her bölümünü abartısız 10 defa baştan sona kadar izleyebileceğim mükemmel bir onur ünlü yapımı.
diziyi onur ünlü yönetiyor diye izlemeye başlamıştım. güneşin oğlu, ah muhsin ünlü ve onur ünlü'ye güvenerek güzel bir şeyler bekliyordum haliyle, ama bu kadar harika bir yapım ortaya çıkacağını düşünmüyordum açıkçası. karakterlerin hepsi bir harika ve oyuncuların her biri birbirinden yetenekli. içlerinde en çok göze batan ezgi asaroğlu belki de, ama o da her bölüm daha bi güzelleşiyor sanki.
özellikle son bölümdeki final sahnesi harikadır, bu kadar mükemmel "önce tartışma, sonrasında ilan-ı aşk ve ardından sarılıp kavuşma temalı bir sahne" daha önce çekildi mi bilmiyorum.
bir de anne babasının ve arkadaşlarının leyla'nın evine geldikleri sahnelerdeki kamera açıları gerçekten güzeldi. Buna benzer bir sahneyi de ilk bölümde mecnun ve babasının konuşmasında da görmüştük zaten. Onur ünlü'yü izlemeye devam edin.
--spoiler--
birinci bölümdünden beri yapısını ve gidişatını bozmadan ilerleyen müthiş dizi. her bölümü ayrı bir güzel. hangi karakteri olursa olsun tek başına sırtlayıp götürebilir bir bölümü. ama arda'nın yeri bir başka benim için.
eternal sunshine of the spotless mind filmine yaptığı göndermeler ile bildiğin haykırarak gülmeme sebep olmuştur. izleyemeyenler ve yeniden izlemek isteyenler için;
bölümün başında park sahnelerinde leyla ile mecnun'un parktaki spor aletlerine binip birbirlerini süzmeleri, aşk dolu gözlerle bakmaları da ayrıca yarmıştır.
mecnun leylaya ıslık çalar füy füy füüüüy
leyla önce karşılık vermez
mecnun devam eder daha acıklı. füy füy füüüy
leyla cevap verir ritim hızlanır. füy füy füüüy
mecnun'un şu anda döktürdüğü dizidir aynı zamanda.
bir dizi düşünün ki hem bu kadar aşkı hissettirebilsin hemde komedi de çığır açsın.
yok abi ben daha önce görmedim. onur ünlü şaheser yaratıyor.
--spoiler--
mecnun: leyla gözlerin o kadar yeşil ki.. o gözlerinden bi kere öpsem, dudaklarımda bi orman filizlenir.
--spoiler--
edit: leyla ile mecnun absürt mizah yapan bir dizi. geniş aile veya diğer komedi dizisiyim diye geçinen yapımlardan kulvar olarak farklı bir konumda. bir kere herşey doğası gereği saçma. espiriler bir tarafa olayların işleniş biçiminin absürtlüğü zaten çok zekice. yani aman ne biçim espiri bunlar demek baya basit kaçmakta bulunuyor mecnunuma. rüyalardan çıkıp gelen ak sakallı bir dede var yaa, dahe ne olsun abii*
ayıp ama yapmayın canım*
sözlüğün gazına gelip izlediğim dizi. fakat bu kadar övgüye rağmen karşıma bildiğin embesil espirilerden oluşan koskoca bir skeç çıktı. madem beceremiyoruz deliliğe vuralım şeklinde bir kurtarmaya gidilmiş anlaşılan.
neymiş arda fakir diyormuş hahaha. bu ülkede koyu bilal gibi burjuvaların hası bir karakter var. neyse aynı cümle de ikisini anmayayım koyu bilal'e ve geniş aile'ye büyük saygısızlık olur. lakin şu çok net belli bir şey, dizinin senaristi geniş aile hastası ama işte elinden geldiği kadar.
ismail abi' nin takım kıyafetine övgü gönderen mecnun' a ben gösterişten hoşlanmıyorum, abartıdan ondan sevmedim bunları tarzındaki yanıtını vermeden önceki sahnede, ismail abinin işçi tulumunun payetlerle işli olması sebebiyle beni gülmekten krize sokan dizi.