fuzuli'nin dünyaca ünlü mesnevisidir.hikaye kısaca şöyledir
"Mecnun, bir kabile reisinin dualar ve adaklarla dünyaya gelmiş olan Kays adlı oğludur. Okulda bir başka kabile reisinin kızı olan Leyla ile tanışır. Bu iki genç birbirlerine aşık olurlar. Okulda başlayıp gittikçe alevlenen bu macerayı Leyla nın annesi öğrenir.
Kızının bu durumuna kızan annesi, kızına çıkışır ve bir daha okula göndermez.
Kays okulda Leyla yı göremeyince üzüntüden çılgına döner, başını alıp çöllere gider ve Mecnun diye anılmaya başlar.
Mecnun un babası, oğlunu bu durumdan kurtarmak için Leyla yı isterse de Mecnun (deli, çılgın) oldu diye Leyla yı vermezler. Leyla evden kaçarak, Mecnun u çölde bulur.
Halbuki o, çölde âhular, ceylanlar ve kuşlarla arkadaşlık etmektedir ve mecâzî aşktan ilâhî aşka yükselmiştir. Bu sebeple Leylâ yı tanımaz.
Babası Mecnûn u iyileşmesi için Kâbe ye götürür. Duâların kabul olduğu bu yerde Mecnûn, kendisindeki aşkını daha da arttırması için Allahü Tealâya duâ eder:
"Ya Rab belâ-yı aşk ile kıl âşinâ beni
Bir dem belâ-yı aşkdan etme cüdâ beni."
Duâsı neticesi aşkı daha da çoğalır ve bütün vaktini çöllerde geçirmeye başlar.
Diğer tarafta ise Leylâ da aşk ıstırabı içindedir. Bir zaman sonra âilesi, Leylâ yı ibn-i Selâm isimli zengin ve îtibârlı birine verir. Ancak, Leylâ kendisini bir perinin sevdiğini ve eğer kendisine dokunursa ikisinin de mahvolacağını söyleyerek ibn-i Selâm ı vuslatından uzak tutmayı başarır.
Mecnûn, çölde, Leylâ nın evlendiğini arkadaşı Zeyd den işitince çok üzülür. Leylâ ya acı bir sitem mektubu gönderir. Leylâ da durumunu bir mektupla Mecnûn a anlatır.
Kendisini anlamadığından dolayı o da sitem eder.Bir müddet sonra Mecnûn un âhı tutarak ibn-i Selâm ölür. Leylâ baba evine döner.
Bir çok tereddütten sonra her şeyi göze alarak, Mecnûn u çölde aramaya başlar. Fakat Mecnûn, dünyadan elini eteğini çekmiş ilâhî aşk yüzünden Leylâ nın maddî varlığını unutmuştur. Leylâ, çölde Mecnûn u bulduğu hâlde, Mecnûn onu tanımaz.
Leylâ onun erdiğini anlarsa da yine onsuz yaşayamaz. Hastalanıp yataklara düşer. Kısa zaman sonra da ölür. Mecnûn, Leylâ nın ölüm haberini öğrenir. Gelip mezarını kucaklar, ağlayıp inler;
Bir müddet sonra Mecnûn un sâdık arkadaşı Zeyd rüyasında, Cennet bahçelerinde birbiriyle buluşmuş iki mesut sevgili görür. Bunlar kimdir? diye sorunca, derler ki:
"Bunlar Mecnûn ile onun vefalı sevgilisi Leylâ dır. Aşk yoluna girip temiz öldükleri, aşklarını dünya hevesleriyle kirletmedikleri için burada buluştular."
islam edebiyatlarında mesnevi konusu olan aşk hikayesi.hikaye kahramanlarının gerçek kişiler olduğu sanılmaktadır.bir rivayete göre mecnun, şair Kays b.mülevvahal-amiri'nin lakabıdır ve bu hikaye onun şiirlerinin yorumundan doğmuştur.
bir feryat yıllarca cevapsız kaldı
öyle bir feryat ki bu duyan ağladı
hasret dolu çile dolu sevgi dolu dert dolu
böyle aşk dünyada hiç yaşanmadı
hasret dolu çile dolu sevgi dolu dert dolu
böyle ask bir daha hiç yaşanmadı
aşkımın gözyaşları tek ümidim hala
döktüğüm kanlı yaş yalnızlık ne fena
mahşerde seni seni leylaa leylaa leylaa...
ölmek bir son değil bize seven ölümsüzdür leyla
dünya döndükçe biz varız sevdikçe leyla
biz varız leyla
bir efsane olduk dertle çilede
hep sordular mecnun leylan nerede?
dedim ki leyla bende gündüzümde hem gecemde
kaderimde feryadımda son nefesimde
dedim ki leyla benim gündüzümde hem gecemde
kaderimde kederimde her nefesimde
aşkımın göz yaşları tek ümidim hala
döktüğüm kanlı yaş yalnızlık ne bela
mahşerde seni senii leylaaa leylaaaa leylaaaaa...
leyleaea leylaea leylaea
ölmek bir son değil seven ölümsüzdür leyla
dünya durdukça biz varız sevdikçe leyla
sevdikçe leyla
leylaaa
mecnuun...