seksenli yılların sonunda yayımlanan "St. Elsewhere" isimli dizinin finalinden araklama olan sondur.
orada da, dizinin başrol oyuncusunun otistik oğlunun kafasında kurduğu dünyadan ibaret olduğu anlaşılmıştı.
ayrıca herkes öve öve bitiremiyor ama diziye göre oldukça zorlama, sığ bir final olurdu böyle bitseydi. tamam, ağlardık; eyvallah, birkaç gün yorum yapar konuşurduk ama o efsane diziye böyle bir final yakışmazdı. belki de daha iyi oldu yarıda kalması. dizinin ruhuna da uydu aslında bu yarım kalmışlık...
adama dizinin tekrarından bi kare bile izletmeyecek final. e şimdi nasıl gülesin gelir, yatalak bir gencin ilaç yüzünden halüsinasyon bunlar aslında diye.
o değil de, şu 'burak aksak' dedikleri herif, ne yaman senaristmiş. bildiğin, zalım çıktı. 'leyla ile mecnun'un finalini anlattı ya la! ama ne finalmiş o öyle. yayınlansaymış, her bir parçamız ayrı bir yere dağılacakmış da uzunca bir vakit kendimize gelemeyecekmişiz.
erdal bakkalın sürekli tuzluğa benzetilmesi, mecnun'un beyninde aynada kendini tuzluk olarak görmesi.
ismail abinin pullu ceketler giymesi.
yavuzun eve kapıdan hiç girmemesi.
mecnun'un kaan ile muhabbetlerinin okulun çevresinde geçmesi ve akranmışçasına muhabbetleri...