek istesede tam olarak başarılı olamamıştır. 2007 nevruz kutlamalarında öcalana methiyeler düzmüş ve "kürtlerin üç lideri var mam celal, kak barzani ve başkan öcalan" diyerek öcalana ve pkkya siyasete dönmek istediğinin sinyallerini vermiş ve kabul edilmiştir.öcalan leyla zananın yerine geçirileceği korkusunu yaşasada zanadan vazgeçmemiştir ve yakalandığında da ilk mektubu zanadan almıştır.
silah güvencedir şeklinde söylemlerle pkknın silah bırakmasını istemeyen zana son günlerde kürt sorununu recep tayyip erdoğan çözer diyerek tekrar gündeme gelmeyi başarmıştır. bu söyleminden dolayı bdpden ve pkkdan tepki görmüştür. selahattin demirtaş "leylayı leyla yapan mecnunun aşkıdır" diyerek zanaya gücünü nerden aldığını hatırlatmıştır. zananın başbakanla görüşmesinden olumlu sonuçlar alınmayacağına dair öngörüler çok olsada zamanla etkilerini hep birlikte göreceğiz.
görüşme öncesi kızgın boğalar gibi leyla zana yı linç girişimi başlatıldı, bu gün gerçekleşen görüşmede leyla zana nin osla görüşmeleri ve imralı tecritinin son bulmasını talep etmesiyle pisikolik savaş yürüten anlı şanlı medyamızın yalanları orta da kaldı. bu görüşme böyle olması her iki halk için olumlu bir adım. ne kadar tutar bilinmez.
altında hangi sebep olursa olsun, kimlerin oyuncağı olursa olsun, bazılarının kuklası olursa olsun barış için, silahların susması için fırsat verilmesi gereken şahsiyet. belki bu gibi hamleler de gözlerimizi boyamak adına yapılıyor olabilir, belki boşa çırpınışlardır, belki de iyi polis, kötü polisten iyisi rolüne girmiş birisi olabilir. beni bu sebepler ilgilendirmiyor. ilgilendiren tek şey bunun gibi hamleler sonrasında tetiklerden ellerin çekilmesi ve bir annenin daha şehit gözyaşı dökmemesidir. gerisi teferruat.
belkileri, amaları kenara koyun ve savaşsız günlerin özlemine bir şans verin.
peşinen bir not; leyla zana yada tayyip erdoğan ı sevip sevmemek konu dışıdır. nefret duygularını, sırf yine yeniden analar ağlamasın diye içinize gömün. tony blair in dediği gibi "silahı bırakıyorsa şeytanla bile masaya otururum".
kürt siyasetinin tek bir programının ve çizgisi olmadığının bir kanıtıdır aynı zamanda.
kürt sorunu gibi hem ulusal hem de sınıfsal nedenlere dayanan bir meselede Tayyip erdoğan ve hükumetinden medet ummak için ya saf ya da dilim varmıyor ama "satılmış" olmak gerekir. umarım ikincisi değildir, göreceğiz.
