burak aksak'ın da dediği gibi bu dizi hayatta kaybedenlerin dizisi. bu dizi çıkma teklifini kabul etmeyecegini bildigi halde bir mesaj alındı kutusunu hep heyecanla açanların, yedek kulubesine oturduğu yerden değil de uzaktan bakacağı günleri hayal edenlerin, ne zaman biraz mutlu olsa kesin birazdan bişey olur bi mutsuzluk gelircilerin, ahmet abinin, sevdiye teyzenin, büfeci yılmaz ustanın, bu hayatta ben de varmışım diyenlerin dizisi, en masumane sevilesi,gülünesi.
--spoiler--
+ araba çalalım.
- hayır olmaz!
+ banka soyalım.
- o da yetmez!
+ adam öldürelim.
- daha büyük bir suç işlemeliyiz...
+ o zaman kitap yazalım!
--spoiler--
--spoiler--
iskender: annenle ilk burada tanıştım, tanıştım derken biz görücü usülü evlendik, almanyadan geliyodu. biz de ailecek burada bekliyoduk. neyse tren geldi, burda durdu, mecnun trenden bir kadın indi, mecnun trenden bir kadın indi, ben ömrümde böyle bişey görmedim, su damlası, o an vuruldum, dedim ki iskender işte bu! işte bu! hayatının kadını.
mecnun: vay bee babama bak iyiymiş, sonra?
iskender: e sonra işte arkasından annen indi. öyle işte ilk ve son görüşüm oydu o kadını.
mecnun: baba ya ne yaptın nereye bağladın böyle, ne güzel anlatıyodun, tam ağlıyodum.
--spoiler--
--spoiler--
az sakallı dede : bu sizin yanınızdaki eski kocanız değil mi?
anneanne : o benim eski kocam değil, o benim evim.
az sakallı dede : eviniz mi?
anneanne : evim ya, biz birbirimizi severdikte bizimkiler çulsuzun teki derlerdi. tam 3 gün beni istemeye geldiler. ama rahmetli babam vermedi. sonra birgün tuttu beni kolumdan, oturttu karşısına gözlerimin içine bakarak, bak dedi, bundan sonra ne yerimiz var, ne yurdumuz olacak eğer benimle gelirsen. elimi tuttu, burasına koydu eğer benimle gelirsen, bundan sonra burası senin evindir dedi.
az sakallı dede : peki, siz ne dediniz.
anneanne : ne diyeceğim, gittim elbet. ondan sonra benim evim o oldu, ben onun yurdu oldum.
yani beyfendi anlayacağınız, benden size hayır yok. ben evime döneceğim günü bekliyorum...
--spoiler--
47.bölümün son sahnesiyle çok pis koymuştur, hem de laps diye!
--spoiler--
senden sonra çok değiştim ben leyla,
o kadar değiştim ki ,beni heralde tanıyamazsın görsen.
niyeyse ben herkesi kırıyorum,dinlemiyorum,umursamıyorum söylediklerini..bomboş yaşıyorum.
ne söylediğimin farkındayım,ne insanların beni sevdiklerinin.
niye böyle biliyor musun,
çünkü sen hep kafamın içindesin.
leyla senin fikrin kafamın içinde bir hayalet gibi ve ben o hayaletle uyuyorum her gece.
nolur artık izin ver bana,nolur yaşamama izin ver,tekrar birini sevmeme izin ver.
ölemem ben,öldüremem kendimi leyla.
babamı yalnız bırakamam,yanına gelemem.
çok uğraştım seni geri getirmek için ama yapamadım leyla.
nolur bana izin ver .
biraz mutlu olmak istiyorum sadece o kadar.
sen benim yanımda ol benim,kal ama nolur bana izin ver..
yayın aldığı trt'nin dahi elektrik faturalarına üstü kapalı sallayan türden bir diziydi. şarabı erik, sigarayı sakız, rakıyı incir diye sansürleyen bir diziydi. reyting korkusu olmayanından. yavuz abi'nin zeynep'e edebi metinler ve şiirler okumasına ne demeli? hangi dizide vardı ki bu? leyla'sız mecnun olur mu dendiğinde dahi olacağını gösteren, banka soyarken gişeden sıra alınan, fenerli ile galatasaraylı'nın, tayyip erdoğan ile kılıçdaroğlu'nun, papaz ile imamım kucaklaştığı bir diziydi. proje aslında türk televizyon yapımına bir baş kaldırıydı, üstü kapalı.
Bir gün bir adam çölde namaz kılıyordu. Önünden mecnunun geçtiğini gördü. mecnuna sinirlendi ve söylendi:Sen niye namaz kılarken önümden geçtin. koskaca çölde başka yer mi yok? bilmiyor musun bunun günah olduğunu?
Mecnun kendisine kızan adam bakar ve
kusura bakma ben leylanın aşkından seni görmemiştim. peki ama sen namazda iken mevlanın aşkından beni nasıl gördün?